BIST 9.530
DOLAR 32,47
EURO 34,83
ALTIN 2.480,07

Coronanın vurduğu esnaf devletten ne istiyor?

Coronadana dolayı 2. defa işyerlerini kapatmak zorunda kalan, işçilerini ya ücretsiz izne çıkaran ya da bağını koparan küçük ve orta ölçekli esnaf devletten 2. defa hibe ve ya kredi desteği istemiyor. Devlete olan borçlarının bir kereye mahsus belli bir limit altında silinmesini istiyor. Yoksa devletin vereceği para desteği öncelikli olarak bir önceki gibi yine başka delikleri kapatmaya gidecek.

İş yerim Bursa'da olduğu için, çevremdeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin , esnafın derdini şu günlerde çok iyi biliyorum, ama yine de  dün Bursa'nın kalbi olarak bilinen Kapalıçarşı, Heykel, Cumhuriyet Caddesi ‘ni bir gezeyim istedim.

Ben içim burkularak gezdim ama buradan söyleyeyim, vekillerimiz hele ki AK Parti’nin vekilleri şu sıralarda aman diyeyim hiç buralara uğramasınlar. Sıkıntı büyük. Esnaf deyim yerindeyse ateş püskürüyor. Kendimden biliyorum AK Partili’yim diye son haftalarda yemediğim laf kalmadı. 

Zaten şimdilerde göreve devam etmeyeceğini açıklayan il Başkanı Ayhan Salman sağolsun son 3 yılda teşkilatı kırdı geçirdi,vatandaşın partiyle bağını kopardı, muhtarları ve  esnafın derdini bile dinlemedi. 

Haklılar da…

Kaldı ki, son 3 yıldır ekonomi pamuk ipliğinde gidiyordu, tam makro göstergeler yukarıya doğru çıkışa başlamıştı ki, mart- haziran aylarında coronadan dolayı içe kapandık, dengeler yeniden alt üst oldu. Haziran’dan sonra kısmi açılmada az da olsa toparlanma başlamışken bu sefer de yine 2. dalgadan yasaklar, yeni tedbirler, yeni kısıtlamalar geldi.

Daha  topu topu 5 gün oldu. Büyük işletmeleri, organize sanayi bölgelerindeki  fabrikaların durumunu bilmiyorum, ihracat yaptıklarından dolayı aşağısı kadar sıkıntı içinde olmadıklarını umuyorum, ama  çarşıların, pazarın , caddelerin ve AVM’lerin durumunu çok iyi biliyorum, görüyorum.Yaşıyorum.

                             *****                           ******                        *****

Çay  ocakları,butikler, dükkanlar,bakkallar, cafeler, esnaf lokantaları, restorantlar, büfeler teker teker değil üçer beşer kapanıyor. Çünkü iş yok. Paket servis serbest ama onu da zincir markalar yapabiliyor. Diğerleri yapsa da kiralarını bile çıkaramıyor.

Zaten bir önceki kapanmadan gelen kira, vergi, Bağ-Kur, SSK, kredi ve emtiya  gibi borçları var. Şimdiki kapanmada hem bu borçlarını ödeyemeyecek, hem de devam eden  girdilerini ve maliyetlerini karşılayamaz duruma geldiler.

Yine geçen dönem ertelenen, taksitlendirilen vergi borçlarının  geri ödemesinin  başlaması da  ayrı bir dert. Geçmiş dönem taksitlerine, son ayların vergi borçları da eklenince devlete olan borç yükü de katlanarak arttı. Esnafın bırakın hareket etmesini soluk almaya takati kalmadı.

Elbette önce can ama, diğer taraftan ayakta kalmak, ailesini geçindirmek, yanında çalışanlarına maaşını ödemek zorunda olan milyonlarca esnafı ne yapacağız? Onları bitirirsek, ekonomimiz çöker.

Diyorlar ki;

“AK Parti yeni iktidara geldiğinde vergi barışı çıkardı, gittik devletimize katkı olsun diye  peşin ödeme yaptık, fatura kestik. Deprem oldu devletin ıbanına para gönderdik, sel felaketi oldu yağdırdık. Altınlarınızı bozdurun dediler eşimizin kolundakine kadar çıkardık, dövizleri bozdurun dendi bozdurduk. Yastık altındakileri çıkarın dendi, çıkardık. Devlet baba istedi biz bu fedakarlıkları yaptık. Bi şeyimiz kalmadı. Şimdi fedakarlık sırası devlet babada”.

Devlet baba nasıl tedbir alır bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var ki  eğer ilk kapanmadaki gibi  kredi ve ya borç öteleme vb. geçici  tedbirler uygulanırsa, hiç uygulanmasın daha iyi. Borcu borçla kapatmak kısa vadede tamam da, orta ve uzun vadede ülke için de sıkıntılı.

Piyasaların durumunu görmek ve anlatmak için ila ekonomist olmaya gerek yok. Çözüm için de.

                            ******                                      ******                                  *****

Aklın yolu bir, devletten şunu istiyorlar:

“Biz hibe istemiyoruz, kredi de istemiyoruz, zaten gırtlağımıza kadar borçlanmışız. Biz vergi, SSK, Bağ-Kur  borçlarının  belli bir limit alınarak  silinmesini istiyoruz. Örneğin, 1 lira ile 100 bin lira arasında olan borçları devlet silsin. Zaten bunları ödeyemiyoruz, dolayısıyla alamayacak. Hibe ve kredi verdiğinde de önceliklerimiz bunlar olmadığı için bunları kapatamıyoruz.”

İyi güzel de peki, düzenli vergisini ödeyenleri ne yapacağız? Ya da bu limitin üstündekileri?

Bunun için de önerileri var:

“Düzenli ödeme yapan esnaf arkadaşlara da  peşin ödemelerde yüzde 5 yerine yüzde 10 yapsınlar, böylelikle onlar da bu  kolaylıktan yararlanmış olurlar. Ha bir de  KYK borçları var, devlet baba bu borçları da silmeli. Gençlere adım atmalı. Diplomalarını aldılar evde oturuyorlar. Bu süreçte onlar da işsiz kaldı”

Bir diğer önemli nokta da Kredi Kartı ve Kredi borçları.

Biliyorsunuz, ilik kapanmada devlet bu şahsi borçlara  3 kamu bankası üzerinden kısmi de olsa bir yapılandırma getirmişti ama süreçte gördük ki ne bu 3 banka ne de diğer özel bankalar bu  ertelemeyi uygulamamışlardı. Uygulayanlar da faizi ertelediler, o kadar.

Şimdi vatandaş bu banka borçlarından dolayı icraya düştü. İstatistiklerdeki artışı görebilirsiniz. Bankalar da bunu tahsil edemiyor,  zaten önümüzdeki süreçte hiç etme şansları da yok…

Bankalar bu borçları varlık fonu şirketlerine satana kadar  bir kereye mahsus bir limit üzerinden silme yapsın. Ancak bu şekilde toplum nefes alır, piyasalara da can suyu gelir.

Yoksa gemimiz su almaya başladı…