BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Devlet sanatçıları ve akademisyenlere neler yasak!..

Devlet sanatçılığı ve akademisyenlik gözde mesleklerdir,yıpratmayalım.

GÜNCEL/ÖNEMLİ: MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(4) Yabancı dille eğitim-öğretim yapılan programlardaki öğretim görevlisi kadrolarına yapılacak atamalarda atama yapılacak programın eğitim dilinde, bilim alanı yabancı dille ilgili birimlere yapılacak öğretim görevlisi atamaları ile 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca zorunlu yabancı dil dersini vermek üzere öğretim görevlisi atamalarında ilgili dilde, yükseköğretim kurumlarının uluslararası ilişkiler ile yabancı dille ilgili uygulamalı birimlerinde istihdam edilecek öğretim görevlilerinin en az bir dilde, Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavından en az 80 puan veya eşdeğerliği kabul edilen bir sınavdan bu puan muadili bir puana sahip olma şartı aranır.”07.06.2018 tarih ve 30444 Sy.Resmi Gazete)

Gelelim konumuza..

Devlet sanatçıları göreve başladığında yıllık olarak imzaladığı TİP Sözleşmesi ile görev yapıyorlar. Yani, burada ne yapacakları/yapmayacakları yazılı. Ama, her dönemde birileri bunu çarpıtmak/yanlış kullanmak için uğraşıyorlar. Yönetimlerde göz yumunca kurum içinde huzursuzluk başlıyor.

GERÇEKLER: Konservatuar akademisyenlerinin ve Kültür  Bakanlığı sanatçılarının, yasak olmasına rağmen restaurant, meyhane, kebapçı ve otellerde sahne aldıkları da şikayetler arasında. Bunu görmezden gelmek doğru olmasa gerek.. Buna dur diyen kimse de yok... Bu kişiler kadroya girebilmek için zamanında ne uğraşlar vermiş, kimleri araya sokmuş, girebilme heyecanı yaşamış ve sanatçı/akademisyen olmuşlar. Peki,  şimdi bu hallere nasıl düşerler ve arkadaşlarını/topluluklarını zor durumda bırakırlar anlamak çok zor…

Her yıl imzalanan sözleşmelere bir bakalım:

1/ Kültür ve Turizm Bakanlığı Orkestra-Koro-Topluluk Hizmet Sözleşmesi

“Madde 7- Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Devlet Senfoni Orkestralarında, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yönetmeliği’nin hükümleri, Koro ve Topluluklarda, Devlet Koroları ve Toplulukları Yönetmeliği ve Solist Sanatçılarla ilgili Yönetmelik ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne Bağlı Orkestra, Koro ve Topluluklar Norm Pozisyon Usul ve Esaslarına aykırı olmamak kaydıyla çıkarılan genelge, tebliğ ve yönerge hükümleri aynen uygulanır. Mevzuatı bulunmayan kurumlar ile mevzuatında konuya ilişkin düzenleme bulunmayan kurumlar için 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır.

Madde 45- Sözleşmeli personel kazanç getirici hiçbir faaliyette bulunamaz. Ancak, sanatsal ve eğitici yönden yapacak çalışmaları, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak Genel Müdürlük iznini almak kaydıyla yapabilir. Sözleşmeli Personel, gece kulübü, pavyon, gazino, bar, içkili restoran, otel, v.b. yerlerde icrada bulunamaz. Bu madde hükümlerine aykırı hareket ettiği tespit edilen sözleşmeli personel, sözleşmesinin feshedilmesini kabul eder.”

AÇIK VE NET DEĞİL Mİ?

Sanatçılar bunu okuyup imzalamıyor mu?

ÇÖZÜM: Peki bu kurallara uymayanları Bakan bilir mi?

Hayır!..

Müsteşar bilir mi?

Hayır!..

Güzel Sanatlar Genel Müdürü bilir mi?

İşin içinden birisi değilse, zor..

Koro/Orkestra sorumluları (Şef/Müdür) bilir mi?

Bilir.. Bilmesi lazım…

Peki birkaç kişiye göz yumarak kültüre/sanata/koroya/topluluklara gölge düşürmek doğru mu?

Elbette doğru değil…

Üniversitelerde;

1/ Yükseköğretim Kurumlarına Bağlı Devlet Konservatuvarlarında Sanatçı Öğretim Elemanlarının Sözleşmeli Olarak Çalıştırılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı

MADDE 8. Öğretim elemanlarının 5. inci maddede gösterilen puan grupları içerisinde ki aylık brüt sözleşme ücreti kurumların yetkili organlarınca teklif edilir. Öğretim elemanlarının gördükleri yükseköğretim süresi,sanat kuruluşlarındaki hizmet yılları kendi meslek dalında yurt içinde ve yurt dışında yaratıcılık icracılık rejisörlük ve koreografik,müzikoloji ,teori ve araştırmacılık alanlarında gösterdiği başarılı faaliyetleri,disiplin durumları, göreve ve kuruma bağlılıkları ile kurum amirlerince tespit edilecek diğer hususları ihtiva eden değerlendirme formları bu tekliflerde esas alınır. Sözleşme ücreti , Üniversite Yönetim Kurulunun görüşü de alındıktan sonra Rektörlük tarafından tespit edilir..,

MADDE 12. Öğretim elemanları özel kanunlarla belirtilen görevler hariç olmak ve 13 üncü madde hükmü saklı kalmak üzere Yükseköğretim Kurumlarından başka yerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başkaca herhangi bir iş göremezler, ek görev alamazlar, serbest meslek icra edemezler.

MADDE 13. Sözleşmeli öğretim elemanları, ilgili kurumların isteği Üniversite Yönetim Kurulunun teklifi ve Rektörlün kararı ile ihtiyaç duyulan konularda, sözleşme ile tanınan hakları saklı kalmak ve kurumlarındaki özlük haklarından da yararlanmak ve eğitim ve öğretim görevlerini aksatmamak kaydıyla,Senfoni orkestralarında, Klasik Türk Müziği Korosu’nda, Devlet Tiyatrosu ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nde,Belediye Opera ve Tiyatroları’nda,Şehir ve Belediye Konservatuvarları’nda, TRT Genel Müdürlüğü’nde ve diğer kamu kuruluşlarında geçici süreli çalışmalarda bulunabilirler.

AÇIK VE NET DEĞİL Mİ?

2/Akademisyenlerin disiplin  kuralları…

Öğretim elemanlarından beklenen araştırma alanlarında hiçbir baskı ve kısıt hissetmeksizin bilim/sanat üretmeleridir. 657 sayılı Kanun’da düzenlenen bazı disiplin suçlarının hatırlatalım vardır (m. 125):

Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak (A, e) - Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak (B, b) - Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak (B, c) - Verilen emirlere itiraz etmek (B, j) - Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek (B, m) - Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek (C, e) - Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak (C, ı) - Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak (E, j)

2547 sayılı Kanun’a öğretim elemanları için, uyarma-kınama-kademe durdurma-geçici görevden çıkarma-sözleşme feshetme maddeleri yanında, özel olarak eklenen (m. 53) disiplin suçlarında şunlara yer verilmiştir; - Yüksek öğretim kurumları içinde siyasi parti faaliyetinde bulunmak veya siyasi parti propagandası yapmak (b, (3), k)) - Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak (b, (4), h)) - Bölücü amaçlarla veya terör niteliğinde eylemlerde bulunmak ve bu eylemleri desteklemek (b, (6), a)) - Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak (b, (6), d)

Son yıllarda artış gösteren İntihal; “kasten başkalarının özgün fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde hiç atıf yapmadan eserin bütünü̈ dikkate alındığında önem arz edecek şekilde kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermektir.”O halde intihalin; utanılacak, ayıp/kötü/etik olmayan bir iş olduğu,etikliğin  akademik kültürün vazgeçilmez bir unsuru olduğu beyinlere Arş.Gör. safhasında yerleştirilmelidir.

AÇIK VE NET DEĞİL Mİ?

Peki, bu kurallara uymayanları Rektör bilir mi?

Hayır!..

Genel Sekreter  bilir mi?

Hayır!..

Dekan/GSF Dekanı/Konservatuar  Müdürü bilir mi?

Bilir... Bilmesi lazım!…

Peki birkaç kişiye göz yumarak kültüre/sanata/birimlere gölge düşürmek doğru mu?

Elbette doğru değil…

Peki; akademisyenler  “etik kuralların” yazılı olduğu bir metni  okuyup imzalamıyor mu?

Maalesef, bu uygulama yok!..Yıllardır yazıyorum. Akademisyenliğini ilk başında alınan kişiye mutlaka bu kurallar yazılı olarak verilmeli, okutulmalı ve imzalatılmalı ki, sonradan bilmiyorum gibi yalanlara başvurmasın.

SONUÇ:

Yönetmelikte olan maddeleri uygulamamak, suça ortak olmak demektir ve  kurumu dejenere etmekten başka bir şey yaramaz, kurumun itibar kaybına yol açar…

Lütfen, kurumların kalitesine gölge düşürecek işler yapmayalım, yapanlar varsa da ilgili mevzuat gereğince işlem uygulayalım.