BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 35,03
ALTIN 2.323,95

Böl-Parçala-Yönet Ve Karıştır!

Batıya dilencilik yaparken ruhumuza yabancı bir şekilde dostlarımızla boğuşma planının en güzide figüranları haline geldik.

Bazen en güzel ve verimli sözler kısa bir sohbet esnasında ortaya çıkar.

Dün tıraş esnasında kuaförde iken berberimin söylediği birkaç söz beni etkiledi.

“Kötü ve habis ruhlu insanlar birbirlerini çok hızlı buluyor ve sözüm ona kenetlenmenin zirvesini yaşıyorlar. Lakin iyi ve tayyib ruhlu insanlar birbirlerine uzaklar, yakınlaşma ihtimalleri olduğu zaman ise bırakın kenetlenmeyi mesafenin zirvesini yaşıyorlar.”

Berberimi dinledikten sonra hızlıca etrafımda olup bitenleri düşünmeye başladım gördüm ki maalesef haklı.

Sonra iyice düşünmeye gayret edince sadece münferit ilişkilerde değil bütün bir İslam Coğrafyasında bu vakıanın zuhur ettiği aşikâr dedim.

İslam Coğrafyasının ittifak derdiyle yanıp tutuşan ve çareler üreterek, birliğe dirliğe, çalışmaya, üretip paylaşarak başkalarına muhtaç olmaktan kurtulup güçlü olmanın yollarını arayacağına birbirlerine husumetleri ispat delilinde.

"Bizim düşmanımız cehalet, zaruret ve ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san'at, marifet ve ittifak silâhıyla cihat edeceğiz. Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevk eden hakikî kardeşlerimizle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz. Zira husumette fenalık var, husumete vaktimiz yoktur." diyor Said Nursi.

Daha öncede söylemiştim bizi önce Tanzimat ile sonra Meşruiyet ile nihayetinde de Cumhuriyet ile parçaladılar.

Aslında Said Nursi’nin söylediğini bütün İslam Coğrafyasında uyguladılar ve başardılar!

Ayrılık, fakirlik ve kendi öz kültüründen uzaklaşmak-uzaklaştırmak!

İstanbul’un fethi ile başlayan bir süreç aslında bu!

Batıyı yöneten Batı İstanbul’un fethi ile sahada kazanamadığını masada fitne ile nifak ile içimize soktuğu hainler eli ile kazanmaya çalıştı.

500 yıldır süren fitne ve nifak tohumları İslam Coğrafyasında alevler olarak bitmeye-büyümeye başladı.

Fetih yıllarından beri düşman cephesi aynı…

Parça parça ederek projelerini hep devreye soktular.

Osmanlı'nın bir kasabası olan Ürdün'ü devlet yaptılar.

Vali ile yönetilen ve Osmanlının eyaleti olan Suriye’yi devlet yaptılar.

Aynı şekilde valilik sistemi ile yönetilen Irak eyaletini devlet yaptılar.

Böl-parçala-yönet ve karıştır.

Zamanı geldiğinde parçaladıklarını birbirleri ile vuruşturup idareyi elde tuttular.

Birini diğerinin aleyhine kışkırtıp karşısındakine ise destek sözü vererek bizi birbirimize vurdurdular.

Ayrılmanın ve bölünmenin pençesinde debelenip paramparça olmuş bir coğrafya haline getirdiler.

Fakirleştirdikleri İslam Coğrafyasının, dilenci olması için zemin hazırladılar ve dilendirdiler.

Batıya dilencilik yaparken ruhumuza yabancı bir şekilde dostlarımızla boğuşma planının en güzide figüranları haline geldik.

Devleti Aliye bir taraftan iç hainler bir taraftan dış düşmanların baskılarıyla darbeleriyle maalesef parçalandı.

Sayın Cumhurbaşkanımızın gayreti işte bu yüzden. Bütün bir İslam Coğrafyasını bir arada tutmaya çalışıyor ki; ayrılıklar, fakirlikler ve ihtilaflar ortadan kalksın.

Çünkü hem münferit planda hem devlet planında ihtilaf ve öz kültüründen uzak kalmanın formülü bulunur ittifak ile cehalet ve iç hainlerden kurtulursak; biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız inşallah.