BIST 9.645
DOLAR 32,58
EURO 34,91
ALTIN 2.439,08

Bir portrenin ardına gizlenen niyetler ve tuzaklar...

Adına korona denilen bir virüsle insanları korkutup kendi düzenlerini ihdas ederek dünyayı yönetmeye çalışanlar, Türkiye’yi de İmamoğlu aracılığı ile yönetmeye hazırlanıyorlar…

Eyyy algı operasyonu… Sen nelere kadirmişsin…

Milletin gözünde kendini sıfırlamış bir siyasetçiyi yeniden ülkenin gündemine allayıp pullayıp getirdin…

İnşallah algı operasyonunun hedefinde olanlar bu kalaylamayı yutmazlar da millete kurulan tuzak boşa çıkar…

Ünlü İtalyan ressam Gentile Bellini tarafından Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinin ardından İstanbul’a gelerek yaptığı üç portreden birisi geçtiğimiz hafta İBB tarafından satın alınarak Türkiye’ye kazandırıldı. En azından merkezde İstanbul genelde Türkiye halkına bunun böyle olduğu algısı işlenmiş oldu.

Portrenin satın alınmasının ardından Belediye Başkanı İmamoğlu için büyük bir algı operasyonu başlatıldı. Çok değil daha birkaç hafta önce Fatih Sultan Mehmet’in kabrine beden dili ile saygısızlığını elleri arkasında göstere göstere giren İmamoğlu bir anda “Osmanlı sevdalısı!” olarak pazarlanmaya başlandı.

Görünen o ki algı operasyonu şimdilik başarıya ulaştı. Milli ve manevi ruhun duygusallığı ile muhafazakâr ve Müslüman kesim de gaflete düşerek paye vermiş oldu. İmamoğlu aleyhine esen rüzgarlar birden onun yelkenlerini şişirmeye başladı.

Görünen o ki daha uzunca bir süre bu algı operasyonunun ekmeğini yemeğe devam edecekler.

Oysa daha düne gelinceye kadar büyük tantana eşliğinde ve “her şey güzel olacak” sloganıyla işbaşına gelen İmamoğlu’nun makyajı pek fena halde dökülmeye başlamıştı.

Bir tarafta kokmaya başlayan Haliç, diğer tarafta tatil rezaletleri, Ramazan kumanyası rezaletleri, yapılmayan yollar yalanı, fitre ve zekât talepleri İmamoğlu’nu adeta yok olma derecesine getirmişti.

Bunun farkında olan İmamoğlu’nun omuzuna dokunan akıl hocaları yeni bir parlatma operasyonu başlattılar. Zira bu zihniyetin hiçbir zaman bu ülkeye ve millete hizmet edemeyeceklerini bir kez daha gördüler.

CHP ve bu zihniyet mevcut yapılmış hizmetlerin kendi lehlerine yönelik propagandasını yapmaktan başka bir şey inşa etmiyor. Hizmet etmiş olanlar da propaganda yapmayı bilmiyor maalesef.

Oysa o İmamoğlu ki Yunan medyası tarafından adeta “aziz!” ve “kurtarıcı!” olarak ilan edilmişti. Yunan medyasına verdiği demeçlerde portresini aldıkları Sultan Mehmet tarafından fethedilen İstanbul’un fetih sembolü Ayasofya’nın cami olarak açılmasını istemediğini açıkça söyleyen yine İmamoğlu idi.

“Zulüm 1453’de başladı!” diyenlerin gazetelerine demeçler veren de yine İmamoğlu idi…

Ne oldu da şimdi İmamoğlu “Osmanlı Sevdalısı!” olarak sunulmaya başlandı?

Olan şu:

Adına korona denilen bir virüsle insanları korkutup kendi düzenlerini ihdas ederek dünyayı yönetmeye çalışanlar, Türkiye’yi de İmamoğlu aracılığı ile yönetmeye hazırlanıyorlar…

Bir portrenin arkasına gizlemeye çalıştıkları niyetleri hiç de masum değil yani.

Adeta sağ gösterip sol vurmaya çalışıyorlar.

Yapılması gereken şey ise şu: Bu algı oyunlarına karşı tuzağa düşürülmek istenenlerin uyanık olması ve bir portrenin arkasına saklanmak istenen gerçek niyetlerin farkına varılması gerekiyor.

Osmanlıya karşı duyulan duygusal yakınlığın kullanılarak ileride tamir edilmesi güç olan hatalara meydan verilmemesi için hiç olunmadığı kadar basiret sahibi olmak lazım bu günlerde.

Fatih Sultan Mehmet’in portresinin arkasına gizlenmek istenen zihniyet en ufak bir dokunma ile hortluyor zaten. Geçtiğimiz günlerde Merdan Yanardağ özelinde hortlayan bu zihniyet aslında hiç değişmedi ve hiç değişmeyecek.

Sultan Abdülhamit hakkında ifade etmekten bile ar edilecek kelimeler kullanan bu zihniyet aslında mezkûr zihniyetten çok farklı değil. Derinlerde yatan ve adeta bu kesimin DNA’larına işlemiş olan bu zihniyet pusuya yatmış bir avcı misali avını öldüreceği günü bekliyor.

İşte Fatih Sultan Mehmet’in portresi ile muhafazakâr kesime adeta bir tuzak kuruluyor.

Maksat geçmişi yeniden ihya etmek değil, geçmişi bir tuzak olarak kullanarak bir daha dirilmeyecek şekilde yok edebilmektir.

Bir portrenin arkasına saklanmak istenen zihniyet işte böyle bir zihniyet ve kurulmak istenen tuzak işte böyle bir tuzaktır.

Uyanık olmak gerekir.

Hem de hiç olmadığı kadar…