BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,96
ALTIN 2.325,14

CHP’nin kıt kataloğu

CHP yine yalana ve iftiraya başvurdu. İç siyaset açısından üzücü bir durum.

CHP yine yalana ve iftiraya başvurdu. İç siyaset açısından üzücü bir durum.

CHP liderinin ve onun temsil ettiği zihniyetin yalan ve iftira kataloğu çok geniş değil aslında.

Hedefiniz belden aşağı vurmak olunca kataloğunuz haliyle çok geniş olamıyor.

Ya yargıya müdahale var diyorsunuz, ya özgürlüklere kısıtlanıyor diyorsunuz ya da hırsızlık falan.

Birkaç gündür bu kısıtlı kataloğun yeni versiyonları ile uğraşıyoruz yine. Şu iddia ile başlayalım: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nden gizli bir belge Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yollanıyor ve CHP’ye göre AK Partililer yargıya ‘yine’ müdahale etmeye çalışıyor. İnsan el insaf demeden edemiyor açıkçası.

“Her şeyden önce söz konusu belge bir suç duyurusundan ibaret. Üstünde de yazıyor zaten suç duyurusu diye. İkinci olarak belgenin üstünde gizli yazmasında hiçbir sakınca yok. Biz hukukçular buna idarenin takdir hakkının bir tezahürü olarak bakarız. Kaldı ki Ceza Hukuku’nun temel ilkelerinden biri de soruşturmanın gizliliği prensibidir. Soruşturma ile ilgili gizlilik kararı verilmesi apayrı bir durum.

Ona hiç girmiyorum.

İdarenin gizli olarak nitelendirdiği belge soruşturma ile ilgili gizlilik kararı alınmaz ise zaten kamuya mal oluyor.

Kısacası ortada ne yargıya baskı var, ne müdahale var, ne de hukuka aykırı bir durum var. El insaf hakikaten Kılıçdaroğlu!

Bunların hepsi bir kenara da şu soru hep aklımda: CHP’nin bütün milletvekilleri Kılıçdaroğlu’nun yalan, iftira ve şantaj üzerine kurduğu siyasi dili destekliyor mu acaba? Hiç zannetmiyorum. En azından çoğu konuda Kılıçdaroğlu’nun söz konusu çarpık tarzı siyasetini benimsemeyenler illaki vardır.

Medyanın bu noktada sorumluluğu üzerine alması gerekir. Ben kendi üstüme düşeni yapayım. Mesela Eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’e sorularımı yönelteyim.

Sayın Cihaner, sizce Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin suç duyuru yapması hukuka aykırı mı? Aykırı ise neden? Değil ise Kılıçdaroğlu’nun ve onun üslubunu benimseyenlerin amacı nedir? En basit bir idari soruşturma ile ilgili belgenin üzerinde bile gizli ibaresinin yer alması mümkünken koskoca Cumhurbaşkanlığı’ndan giden bu suç duyurusu üzerindeki gizli ibaresi Kılıçdaroğlu ve avanesini niye rahatsız etmektedir?

Sayın Cihaner, siz Fetö kumpaslarının mağdurlarındansınız. Kılıçdaroğlu’nun kontrollü darbe argümanını destekliyor musunuz? Bu argümanı yargılanan Fetöcü darbecilerin de kullanıyor olması sizi rahatsız etmiyor mu? Birgül Ayman Güler’in 30 Mart’ta cemaatle ittifak yaptık açıklaması ne anlama geliyor? Bir Fetö mağduru olarak sizi rahatsız ediyor mu? MİT Tırları Davası hakkında ne düşünüyorsunuz? Lütfen devlet sırrı kavramını biraz da partidaşlarınıza anlatabilir misiniz? Enis Berberoğlu ile ilgili verilen mahkeme kararı hakkında tecrübeli bir hukukçu olarak ne düşünüyorsunuz? Tutuksuz yargılanması hususunu sormuyorum. CHP’nin de desteği ile dokunulmazlığın kaldırılması ardından CHP’nin çark etmesi ve Berberoğlu’na isnad edilen suçlar bağlamında değerlendirin mümkünse. Berberoğlu davası sizin karşınıza gelse idi ne karar verirdiniz? Sonuç olarak CHP bu tarzı siyaseti değiştirmeli. Birkaç gün önceden bir örnek daha. Tayyip Erdoğan’ın 3.5 milyar dolar serveti var denildi. Erdoğan haliyle sert çıktı ve Kılıçdaroğlu’na hitaben ‘’ispatlayamazsınız namustan yoksunsunuz’’ dedi. Gerçi olay belirttiğim gibi sadece Kılıçdaroğlu ile ilgili değil. CHP’nin bu katalogcu kafayı değiştirmesi lazım. Aykut Erdoğdu da geçenler de müfterilik nitelemesine ‘mazhar’ olanlardan biri olarak gündeme geldi.

Eski örneklere girmiyorum bile. Altın klozetli saraylardan devasa masalara kadar. CHP zihniyetinin söz konusu tarzı siyaseti internet sitesi kurdurdu. İncelemek isteyenlere Günün Yalanları sitesini tavsiye ederim. Artık CHP zihniyetinin yalanları tasnif edilip ‘başarı’ derecesine göre değerlendirilir oldu. Bir ana muhalefet partisinin içine düştüğü durum bu olmamalıydı. Yürüyüş meselesine gelince. İlk olarak; 367 krizinde, AK Parti’nin kapatılması ile ilgili süreç başlatıldığı ve AK Parti kıl payı ile kurtulduğunda veya başörtüsü mağduriyeti nice canları yaktığında yürümeyenlerin bu yürüyüşünde kesinlikle samimiyet yok. İkinci olarak; iktidara yakın çevrelerin de eleştirdiği damatların tutuksuz yargılanması kararı ardından yürümeyip Mit Tırları ile ilgili davadan mahkum edilen Berberoğlu için yürünmesinde de insanlar samimiyet göremiyor. Hele hele Kılıçdaroğlu’nun 4 gün içinde Kavurmacı olayı ile ilgili çark etmesini CHP’liler de garipsedi. Dürüstlük en kuvvetli hazine. Gerisi lafı güzaftır.