BIST 9.080
DOLAR 32,32
EURO 35,05
ALTIN 2.307,45

Başta örtü, seste şuh…

Bazı şeyler vardır yan yana geldiğinde çok sakil durur, iğreti durur, göze batar, akıl almaz, vicdanı rahatsız eder, tasavvur kabul etmez…

Bazı şeyler vardır yan yana geldiğinde çok sakil durur, iğreti durur, göze batar, akıl almaz, vicdanı rahatsız eder, tasavvur kabul etmez…

Kurtla kuzunun yan yana kardeşçe durması bu meyandadır mesela…

Aslanın ceylanı beslemesi, suyun şekeri eritmemesi, siyah ile beyazın aynı şey olduğunun söylenmesi, gece ve gündüzün birbirini yok etmemesi de böyle şeylerdendir.

Fıtrata aykırıdır, yaratılışa aykırıdır, sünnetullaha uygun değildir böyle şeyler. O yüzden akıl kabul etmez, göz gördüğüne inanmak istemez, vicdan rahatsız olur.

Bir video seyrettim. Hem videoyu seyrederken hem de seyrettikten sonra halim tam da yukarıda anlattıklarım gibiydi.

Hayret, şaşkınlık, hayal kırıklığı, kızgınlık, öfke, ümitsizlik, çaresizlik…

Onlarca duyguyu aynı anda yaşatan bir olaydı videoda seyrettiklerim…

Söz konusu video 22. Liselerarası Müzik Yarışması’na ait bir video. Yani demektir ki; 22 yıldır yapılan bir organizasyon! Millî Eğitim Bakanlığı’nın onayıyla yapılan bir yarışma!

Bu yarışmada neler mi oluyor?

Bazı lise öğrencileri iç çamaşırına benzeyen kıyafetlerle bu yarışmaya katılabiliyor, cinsel çağrışımlı danslar yapabiliyorlar.

Kültürümüze, örflerimize, ahlakımıza uymayan şarkılar ile kültürel sömürü yapılıyor.

Kadim kültürümüzü yaşatan güzide şahsiyetlerin isimleri ile şerefyap edilmiş okullarımızın öğrencileri kültürümüze mugayir kıyafetler ile iştirak etmeleri adeta salık verilmişçesine süslenerek gelmişler.

Yıllardan beri avazım çıktığı kadar dillendirdiğim İslam’ın en kutsal simgelerinden olan ve mahremiyetin baş tacı olan başörtüsü burada da zulme uğramış durumda! Başörtülü kızlarımız dahi bu yarışmada her türden nameyi tellendirebiliyor!

Sözünü ettiğim yarışmaya ait videoda başörtülü bir genç kız pop müzik tarzı bir şarkıyla yarışmaya katılıyor arkadaşlarıyla birlikte. Kollar sıvanmış, sese şuh bir eda vermeye çalışılıyor…

Sınırlar kaldırılmış mahremiyet hak getire..!

Tabi haklı olarak zihnim hemen “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” deyimine atıf yapıyor. Bir tarafta başörtüsü, diğer tarafta sıvanmış kollar???

Bir tarafta tesettür diğer tarafta yüzlerce insanın önünde şuh bir sesle kendini beğendirme çabası???

Ne alaka? Tabii ki kel alaka…

Daha önce gururla sahiplenerek çokça dile getirdiğim başka bir mesele var. İmam Hatip Okulları!

İmam-Hatip öğrencilerinin ve mezunlarının toplumda yazılı kurallara bağlı olmayan doğal bir görevi vardır. Halk dindarlığının güçlenmesinde ve toplumun şekillenmesinde İmam Hatip Okullarının ve öğrencilerinin payı büyüktür.

Toplum nezdinde dillendirilmeyen özel bir değeri vardır. Bu yüzden dolayı Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere son yıllarda bu okullar için çetin mücadeleler verilmekte.

Öncü medeniyet davasında mihmandar olarak en önde olması gereken İmam Hatip Okullarından bile yarışmaya katılım var!

Yabancı kültür libası giydirilmiş, Batı özentisi içerisinde çıplaklığı medeniyet sayan bir anlayışın tezahürü niteliğinde bir yarışmaya İmam Hatipli katılıyor!

Heyhat ki ne heyhat..!

Bu gençlerin okuduğu okullar bu öğrencilere din, iman, tesettür, günah, sevap kavramlarını öğretmek üzere kurulmuş, müfredatında Kur’an-ı Kerim, Hadis, Siyer, Tefsir, Akaid, Fıkıh gibi derslerin olduğu bir eğitim yuvası.

O zaman bir şeyde terslik var. Ya bu okullar müfredatı uygulamıyor, hakkıyla anlatamıyor ya da bu öğrenciler yanlış okulda okuyor.

Nasıl oluyor da bunu kimse sorgulamıyor!? Reaksiyon göstermeksizin yol gösteriliyor!

Diğer öğrencilerin tavırları söz konusu okullardan farklı mı? Hayır, onları da zihninizde, aklınızda, vicdanınızda “öğrenci” konumuna oturtamıyorsunuz.

Bizden dediğimiz medya dahi afişe ederek yarışmayı duyuruyor! İnd-i İlahi’de bunun hesabı adına vicdanlar nasıl susturuluyor!?

Neden bu kadar çaplı bir organizasyona devlet dur demiyor?

Bizim rol modellerimizin suyu mu çıktı?

Neden kadim medeniyet algımıza ters olan kültürlerin nameleri özendiriliyor? Dev kurumlar tarafından sponsorluk eşliğinde gençlik masivaya yönlendiriliyor.

Bu işin organizasyonunu yapan kurumlar anladık ki para için değerlerini yok sayabiliyorlar. Peki Milli Eğitim bakanlığı nasıl oluyor da kendi Şura Salonunda elemeler için müsaade veriyor!?

İşin içinden çıkılacak gibi değil!

Velhasıl neresinden baksan absürtlüklerin, aykırılıkların olduğu bir yarışma.

Keşke “öğrenci” kavramı ile örtüşen daha derli toplu faaliyetler içinde görebilsek gençlerimizi…

Tamam bunlar da olsun ama adabınca olsun, edebince olsun…

Gençlerimizi daha faydalı faaliyetlere yöneltmenin ülkemizin geleceği adına daha hayırlı olacağını düşünüyorum.

Öyle olmayınca da “Niye dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında Türkiye’den bir okul yok” yakınmaları olur tabii ki… 

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser