BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 35,05
ALTIN 2.324,50

CHP’nin hatalı programlanmış Yapay Zeka’sı...

Ancak hatalı üretilmiş veya yanlış programlanmış bir Yapay Zeka böyle davranır, böyle konuşabilir. Öyle değil mi?

Yapay zeka, bir bilgisayarın ya da bilgisayar kontrollü bir robotun, akıllı varlıklarla ilgili görevleri yerine getirme yeteneği.

Bu terim sıklıkla, akıl yürütme, anlam bulma, genelleme veya geçmiş deneyimlerden öğrenme gibi, karakteristik entelektüel süreçlere sahip sistemler geliştirme projesine uygulanır.

1940'larda dijital bilgisayarın geliştirilmesinden bu yana, bilgisayarların çok karmaşık görevleri yerine getirmek için programlanabileceği gösterilmiştir. Örneğin, matematik teoremleri için kanıtları keşfetmek veya satranç oynamak vb...

Yine de, bilgisayar işlem hızında ve bellek kapasitesinde devam eden ilerlemelere rağmen, daha geniş alanlarda veya günlük bilgi gerektiren işlerde insan esnekliğini karşılayabilecek hiçbir program yoktur.

Öte yandan bazı programlar, belirli uzmanlık görevlerini yerine getirmede insan uzmanlarının ve profesyonellerinin performans seviyelerine ulaşmıştır, böylece bu sınırlı anlamda yapay zeka, tıbbi teşhis, arama motorları ve sesli veya el yazısı tanımına kadar çeşitli uygulamalarda bulunur...

Psikologlar genellikle insan zekasını sadece bir özellik ile değil, birçok farklı yeteneğin bir araya getirmesiyle karakterize eder.

Yapay Zeka da ki araştırmalar esas olarak zekanın aşağıdaki bileşenlerine odaklanmıştır; öğrenme, akıl yürütme, problem çözme, algılama ve dil kullanma.

İşte tam da bu noktada Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları ve seçim için önerdiği adaylar aklımda belirdi.

Yeni Zelanda’da Avusturalyalı olduğu iddia edilen terörist, 50 müslümanı cami de ibadet sırasında şehit etti. Onlarcasını yaraladı. Teröristin kulandığı silahların üzerinde İslama ve Türk’lere karşı tehdit dolu mesajların yanı sıra yayınladığı manifestoda Türk liderlerine, camilerine ve İstanbul’a yönelik tehditler sıraladı.

Devam.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği, yaptığı, algıladığı her neyse kendisinin bile anlamadığı kesin. Söylediği, anlattığı bir çok şey var. Yeni Zelanda da vuku bulan terör olayı için, “olayın İslam dan kaynaklı” olduğu görüşünü paylaştı. Bunun aksine Yeni Zelanda başbakanı bu eylemi yapanın terörist olduğunu ve hristiyan bir kimliğe sahip olduğunu belirtti. Olaydan hemen sonra yüzlerce Yeni Zelanda’lı İslam dinini kabul ederek müslüman olma şerefine kavuştu. Ve binlercesi İslam dinini ve müslümanları daha yakından tanımak adına camilere akın etti.

Açıklamanın birini Müslüman olduğunu iddia eden Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanı, bir diğer açıklamayı yapan da hristiyan bir kimliğe sahip bir başbakan. Camilerini, liderlerini, islamı tehdit eden teröriste bir çift lafı bile fazla gören ve bu terörün İslamdan kaynaklı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bunu müslüman bir ülke olan Türkiye’de söyledi. Tam da kritik yerel seçimlere bir kaç zaman kala söyledi. Ancak hatalı üretilmiş veya yanlış programlanmış bir Yapay Zeka böyle davranır, böyle konuşabilir. Öyle değil mi?

Kemal Bey’in belediye seçimlerinden dolayı büyük şehirlere gösterdiği adaylar içinde verdiği kararlar da yine bu hatanın iz düşümünü görmek mümkün...

Bakın belediye başkan adaylarına. İstanbul büyük şehir için aday gösterdiği İmamoğlu, belediye başkanlığı yaptığı Beylikdüzü ilçesinin bir köşesine yunanlı Makarios’un heykelini diktirmiş. Nedeni nedir bilemiyorum lakin CHP’nin en büyük argümanlarının atam olmasaydı yunanlılar diye başlayan ve yıllar yılı politik bir argüman haline getirdikleri adamların heykelini dikiyor olmaları çok tuhaf...

Ankara belediye başkan adayının çek, senet, tehdit türü mafya vari olaylarla isminin anılması, başkan adaylığını şaibeli hale getirdi... İzmir adayı da malum şahıs... CHP İzmir gibi harika bir şehri mahvetmeye devam etme adına ülke’nin değerlerine saldırmış bir ailenin çocuğunu aday kıldı. Bu ülke’ye saldırmış, kendi memleket insanını ikinci hatta üçüncü sınıf olarak gören ve aşağılayan ne kadar şahıs varsa CHP’nin lideri tarafından partide önemli adaylıklara ve önemli rollere getirildi.

Tüm bunların yanı sıra batının kuklası kanlı terör örgütü PKK’nın siyasi ayağı olan ve organik bağı her gün gözler önüne serilen HDP gibi bir partiyle iş birliği içine girmiş olması, CHP’ye gönül vermiş gerçek vatanseverleri hayal kırıklığına uğratarak marjinal bir parti olma yoluna soktu.

Şu dönemde CHP’yi yönetenler ve yön verenlerde akıl yürütme, problem çözme, algılama, dil kullanma ya da siyasi rakibini siyaseten zora sokacak hamlelerden ve projelerden bi haberler...

Siyaset ve rekabet bu halka ne verebildiğinizle alakalı.

Kendi ülkesini tanımayan, kendi halkını anlamak istemeyen bir zihniyetin bu ülkeyi yönetmesine ve yön vermesine aklı başında hiç bir insan izin vermez. İzin verecekler de meselelere futbol takımı tutar gibi ideolojik bakan kesim olacaktır. Maalesef Mustafa Kemal’in oturduğu koltukta ısrarla oturmaya devam ediyor ve böyle giderse oturmaya devam edecektir...

Sonuçta, insanların siyasi görüşleri ve dini görüşleri kendini bağlar ve herkes inancında hürdür. Fakat mesele ülke menfaatlerine gelince CHP’nin İngiliz Lordlar Kamarasından pek bir farkı kalmıyor. Ve tüm bunlara rağmen bu milletten oy bekliyor. CHP’nin aklı başında idarecileri bunu görüp bu yanlış gidiaşata bir son vermeli ve CHP daha milli bir çizgide milli bir kadro ile siyaset hayatına devam etmeli...