BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,96
ALTIN 2.325,14

Bu pınardan Gandi'ye su yok!

Okur temsilcisi olarak fotoğrafımı sitenin sağ köşesine koydular, yanına da kocaman OKUR TEMSİLCİSİ yazdılar.

Okur temsilcisi olarak fotoğrafımı sitenin sağ köşesine koydular, yanına da kocaman OKUR TEMSİLCİSİ yazdılar.

"Sen okur temsilcisisin, gerektiğinde acımasızca eleştirmekten de geri durma" dediler.

Haklarını da yemeyeyim bu zamana kadar sizlerin sesi olmak adına yazdığım hiçbir yazıda özgürlüğüme kısıtlama gelmedi.

Ancak siz değerli okurlardan da benim istediğim veya beklediğim şikayetlerin geldiğini de söyleyemem.

Ben burada okura temsilcilik yapayım diye çırpınırken okur kendi kendime temsilcilik yapmamı istiyor.

Daha sade bir ifadeyle okurlar başımdaki örtüyle ilgili olup bitenleri, CHP'nin türban meselesini nasıl çözdüğünü, YÖK Başkanı'nın genelgesini, 29 Ekim'deki boykotu yazmamı istiyor.

Sevgili okurlar aslında tam da damardan giriyorlar.

Benim en çok yapmak istediğimi yapmamı istiyorlar; "yaz" diyorlar.

Günlük politikanın, olayların içine dalıp gitmemi, bu alanda kalem oynatmamı talep ediyorlar.

O halde iş başa düşmüştür. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.

Siz değerli okurların özellikle yazmamı istediğiniz CHP'nin türban çıkışı ekseninde 29 Ekim resepsiyonu kararı ya da kararsızlığını yazarak başlayayım.

2011 yılında seçim var.

CHP iddialı girdi referandum sürecine...

Bir tarafta, "halk ağzı" öteki tarafta, "dindar kesimi etkileme" söylemi...

Referandum bitti, CHP eski elbisesini giydi yine...

Değişen bir şey yok yani..

Biz bunu yazdığımızda haksızlık mı etmiş oluyoruz?

Elbette hayır! Gözle görülüyor her şey.

Peki CHP niçin Deniz Baykal'dan kalma kimliğine büründü?

Her şeyden önce başörtüsü yasağı CHP'nin ana gündem maddeleri arasında değil.

Kılıçdaroğlu bir türban çıkışı yaptı ama yaptığıyla da kaldı.

Tabandan ve parti içinden gelen "özüne dön" çağrılarına ne kadar kulak tıkayabilir ki.

Dedim ya seçimler yaklaşıyor.

CHP'nin kemikleşmiş tabanının türban umrunda değil.

Muhafazakarlara şirin görünme çabaları, "siz hele bir oy verin bakın biz nasıl çözüyoruz türbanı" söylemlerinden öte geçemiyor.

Samimiyetten yoksun bu mesajlarla muhafazakar kesimin CHP'ye oy vermesi de hayal.

Muhafazakarların CHP algısı "Türkçe ezan"dan öteye gitmez kolay kolay.


Kılıçdaroğlu, laiklik vurgusundan vazgeçtiği anda kendi geleneksel tabanından oy kaybeder.

Muhafazakar kesim de böyle bir kaç çıkış yaptı diye, Kılıçdaroğlu'na oy vermez.

Daha Cumhurbaşkanı'nın eşi Hayrünnisa Gül'ün ve 29 Ekim resepsiyonuna katılacak başörtülü eşlerin hazımsızlığını yenemeyen bir zihniyet seçimlerde gerçekte kimin oyuna talip olduğuna iyi karar vermeli.

Muhafazakarlar o samimiyeti görmedikçe size ne yapsanız oy vermezler. "Hoş, görseler verirler mi?" o da tartışılır. Böyle giderse CHP gerçek tabanının da oyunu kaybedecek.

"Her şey oy mu? Kişisel özgürlükler ve demokrasi nerede kaldı?"diyebilirsiniz. Ama evet, malesef her şey oy.

Siyaset dediğimiz olay bir iktidar ve çıkarlar mücadelesi değil mi zaten.

Türban konusu da Türkiye'de siyasetçilerin iştahını en çok kabartan oy malzemelerinden birisi ne yazıkki.

CHP türban söylemleriyle olmayan bir tabanın üstüne gecekondu yapıyor. Ama binanın çatısını kapatamaz bu gidişle.

Hem içeridekiler ayazda kalır hem de dışarıdakiler içeri girmez.