BIST 9.645
DOLAR 32,56
EURO 34,87
ALTIN 2.427,32
HABER /  MEDYA

Cübbeli Ahmet Hoca'dan darbe bombası! Rüyamda gördüm

Cübbeli Ahmet, İnternethaber Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık'ın Youtube kanalında sorularını cevapladı. Annesini FETÖ'nün katlettiğini söyleyen Cübbeli Ahmet, koronaya yakalanmamak için yazılan muskalara da tepki gösterdi.

Abone ol

Cübbeli Ahmet, FETÖ'nün annesini katlettiğini söyleyerek birçok kişinin ahını aldıkları gibi benim de ahımı aldılar diye konuştu. Tedavilerde ilim ile duanın birbirinden ayrılamayacağını belirten Cübbeli, darbeyle ilgili rüyalar gördüğünü, bunun askeri bir darbe olduğunu ve böyle bir tehlikenin hala sürdüğünü söyledi.

Rüyamda gördüm darbe olacak

Cübbeli darbenin askeri olacağını söyleyerek 'Ben bu rüyayı yakın görmedim. Yakın derken var 6-7 ay. Bir kaç rüya gördüm 15 Temmuz'dan sonra. Bu rüyalara göre darbe tehlikesi var. Askeri bir darbe. Ben durduruldum, indirildim kimlik soruldu. Sokağa çıkma yasağı var. Bu şekilde gördüm için Allah muhafaza buyursun' dedi. 

Kamuoyunun Cübbeli Ahmet olarak bildiği Ahmet Mahmut Ünlü, Hadi Özışık'ın Youtube kanalındaki sahur sohbetine katıldı. Anneler gününden koronavirüsle mücadeleye kadar pek çok konuyu değerlendiren Cübbeli, anneler gününde annesiyle olan ilişkisini anlattı. Annesinin cezaevinde kendisini ziyaret ettikten sonra hüzünlendiğini ve sağlığının bozulduğunu anlatan Cübbeli, FETÖ'nün annesini katlettiğini söyledi.

İşte Cübbeli Ahmet'in programdaki sözlerinden bazı satır başları;

"Beni hapishanede görünce üzüldü ondan sonra da hastanelik oldu. Yemekten içmekten kesildi. Üç ayda erimiş. Biz ancak vefat haberini alabildik. Cezaevinden cenaze için izin aldık ama geceden gidilecekti ona da müsaade edilmedi. Bunların hepsi FETÖ'nün zulümleriydi.

CANLI YAYINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

"Annemi FETÖ katletti"

Anamın ahını aldılar. Annemin katili ilan ettim onları. FETÖ'cü savcılar bizi yargılayanlar hepsi hapishanede şimdi. Bir tane dışarıda yoktu. Annemi katlettiler, sebebi oldular. Herkesten ah almışlardır ama ben de kendi ahımı yaptım. Allah da onları ıslah etmedi. Son ayrılığımız hüzünlü oldu. Mezarda bırakmadılar beni. Güneş batmadan cezaevine yetişeceğiz diye. Kaçıyor muyuz arkadaş? Mezardan apar topar bizi götürdüler.

"Peygamber duası isteyen ana babasından dua alsın"

Annesi olanlar kıymetini bilsinler. Bir peygamber duası isteyenler anne ve babasının dua alsın. Ömür boyu bu duaların hayrını görecektir. O dualar çoluk çocuğunda da çıkacaktır. Onun anne babasına ilgisi, alakası, sevgisi, hürmeti, ikramı çoluk çocuğundan torunlarından ona dönecektir. Bu Allah'ın kaidesidir. 

Anneler günü gibi bir günlük hediyelerle, arayıp sormalarla kutlamalarda değil. Onlar bizden ayrılana kadar dünya aleminden vuku bulana kadar ölümle her türlü ikram hürmet ve saygıyı şart koşuyor Kur'an! Allah'a kulluk ikinci ana baba geliyor. 

Fatih Altaylı'nın sorusu: Bilime mi güvenelim duaya mı?

Bunları birbirinden ayırmayalım. Çünkü Allah bize iki türlü tedbir emrediyor. Kur'an Kerim'de ikisi de var. Bir ayetinde tedbirinizi alın, öbür ayetinde elinizle kendinizi tehlikeye etmeyin. Koranada kendimizi tehlikeye atmamak için karantinada duruyoruz, evden çıkmıyoruz. Bütün bunlar Kur'an emirleri. 

 Yine Kur'an-ı Kerim'de "Lokman'a hikmet verdik" diyor. Lokman kim? Tüm dünyanın bildiği Lokman Aleyhisselam. Şimdi hikmet ne? Eski tabirle hekim derlerdi doktora. Hikmet ise hekimin ilmi. Yani tıp! Tıp bilimini de biz öğrettik diyor. Dolayısıyla duayı da Kur'an emrediyor, "Dua edin ben sizin" için kabul edeyim. 

"Koronanın da ilacı var"

Şifayı yaratan ancak Allah'tır. Allah da bize buyuruyor ki hem korunma tedbirlerinizi alın. Ölümle yaşlanmanın dışında koronanın da ilacı var. Bütün dünya şimdi aşısıyla uğraşıyor. Neden çünkü çaresi var. Kanserinde şekerinde var. Allah bunu indirmiş. Peygamberimiz tedavi olun diyor. Bazılarımız Allah'tan geldi diyor ama tedavinizi arayın.

"Hem ilacı içeceksin hem dua edeceksin"

Duada Allah'ın kaderindendir. Yani sen dua ederek Allah'tan şifa isteyerek o hastalığın gitmesini isteyerek Allah'ın kaderine müracaat ediyorsun. Dua da Allah'ın kaderidir, tedavide Allah'ın kaderidir. Şifayı yaratmadıktan sonra ne bilim, ne ilim, ne ameliyat fayda eder. İlla Allah yaratacak. Zaten ilacı alırken de bu duayı yaparsın. Hem hapını içeceksin hem de Yarabbi bana şifa yarat diye dua edeceksin. Aynı hap birine yarıyor diğerine yaramıyor.

"Bizi Allah muhtaç etti, sebepler alemi diye"

Duanın manası şudur. Yarabbi sen doktora ilim öğrettin. Sen ilaçlara tesir koydun, bitkilere tesir koydun. Bunu yaradan sensin ama senin istediğin kişiye faydalı kılıyorsun istemediğin kişiye fayda etmiyor. Bunu herkes görüyor. Burada yaratma devreye giriyor. Onun için sebeplere başvuracağız, ilime de başvuracağız. İlime, hekime, eczaneye muhtacız. Allah muhtaç etti, sebepler alemi diye. Bunu da ihmal edemeyiz. İki taraflı yapacağız. Kuş tek kanatlı uçmaz. 

Korona duaları ve muskalar için ne dedi?

Ben siteye koydum. Hadisler ve ayetlerden dualar. Zaten web sitesi ücretsiz, parasız. İsteyen Allah'a yalvarsın. Allah'a yalvarmanın duaları burada. 

Bazı şeyler duydum muskalar gibi. Bunlar tabii doğru şeyler değil. Bir de fırsatçılık oluyor. Sen kitap yazarsın, dualar koyarsın. Bunlara kaynak koyarsın. Bunlar alınır okunur, kitaptır. 

Şu ara kimin neyi yaptığından haberi yok. İnternetin imkanlarını öyle şekilde kullanıyorlar ki değişik fetvalar veriyorlar. Bakıyorsun ayeti yanlış okuyor, manayı yanlış veriyor. İntihal çok yani çalmalar. Mesela bir kitaptan alıyor ama söylemiyor kendi bulmuş gibi. Bunların hepsi kul hakkı. 

Bir de böyle insanların hastalık günlerini fırsata çevirip de şunu yaparsan korona sana kesin vurmazı kimse diyemez. Allah'a dua edilebilir. Her şeyi paraya döndürme şeyi maalesef. Denize düşen yılana sarılmış olabilir. Bunları tasvip etmem mümkün değil.

"Ben rüya gördüm darbe tehlikesi var!"

Tayyip Bey'in darbe söylentilerinden nemalandığını düşünmüyorum. Darbe söylentileri var. Ben darbe tehlikesi de var diyorum. Ben rüyalar gördüm var. Üç dört rüyam var ve dört beş yıllık süreç. Benim ilk bir gazetede çıkmıştı bu rüyam. Yedi ay sonra 15 Temmuz oldu. Bu bir gazetede yazıldı. Yedi ay sonra 15 Temmuz oldu. Yazım derken röportaj yapılmıştı benimle. Ben yine darbe tehlikesi görüyorum. 

FETÖ ve destekçileri değil. Yalnız şu var yani Canan Kaftancıoğlu, zaten DHKP-C kafasıyla PKK kafasıyla devlete seri katil diyen bir kafa. Darbe olsa ona mı yarayacak sanki? Darbe olsa ona da yaramayacak. 

FETÖ'nün darbe yapacak gücü yok öyle görmedik. Darbe tehlikesi var ama yakında demiyorum. Darbe tehlikesi önümüzde mevcut. Ekonomik kiriz mi bahane edilir? İşte o zaman silahlanma konusunda yine uyardım. Selefi derneklerin silahlanması sonra Şialar'ın silahlanması. Suriye'de bunlar mevcut.

"Bu askeri bir darbe"

Ben bu rüyayı yakın görmedim. Yakın derken var 6-7 ay. Bir kaç rüya gördüm 15 Temmuz'dan sonra. Bu rüyalara göre darbe tehlikesi var. Askeri bir darbe. Ben durduruldum, indirildim kimlik soruldu. Sokağa çıkma yasağı var. Bu şekilde gördüm için Allah muhafaza buyursun. 

"Alevi dedelere maaş ödenebilir"

Bana göre orası bir ibadethane değil belki tekke hükmünde diyebilirim. Kendi ritüllerini yapıyorlar. Orada hizmet alıyorlar, cenazelerini kaldırıyorlar. Vergiler sadece Sünniler'den de alınmıyor, Alevi vatandaşlarımızdan da alınıyor. Alevi ve Sünniler'in verdiği vergilerden bir harman edilmek suretiyle burada Alevi dedelerine, Cem evlerindeki görevlilere maaş vermesinde ben sorun görmüyorum. Orada bir vazife yapıyor. Benim böyle kin ve nefretim yok.

Sevda Noyan'ın "komşularımın listesini" yaptım sözleri

Çok yanlış, çok üzüldüm! Adnan Oktar meselesinde uyardım, FETÖ'de uyardım. Bunlardan dolayı da hapis yattım. IŞİD meselesinde canım tehlikeye girdim. Bir insana faydam olur mu diye düşündüm. 

Muhalifler bazı şeyleri abartıyorlar. Bu abartı değil tabii ki... Bu şimdi hakikaten konuşulmuş. 

Bir Müslüman'ın benim komşum Yahudi olsa, Hristiyan olsa fırsat bulduğumda onu kesmek için değil gece kalkıp "Ona hidayet eyle, onu da cennet ehlinden eyle" diye dua edemiyorsam zaten adam değilim. Bu çok tehlikeli bir yaklaşım. Buna ne gerekiyorsa icabı yapılmalı. Yaptığı suç!

"Ben adalettin yanayım"

Başka bir kanalda böyle bir konuşma bizim taraf hakkında yapılsa, eğer oraya ceza kesiliyorsa ona da kesilmeli. Ben adaletten yanayım. Annem  rahmetli "idama gitsem doğruyu söylerim Ahmet" derdi. Şimdi başka kanalda bu olduğunda böyle oluyorsa, bizden biri diye bunu muaf tutamayız."