BIST 9.484
DOLAR 32,60
EURO 34,80
ALTIN 2.495,58

Biraz da futbol...

Beşiktaş’a gönül vermek zor iştir. Ne yapacağı belli olmaz. Maçı 90 dakika oynar ve sürprizleri hiç bitmez.

Bazen çok sevindirir, bazen üzer. Ligi üçüncülükle bitirmemize sevinelim mi, üzülelim mi ayrı bir mesele. Ama şu var ki, Sergen Yalçın ile takım toparlandı, kendine geldi ve kötü gidişi sona erdirdi…

Başakşehir’i tebrik ediyorum. Küçük bir kıskançlık yok içimde, desem doğru olmaz.

Başakşehir değil de Beşiktaş şampiyon olsun isterdim…

Beşiktaş olamıyorsa Trabzonspor olsun isterdim…

Ama şurası muhakkak ki, iyi bir yönetim, büyük bir azim ve inanmışlıkla her türlü zorluğun aşılacağını göstermesi bakımından Başakşehir futbol tarihimizde nadide yerini aldı. Emeği geçenleri kutluyorum.

Trabzonspor her zaman büyük bir sevgi ve sempati beslediğim bir takımdır.

Beşiktaş’lı olmasam muhtemelen tutacağım, hararetle destekleyeceğim ve başarıları ile kıvanç duyacağım takım Trabzonspor’dur.

Çocukluk yıllarımızda üst üste şampiyonluklarına şahit olduk.

Bizim kuşaktan Trabzonsporlu çok çocukluk arkadaşım vardır.   

Hepsi de fanatiktir.

Trabzonlu olmamalarına rağmen en az Trabzonlular kadar fanatik bir sevgi içinde takımlarını desteklerler.

Kuşkusuz ki, Trabzonspor ile yatıp Trabzonspor ile uyanan bir şehrin takımından beklentiler de büyük oluyor.

Her sezon Trabzonspor bu büyük manevi iklim içinde sahalara çıkıyor. Bu büyük beklentileri karşılamaya uğraşıyor. Sporcusundan yöneticisine takımda hiç kimsenin işi kolay değil.  

Bu nedenle Trabzonspor her sene bir şekilde şampiyonluğun kıyısından dönüyor.

Trabzon’un bu heyecanı ve beklentisi lige kalite getiriyor, olması gereken rekabeti tetikliyor ve hepimizi büyük bir heyecan dalgasına itiyor.

Türk futbolunun olmazsa olmazı hangi takımdır sorusunun cevabı kesinlikle Trabzonspor’dur.

Şampiyon olmasını isterdim. Hatta bir ara olacağını da düşündüm. Ama sona doğru üzerindeki büyük manevi destek baskıya dönüşünce yarıştan düştü.

Başakşehir ve Hilalşehir İstanbul’un iki yakasında dargelirli vatandaşlara ev sahibi olma imkânı veren iki önemli proje olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde hayata geçirildi. Başak ve Hilal kapatılan Refah Partisi’nin amblemi idi.

Siyasi partilerin kapatılmasına her zaman karşı oldum. Terör ile içiçe olmadıkça demokratik hayatımızın vazgeçilmezleri olan siyasi partilere yönelik bu tür uygulamaların bir daha tekerrür etmemesini dilerim.

İşte o büyük projelerin, toplumsal yapıyı dönüştüren atılımların güzel bir anısı olarak Başakşehir’in şampiyonluğu derin anlamlar ifade ediyor.

Spora siyaset karıştırmak maksadıyla demiyorum, sadece büyük düşünmenin ve büyük işler başarmanın doğal neticelerinin hayatta daha ne kadar büyük alanları açabildiğini hatırlatmak için söylüyorum.

Türk futboluna rekabet ve kalite getiren her takıma alkış.

Her spor adamına alkış.

Her sporcuya alkış…

Umuyor ve diliyorum ki, gelecek yılın şampiyonu Beşiktaş veya Trabzonspor olur.