BIST 9.775
DOLAR 32,54
EURO 34,99
ALTIN 2.434,75

Çözüm süreci nereye?

Öcalan'ın bu açıklamasından sonra da, süreçte tekrar silahların konuşacağı endişesi de kimsenin aklına gelmiyor, belki de sürecin en pembe yanı bu.

Türkiye ilk kez çözüme bu kadar yaklaştı diyebiliriz. İlk defa, toplumun hemen her kesimi tarafından bu kadar ciddiye alındı çünkü. İlk kez bu kadar yaklaştı barışa. Sanırım, silahların konuşmasını isteyen, savaşa devam diyecek bir tek insan yoktur. Tam barışın eşiğindeyken, çözüm sürecinin üç aşamasından ilki gerçekleşmeye başlamışken, aslında tamamlanması beklenirken, geçen hafta KCK'nın "geri çekilme sürecini durdurduk" açıklaması bütün planları altüst etti.

Belki de altüst etti demek yerine, süreci hızlandırdı demek ve yaşananlara pozitif bakmak gerekebilir. KCK bu açıklamadan aylar önce, hükumetin çözüm sürecine katkıda bulunmasını, ikinci aşamaya, yani demokratik çözümlere, bir ışık yakmasını beklediklerini açıklamış ve 1 Eylül'e kadar süre tanımıştı. 1 Eylül'den sonra süreci gözden geçireceklerini söylemişlerdi, tüm bu açıklamalara bakılırsa KCK'nın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama aslında sürpriz değil.

Özellikle BDP'li vekiller Temmuz ayında meclis kapanmadan önce, meclisin çalışmalarına devam etmesi gerektiğini, ikinci aşama için çalışılması gerektiğini vurgulamışlardı, olmadı, meclis çalışmalarına ara verdi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu bir süre daha çalıştı ama pakete ilişkin ciddi bir yol katedildiği söylenemez.

KCK'nın açıklaması bir nevi, sürecin hızlanmasına neden oldu diyebiliriz, hükumet daha önce örgüt tarafından yapılan açıklamaları ciddiye almaığından mı bilinmez, adımlarını hızlandırma gereği duymamışken, açıklamadan hemen sonra demokratikleşme paketi konusunda sık adımlar atmaya başladı. Önümüzdeki salı günü paketin Başbakan Erdoğan tarafından açıklanması bekleniyor. Paketten, Kürt tarafının bekledikleri, daha doğrusu "olmazsa olmazları" çıkacak mı bilinmiyor. Daha doğrusu öngörülmüyor. Özellikle, Anadilde Eğitim maddesini önemseyen taraf, paketten bu madde çıkmazsa süreç nasıl bir seyir izleyecek, merak edilen en önemli "şey" bu. Bilindiği üzere Anadilde Eğitim, örgütün en önemli maddelerinden biri, DTK da yine geçen hafta bu konunun önemini belirterek, yöre halkının bu maddenin hayata geçirilmesine yönelik isteklerinin altını çizmek adına, çocuklarını okula göndermeyeceğini açıkladı. Bunun dışında, yine çok önemli bir madde daha, seçim barajının düşürülmesi. Demokratikleşme paketinin basına sızan kısmında, baraja ilişkin bir madde görünmüyor.

Dananın kuyruğu salı günü kopacak diyemesek bile, işin rengi o gün biraz daha belli olacak. PKK, Gezi olaylarına katılma açıklaması yaptı, yaz aylarının başından beri Sonbahar'ın sıcak geçeceği konuşuluyor. Örgüt, demokratikleşme paketinin, hükumetin isteklerine göre değil de kendilerinin de hesaba katıldığı, kendi isteklerinin de ciddiye alındığı bir paket olmasından yana olduklarını defalarca söylediler, aslında geri çekilmeyi durdurma açıklaması da bir nevi bunun altını çizmek içindi. Eğer, paketten çıkacak olanları "beğenmezlerse" toplumun büyük kesimi, hakikaten mevsim normallerinin üstünde bir sonbahar yaşanabilir endişesi taşıyor.

Abdullah Öcalan'ın KCK'nın açıklamasına ne diyeceği ise en merak edilen konuydu. Gerçi, örgütün yaptığı açıklamanın Öcalan'dan bağımsız yapılmış olmasına da kimse ihtimal vermiyordu. Bugün İmralı'ya giden BDP heyetiyle kamuoyuna bir açıklama yapan Öcalan, KCK'nın açıklamasına değinmeyerek, diyalog sürecinin devam etmesi gerektiğinden yana olduğunu söyledi. Öcalan'ın bu açıklamasından sonra da, süreçte tekrar silahların konuşacağı endişesi de kimsenin aklına gelmiyor, belki de sürecin en pembe yanı bu.

Bugünden sonra, barışın ilk kez bu kadar ciddi biçimde konuşulduğu ve adımların ilk kez bu kadar iz bıraktığı "süreç" yolunda ilerleyecek mi, salı gününü bekleyip göreceğiz, "çözüm" buralardan ne kadar uzakta/yakında onu öğreneceğiz.