BIST 9.722
DOLAR 32,56
EURO 34,98
ALTIN 2.420,67

“Bilgi genişliği” fazla, “bilgi derinliği” az öğretmenlerle, ne yapılabilir ki?!...

Müzik öğretmeninin; geniş bir çalgı bilgisi olması ve çalgısını çalması bekleniyor…

GÜNCEL/Araştırma görevlisi istihdamı:

EK MADDE 38 - Yükseköğretim kurumları araştırma görevlisi kadrolarına atamalar, 33 üncü maddede belirtilen usule uygun olarak 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında yapılır. Bu kapsamda atananlardan doktora veya sanatta yeterlik eğitimlerini tamamlayanların en fazla %20'si doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların senatolarınca belirlenen ve Yükseköğretim Kurulunca onaylanan performansa dayalı kriterler çerçevesinde yardımcı doçent kadrolarına atanabilir. Bu kapsamda atanamayanların, doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların öğretim üyesi kadrolarına atanabilmeleri için en az bir eğitim-öğretim yılı yurt içinde veya yurt dışında farklı bir yükseköğretim kurumunda çalışması gerekir. Bu madde kapsamında atananlara 35 inci maddeye göre yurt içinde başka bir yükseköğretim kurumlarındaki doktora veya sanatta yeterlik eğitim süreleri için mecburi hizmet yüklenemez." (Resmi Gazete,30111)

REKLAM/ EMZİRME ÖNLÜĞÜ

 

Gelelim konumuza...

MUZDAK 2017 Güzel Sanatlar Eğitimi-Toplum Bilimler Etkileşimi Uluslar arası sempozyumu’na çağrılı olarak davet edilen, yıllarca, kaliteden ödün vermeyen Fen Bilimleri Dershaneleri Genel Müdürü olarak hizmet yapan, şimdi ise Fen Bilimler Okulları şubeleriyle aynı kaliteyi devam ettiren Fen Bilimleri Okulları Kurucusu, değerli dostum, eğitimci Nazmi Arıkan, sunduğu konferans/bildiride* önemli bazı tespitlerde bulundu. Bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:

1/ “Ankara Gazi Eğitim. Gazi Eğitimde biz okurken, Müzik Bölümü’ne gider Zuckmayer’in öğrencilerini izlerdik. Zuckmayer, Ankara Gazi Eğitim Müzik Öğretmenliği Bölümü’nde hocalık yapan, ikinci dünya savaşı sürecinde Türkiye’ye sığınan bilim insanlarından biriydi. Onun keyifli müziğini dinlerken, biz ilk kez  ‘sazın dışında bir müzik aleti’  gördük. Çünkü; bizim hayatımız  ‘sazla’ biçimlenmişti.”

2/ ‘İlkokullarda ‘müzik öğretmenliği’ diye bir kavram yoktu o zaman. Sınıf öğretmeni olarak yetişen öğretmen, şimdi bir kavram kullanacağım bunu başka alanlarda da kullanıyorum, sizlere de öneririm. Bizler ‘bilgi genişliği fazla, bilgi derinliği az olan öğretmenler’ olarak yetiştik. Ne demek istediğimi biraz açayım, bizler; müzik dersi, resim dersi, beden eğitimi dersi, tarım dersi, ticaret dersi, felsefe dersi, ev işi, el işi dersleri aldık. Bunların her birinden birer parça bilirsiniz, gittiğiniz okulda, sınıfınızda tüm derslerin öğretmeni sizsiniz.”

3/ Ülkemizde nüfusun hızlı artışı, okullaşmayı hatta okullaşarak elde edilecek gelirden payı arttıran bir şey olarak ortaya çıktı, ‘iyi okul’ iyi okulunda ‘iyi bölümü’ kavramı. Dolayısıyla okullarımıza sınavla öğrenci seçmeye başladık. Sınavlarla öğrenci seçmeye başlayınca, ‘barajları aşamayanlar’, ne olur kusura bakmayın bir tespitte bulunacağım, barajı aşmayanlar bu defa ‘yetenek sınavıyla öğrenci alan okulları tercih etmeye’ başladılar. Benim gönlüm isterdi ki; ‘yetenek sınavıyla alınacak öğrencilerin seçiminde kullanılan baraj daha yükseltilmeli.’ Bunun tersini söyleyebilirsiniz, bir keman virtüozu için fizik bilmek lazım mıdır, ben fizik öğretmeni olduğum için evet derim,  bir başkası buna hayır diyebilir. Ama barajları çok düşük tutunca özellikle spor ve sanat bölümlerinde  bu yapılınca, ‘spor ve sanat bölümüne belli barajı geçemeyen öğrencilerin hücumu’ oldu.”

4/ ‘Barajı geçemeyenlerin sanatçı olduğu’ bir ülkenin sanatında ilerleme olmaz. Sanatçı olmak için barajları aşmış ama, sanatçı olmak isteyenlerin/öğretmen olmak isteyenlerin çalışacağı yerler lazım. 115 barajı, bir zamanlar öyleydi, şimdi 150 barajı. 150 barajı; 2 tane Matematik, 3 tane Türkçe sorusu çözüldüğünde alınıyor.

Oysa ben istiyorum ki, müzik öğretmenim, müzik bilgisinden önce; ‘iletişim becerisi’ iyi olsun,  ‘anadilini doğru kullansın.’  Bu ikisini son derece önemsiyorum ama, el birliğiyle üniversiteler olarak, bizler-sizler olarak, sanat alanına yönelecek insanların insan kalitesini yükseltecek önlem almak zorundayız. Bunu bir  ‘ulusal görev olarak saymamız’ lazım diye bakıyorum.”

5/ “Öğretmenlik konusuna yeniden dönelim, günümüzde üç tür öğretmenimiz var…Biri devlet okullarında ki öğretmenlerimiz, ikincisi özel okullardaki öğretmenlerimiz, üçüncüsü de atanamayan öğretmenlerimiz. Atanamayan öğretmenler grubunda beden eğitimi, müzik ve resim çok fazla ama, okullarımızda da ‘en eksik olan öğretmenler’ bunlar. Yani okullarımız kadrosunda ‘müzik öğretmeni hiç bulunmayan çok sayıda ilkokul’ var. Oysaki ilkokulun 1. 2. ve 3. sınıfında ikişer saat müzik dersi var, diğer sınıflarda birer saat müzik dersi var. Müzik öğretmeni olmayınca sınıf öğretmeni o işe devam ediyor. Bizim zamanımızdaki sınıf öğretmenleri mandolin çalmayı bilirlerdi, şimdikiler sadece kapı zili çalmayı biliyorlar. Dolayısıyla, o öğretmenleri siz müzik öğretmeni yapmaya başladığınızda sıkıntınız başlıyor. Biz sanat ve spor derslerine uygulamalı dersler diyoruz….  Eğer ‘doğru öğretmenlerse’, okulun ‘dışa çılan yüzü, görünen penceresi’ oluyor.”

6/ “Boş kaldığında ölmeyecek insan yetiştirmemiz lazım. Bunu yapmanın yolu da spordan ve sanattan geçiyor. Özelinde de müzikten geçiyor. Özelinde spordan geçiyor, özelinde güzel sanatlardan geçiyor.”

7/ “Efendim günümüzde,  bizim müzik öğretmenlerimizden beklentilerimizden iki tanesini söyledim. İletişim becerisi ve anadilini doğru kullanmak dedim. Üçüncüsü ‘çaldıkları müzik aleti aralığını genişletmenin yolunu’  bulun. Şu anda çektiğim sıkıntıyı anlatayım. Okulumuzda 27 saat müzik dersi var, 1 tane müzik öğretmenimiz var. Fakat 5 ya da 6 tane ek derse gelen müzik öğretmeni almak zorunda kaldık. Bizim öğretmenimiz piyano çalıyor, çünkü konservatuarda ya da müzik öğretmenliği bölümünde piyano çalmak zorunlu. Ama onun dışında bir tane müzik aleti seçiyorlar. Şimdi yeni duydum doğruysa çok sevineceğim, öğretmenlik yetiştiren bölümlere üçüncü saz olarak ta bildiğimiz bağlamayı koymayı düşünüyorlarmış. Bu iyi bir şey olur ama, bizim şu anda öğretmenimiz ek olarak piyano dersi yapıyor ama, çocuklarımız çok farklı ve her birinin talebi farklı.”

8/ “Sınıf öğretmeninden ‘müzik öğretmenliği’ istemiyoruz ama, müzik öğretmeninden; daha geniş bir çalgı bilgisi, ve illa virtüoz olması gerekmiyor, o dersi öğretebilecek becerilerle donatılmış gelirse, bizim sıkıntılarımız azalır.”

9/ “Devlet okulu ne yapacak? Piyano biliyor hocamız, okulda piyano yok, okul aile birliğinin paraları okulun elektriğine suyuna kullanılıyor. Galiba alımı en ucuz olduğu için çocuklarımıza, flüt çaldırttırmaya çalışıyoruz, o da müzik bilgisini ve müzikle olan bağın tümünü koparıyor. Bir öğrencinin başarısız kılmak için, flüt çaldırın ona yeter….”

Teşekkürler Sn.Arıkan…

Yıllardır alanımızda çektiğiniz   sıkıntıları, çok güzel dile getirmişsiniz?

Gerçekten bunlar kolay değiştirilebilecek, ama değişmeyen! eğitim problemlerimiz…

Onun için, yazılarımızda   “uygulama” çok önemli diyoruz…

Her maddesine imza atacağımız   tespitler…

Her bir maddesinden bir makale çıkartabilirim, son derece doğrular var…

Özellikle; “Bizler  ‘bilgi genişliği fazla, bilgi derinliği az olan öğretmenler’ olarak yetiştik.” cümlesi mükemmel…

Ve maalesef,  hala gerçek!..

Bütün alanlara uygulayabilirsiniz?

Özellikle eğitim kurumlarımızda bu anlayış çok yoğun…

Çözüm;

Önce idari konumlarda olanlarda,

Sonra meslek sahibi  bizlerde…

Eğitim programlarında, güne uygun revizyon şart…

Alanında, “bilgi derinliğine”  inmiş öğretmenler  gerek…

Lütfen bu seslere kulak verelim…

 

*Arıkan,Nazmi; Müzik Öğretmenliği ve Müzik Eğitimi, Eğitimi-Toplum Bilimler Etkileşimi Uluslar arası sempozyumu, MÜZDAK-Marmara Ün. Eğitim Fak. GSB Başkanlığı, Basılmamış bildiri, 10 Mayıs 2017,İstanbul

 

MEB EĞİTİM TARİHİ MÜZELERİ…

MEB, 81 ilde bulunan tarihi liselerde, geçmiş yıllara ait ders kitapları ve eğitim materyalleri, tarihi doküman, yayın, kitap, dergi, rehber, broşür, katalog, fotoğraf ve video filmlerin yer alacağı "Eğitim Tarihi Müzeleri" kuracak. AA muhabirinin, MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, her i̇lde birer tarihi lise tespit edilerek, "Milli Eğitim Bakanlığı Okul Müzeleri Yönetmeliği" kapsamında, "Eğitim Tarihi Müzesi" kurulması için çalışmalara başlanacak. Açılacak müzelerle, milli, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan ve geliştiren, sanat ve kültür eserlerini tanıyan, mantık ve beğeni duygusu gelişmiş bireyler yetiştirilmesine katkı sunulması hedefleniyor. Çalışmaların 30 Ekim 2017'ye kadar tamamlanması ve 24 Kasım 2017'de müzelerin açılması planlanıyor.

BİLİYOR MUSUNUZ? !...

İstanbul  Yenikapı Mevlevihanesi’nin; Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslami  İlimler Fakültesi'ne,

Bahariye Mevlevihanesi’nin; İnsan ve Medeniyet Hareketi’nin kullanımına sunulduğunu biliyor muydunuz….