BIST 9.037
DOLAR 32,32
EURO 35,10
ALTIN 2.295,58

Cem Seymen’in “Para dedektifi” ve girişimcilik üzerine…

Pazar akşamları CNN’de “Paranın dedektifi” adlı programı ailecek kaçırmamaya çalışıyoruz. Cem Seymen; çok başarılı anlatımı ve motivasyonu ile, “yetişmiş insan gücünün” şehirlere akmasını değil...

Pazar akşamları CNN’de “Paranın dedektifi” adlı programı ailecek kaçırmamaya çalışıyoruz. Cem Seymen; çok başarılı anlatımı ve motivasyonu ile, “yetişmiş insan gücünün” şehirlere akmasını değil; “kırsalda ve köylerde” projeler geliştirerek ülkeye hizmet etmelerinin ve başarılı olmalarının yollarını anlatıyor. Ona göre “hayal etmezseniz yapamazsınız…”

Kim C.Seymen? Kısaca; Seymen için gazetecilik kendi deyimiyle “tutkunun ve şefkatin harmanlandığı büyük heyecan”. Seymen’in başka bir tutkusu daha var. Edebiyat! Yeniden üniversite sınavlarına girip Beykent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü burslu kazandı. 4 yılın sonunda Edebiyatı o kadar sevdi ki yüksek lisans da yapmaya karar verdi. Şair Cevat Çapan’la “Joseph Conrad Romanlarında Sömürgeciliğin İzleri” konulu yüksek lisans tezini tamamladı. Edebiyatla ekonomiyi birleştirince rakamları kendine özgü üslubuyla öyküleştirdi. Bu sayede insan odaklı programlarına cesaret, kararlılık, dayanıklılık, azim kavramları damga vurdu. Seymen’e göre her şey hayal etmekle başlıyor. CNN TÜRK Ekonomi Servisi’nde çalışmaya başladığı günden bu yana dünyadaki dev bütçeli şirketlerin tepe yöneticileri ve Türkiye’nin önde gelen işadamları ile ses getiren röportajlara imza attı. Davos Ekonomik Forumu ve Uluslararası Para Fonu IMF toplantılarında CNN TÜRK’ü temsil etti. CNN TÜRK’te sunduğu Sanayi Rotası programıyla dünyanın ve Türkiye'nin farklı kentlerinden her hafta canlı yayın yaptı, sektörlerin sorunlarını yerinde inceledi. Şu anda CNN TÜRK ekonomi ve finans haberlerini sunuyor. Haber spikerliğinin yanı sıra

“Para Dedektifi” programıyla bilim, teknoloji, eğitim, inovasyon, üretim, tarım ve hayvancılık alanlarında araştırmalara imza atıyor. Seymen’in en büyük tutkusu seyahat. Uzak coğrafyalara maceralı yolculuklar hayatında önemli bir yer kaplıyor. Gözleme dayalı denemeler yazıyor, fotoğraf çekiyor.”

C.Seymen bir programında hayatını anlatmıştı, HELAL OLSUN DEDİK GÖNÜLDEN. Hayatta başarılı olmak için “hayal etmek” kadar, “yetenekli ve girişimci ruha sahip olmakta” gerekli. Girişimcilik; herkesin balıklama atlayacağı bir iş değil.

Alt yapıyı da hazırlamak gerekli…Özellikle, her kişinin üniversiteyi bitirince devlet dairesine ya da öğretmenliğe, polisliğe kapak atmak istemesinin yoğun olduğu ülkemizde, girişimci gençler yetiştirmek çok zor…

Konservatuarda lisans 3. sınıfa başlayan öğrencilere şunları sorarım; Ne olmaya karar verdiniz? Olmak için neler yapıyorsunuz? Eksiklerinizi biliyor musunuz? Donanımlı olmak için neleri zorluyorsunuz? Pek cevap gelmez, kararsızdırlar, kapıları açmak için bilgi verilmemiştir.. Derim ki; “bu dönem sonuna kadar bana ne olacağınıza dair kararınızı söyleyeceksiniz ki, geri kalan 1.5 yılı, o amaçla değerlendirme imkanınız olsun.” Kısaca, ben girişimcilik dersleri veriyormuşum da haberim yok!!!!

Kasım 2015’te katıldığım bir sempozyumda,Kazan Belediye Başkanı, Ankara Ün. Ziraat Fak. Dekanına dedi ki; “Sayın Dekanım, Kazan’da yüzlerce dönüm araziniz var ve boş duruyor. Bir çalışma, planlama, üretim yapmıyorsunuz. Öğrencileriniz toprağı görmüyor/tanımıyor. Sizin fakülte olarak Ankara’da ne işiniz var, gelin buraya yerleşin,her türlü desteği veririz, birlikte ekonomiye-tarıma-ziraata kucak açalım.” İşte girişimcilik bu olsa gerek…

Üniversitelerde “girişimcilik dersi” var mı? diye araştırdığımda "80 üniversitede 400'den fazla bölümde uygulamalı girişimcilik dersleri veriliyor" bilgisine ulaştım ve bu beni sevindirdi. Çünkü; kısa seminerler ile yapılan toplantılardan, alınman sertifikalardan bu konuda verim alınamayacağına inanmaktayım...Ancak, geldiğimiz noktada başarılı olunmadığı dikkati çekiyor.

Acaba, ders verenler; ayağı toprağa-araziye basmayan, proje geliştirmemiş/uygulamamış/sonuç almamış,tarımı ve hayvancılığı yerinde görmemiş masabaşı uzmanlarından mı oluşuyor?

Girişimcilik ve proje konusunda hükümetin geçen ay açıkladığı, gençler için destek paketleri de çok yararlı.

C.Seyman’in söylediği gibi; “Şehirde yaşamak, sürekli koşturmak, temiz hava yok diye şikayet etmek, topraktan uzaklaşmak, ailenin bugüne kadar yaptığı ekonomik işleri bırakmak” doğru olmasa gerek…Doğa, tabiat , ziraat v.b. gençleri bekliyor…

“Türkiye’de yükseköğretim alanında son yıllarda görmezden gelinemeyecek bir eğilim, hatta bir moda var: Devlet ya da özel tüm üniversitelerimiz yalnızca işletme ile ilgili olanlara değil, tüm bölümlerine Girişimcilik dersi koymak için birbirleriyle yarışıyorlar. Beklenti, üniversitelerin özel sektörle ilişkilerini bu dersler aracılığıyla yoğunlaştırması ve küçük girişimciler yoluyla işsizliğin düşürülmesi. Girişimcilik dersinin bu denli popülerleşmesi her ne olursa olsun olumlu karşılanmalıdır….. Girişimcilik dersleri, “Ne tür bir girişimci istiyoruz?” sorusunun sorulabilmesine ve bunun toplum yararına yanıtlanabilmesine hizmet ettiği sürece desteklenmelidir. Birey temelli düşünüldüğünde, gerçekten de büyük paralar kazanabilmenin tek yolu doğru fırsatları bulabilmek ve kaynakları hızla bu alanlara aktarabilecek esnekliği göstermekten geçer. Ancak kamusal bir hizmet olan bilginin en önemli üreticisi üniversitelerin, bir konuya bu kadar birey temelli bakması doğru mudur? Üniversiteler, yalnızca kişisel zenginliğini düşünen ve “fırsat kollayan” girişimciler yetiştirmekle yetinebilir mi? Yoksa bir yandan iş fırsatlarını değerlendirirken diğer yandan da ülke ve insanlık için yararlı şeyler üretebilen zanaatkâr girişimci tipi mi hedeflenmeli?..... Bu sorular üzerinde önemle durulmalıdır. Altı çizilmesi gereken girişimciğin bireysel bir faaliyet olmadığı ve bir toplumun kaderini bile etkileyebilecek kadar toplumsal olduğudur. Örneğin 19.yy Danimarka’sında kırsal bölgelerde oluşmaya başlayan grup temelli girişimcilik kültürünün, İskandinav dayanışmacı davranış kalıbının, sosyal demokrasinin ve yüksek yaşam kalitesinin temellerini attığı söylenebilir. Bununla birlikte aynı şekilde Rusya'da Soğuk Savaş sonrası dönemde yeni ortaya çıkan girişimci sınıfının, devletle olan ilişkilerini olağanüstü servetler edinmek için kötüye kullanması Rusya'yı mutluluk seviyesi en düşük ülkelerden biri haline getirmiştir”

Programda ev kadını diyor ki; “ çok şükür her şeyimiz var, buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon v.b. ama gençler şehre kaçıyor, biz çocuklarımızı gönderirsek bunları kim yapacak, gelsinler geliştirsinler. Çocuklarımızı okutmadık, okuyanların hali belli. Şehirde, kar için “beyaz kabus” diyorlar, oysa “kar toprağın yorganıdır” diyerek gençlere adeta ders veriyordu. Ben olsam C.Seymen’i, özel görevlendirir ve üniversitelerde konferanslar vermesini sağlardım. O zaman bir başlık atalım; “Girişimci” kime denir ve ne gibi özelliklere sahip olmalıdır?;

“Girişimci, kar amacıyla “riski üzerine alan kişi”dir. Girişimci, mal ve hizmet üretimi yapabilmek için, üretim öğelerini en iyi ullar altında bir araya getiren kişidir. Riski üzerine alarak, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, üretim öğelerinin alımını yapar, bunların bir araya getirilmesi imkanını sağlar. Kar amacı güder, ancak tek amaç para kazanmak değildir.

Ekonomik bir değer ortaya koymaksızın, çeşitli yollardan, başkaları tarafından ortaya konulan ortak değerleri kendi tarafına aktarmanın adı girişimcilik değildir. Ayrıca girişimci, yönetici demek değildir. Girişimcilik için en temel 3 faktör; yetenek, cesaret ve bilgidir. Daha geniş kapsamda girişimcide olması gereken özelliklere bakacak olursak; 

Kendine güven duymalıdır, aynı zamanda güvenilen biri olmalıdır.

Geri adım atabilmeli ve yeniden başlayabilmelidir.

Sonuçları değerlendirebilmelidir. Mesleki riskleri üstlenebilmelidir.

Yaratıcı olmalıdır.

Cesaretli olmalıdır.

Bireysel ve aynı zamanda da toplumsal olmalıdır.

İyimser ve fikir sahibi olmalıdır.

Sürükleyici ve güdüleyici olmalıdır.

Başarı için yönlenmiş olmalıdır.

Fırsatlardan yararlanabilmelidir.

Yeniliklere açık olmalıdır.

İşini seven biri olmalıdır.”

HAYDİ GENÇLER; Özellikle C.Seymen’i izleyin, girişimciliğe önem verin…. Meclis araştırma komisyonuna göre işsiz sayısı 6 milyon, her 4 işsizden birisi üniversite mezunu, yani rakam çok yüksek. Gelin; ziraata, doğaya, çiftçiliğe, arıcılığa, toprağa yatırım yapın” diyerek, konuyu (2016) yeni torba kanunla gençlere yapılan desteklerle kapatalım;

1/Gelir vergisi: İşyeri açan gençler üç yıl boyunca gelir vergisinden muaf olacak. Ayrıca esnafın 8.000,00 T.L yi geçmeyen gelirleri için vergi alınmayacak.

2/İşçi zorunluluğu: 51 ilde uygulanan ve 10 dan fazla işçi çalıştırıldığında uygulanan %6 lık prim indirimi için 10 işçi zorunluluğu kaldırılacak. Böylece 51 ildeki işverenler 1 işçi için de %6 oranındaki prim teşvik indiriminden faydalanacak.

3/Sağlık güvencesi: Liseden ve ya üniversiteden mezun olan ve herhangi bir sağlık güvencesi olmayan kişilere mezuniyet tarihinden itibaren iki yıl ücretsiz sağlık hizmeti verilecek. Genel Sağlık Sigortası borçları ile ilgili düzenleme yapılacak. Ancak kimlerin genel sağlık sigortası borçlarının silineceği, ne zaman ve nasıl olacağı konusunda net bir bilgi yok.

4/Ev Alacaklara 15 Bin Lira Yardım: 6637 sayılı Kanunu’nun (Torba yasa) 15. maddesi ile Konut hesabı ve Devlet katkısı getirildi. Bu maddeyle konut sahibi olmayan Türk vatandaşlarına;

Yurt içinde satın alacakları ilk ve tek konut için, Mevduat veya katılım bankalarının yurt içi şubelerinde TL cinsinden konut hesabı açmaları, Asgari 3 yıl boyunca sistemde kalmaları ve Konutu satın almalarını müteakip, ilgili bankaya başvurmaları halinde devlet katkısı ödenir.

5/Evlenecekler İçin Çeyiz Hesabı: 6637 sayılı Kanunu’nun (Torba yasa) 14. maddesi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görevleri içerisine “Çeyiz Hesabı ve Devlet Katkısı” eklenmiştir.Bunun işleyişi ise şöyle olacaktır:

Çeyiz yardımı almak isteyen birisi, öncelikle bankada bir çeyiz hesabı açacak ve Açılan bu hesabı 3 yıl boyunca aktif tutacak, Öte yandan 27 yaşından önce ilk evliliğini yapması ve Evlenmesine müteakip, hesabının bulunduğu bankaya başvuru yaparak talepte bulunması şartıyla, devlet katkısı adı altında 5 bin TL‘yi aşmamak üzere, hesaptan biriken paranın % 20‘si oranında çeyiz yardımı alacaktır...

SON SÖZLER: Siz kendinize inanın, başkaları size inanacaktır. (Tacitus)

Sen eşsiz birisi olarak doğdun, bir kopya olarak ölme. (John Mason)

YILIN KOMEDİSİ!...

“Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) 2016 yılı bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. TBMM’ye sunulan bütçe tasarısında “hatalı kıble” çalışmalarına da yer verildi. Tasarıya göre Türkiye genelindeki yaklaşık 86 bin caminin kıble tespitleri tek tek yeniden yapılacak. Diyanet, yeni inşa edilecek camilerin kıblelerinin doğru belirlenmesi amacıyla da her ilde bir personeline eğitim verecek. Diyanet “kıblesi hatalı camiler” konusuna el koydu. Camilerin kıbleleri incelenecek ve Erzurum Karakaya Tepesi’ne elektronik sistemler yerleştirilerek sürekli ufuk gözlemi yapılacak. Yurtdışına gönderilecek personele astronomlar kıble tayini, namaz vakitleri ve hilal gözlemi eğitimi verecek.” (BASINDAN)

İBB KONSERLERİ…

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR) “İstanbul’da Pazar Konserleri” kapsamında Şubat ayında Türk müziğinin kıymetli isimleri Münip Utandı’yı ve Neyzen Suleyman Erguner’i 7 Şubat 2016’da, Cengiz Özkan’ı 14 Şubat 2016’da konuk edecek. Konserlerin başlama saati 14.00” İSTANBUL (ANKA)

İBRAHİM ARIKAN’I KAYBETTİK…

MEF Okulları’nın kurucusu, Arıkanlı Holding’in patronu İbrahim Arıkan, 75 yaşında hayata gözlerini yumdu. Birçok şirketin sahibi olan Arıkan, okulu olmayan bir köyden çıkıp Türkiye’nin en gözde eğitim imparatorluklarından birini kurmuştu. İstanbul’da 2, İzmir’de 1 okulu bulunan MEF zincirine MEF Üniversitesi’ni de katmıştı. MEF Okulları Mütevelli Heyeti’nde bir süre beraber çalıştığımız İbrahim Hocamıza Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. G.AY

GÜNÜN YANLIŞ TEKLİFİ…

“CHP'li Meclis İdari Amiri Tufan Köse, kamu kuruluşu olan Meclis restoranında alkol servisinin yapılmasını istedi.”