BIST 9.080
DOLAR 32,35
EURO 35,11
ALTIN 2.307,82

Basın İlan Kurumu krizi böyle çözebilir mi?

Artan maliyetleri ve düşen tirajları düşününce gazete patronları için basılı gazete çıkartmanın ekonomik bir getirisi olmadığı açık.

Kağıt fiyatlarının dövize bağlı olarak artması başta gazeteler olmak üzere bütün yayıncılık sektörünü derinden etkiledi. 

Bu durum özellikle Türkiye'de gazetelerin dijitalleşme eğilimini daha da tetikleyecek ve basılı gazetelerin sonunu beklenenden daha çabuk getirecektir. 

Birçok gazete, eklerini kapatma kararı aldı. 

Daha dün Vatan gazetesi bir açıklama yaparak magazin eki Makaron'un sayfa sayısını düşürdüğünü açıkladı. 

Gerekçesini de şöyle yayınladı:

 "Yılbaşında tonu yaklaşık 2 bin TL olan gazete kâğıdı 5 bin TL'ye yaklaştı. Dolar kurundaki artış baskıdan dağıtıma tüm maliyetlerimizi artırdı. Ya satış fiyatımızı artıracak ya da sayfa sayımızı azaltacaktık. Biz ikinci yolu seçtik. Bir süre için Makaron, gazetemizin ortasında 6 değil 4 sayfa olarak yer alacak. Hafta sonu eklerimizi de yine geçici bir süre askıya almak zorunda kaldık. Bu durumu anlayışla karşılayacağınızı umuyor, desteğinizin süreceğine inanıyoruz."

Diğer gazetelerin de durumu farklı değil. 

Hatta devlet, 1920 yılından bu yana çıkan Resmi Gazete'yi kapatma kararı aldı. Resmi gazete de bundan böyle sadece dijital ortamda çıkacak.

Habertürk'ün basılı gazeteye son vererek sadece dijitalle devam kararı almasının ardından medyada topyekün bir dönüşümün gerekliliğini bir süredir tartışıyoruz. 

İşte bu tartışmaların üzerine kağıt fiyatlarındaki artış, artık dönüşümü zorunlu kılmaktadır. 

Artan maliyetleri ve düşen tirajları düşününce gazete patronları için basılı gazete çıkartmanın ekonomik bir getirisi olmadığı açık. 

Tabi bunu sadece "gazete" bağlamında söylüyorum. Yoksa gazete patronlarının aynı zamanda farklı sektörlerde de "patron" olduğunu, dolayısıyla iktidara ya da başka güç odaklarına yakınlıklarıyla gazeteden ettiği zararı ekonomik anlamda başka alanlardan çıkarabilme olasılığını konu dışı tutuyorum. 


BASIN İLAN KURUMU BU DURUMU ÇÖZEBİLİR

Peki gazetelerin baskıdan vazgeçememesinin en büyük nedeni ne?

Tabiki Basın İlan Kurumu'ndan aldıkları reklam ve ilanlar. 

Bu aynı zamanda medya sektöründe zorunluluk haline gelen bir dönüşümün önündeki en büyük engeldir de.  

Basın İlan Kurumu bu engeli aşmak yerine ne yapıyor peki? 

Önceki gün Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmelik değişikliğiyle öğreniyoruz ki ; gazetelerde çalışan asgari çalışan sayısını düşürüyor. 

Belli ki kağıt fiyatlarıyla artan maliyetlerden gazeteleri bir nebze kurtarmak istemiş. Bunu da en bilindik yöntemle yani "gazeteci kovarak" yapmaları için gazete patronlarına alan açıyor. 

Böyledir zaten; bir kriz anında en kolay vazgeçtiğimiz şey insandır, emektir. Maalesef. 

Basın İlan Kurumu, bunu yapmak yerine alternatifler üretebilir, insan sayısı yerine sayfa sayısını düşürebilirdi pekala. 

Ama bu da kalıcı bir yöntem değil. Çünkü yaşanan krizin medya sektöründeki gerçek maliyetinin ne olduğunu/olacağını henüz tam anlamıyla bilemiyoruz. 

Türkiye'nin medya sektöründe gerçekten ihtiyacı olan şey artık ayakları yere basan bir internet yasası. 

Sosyal medya da dahil olmak üzere internet mecralarını ve yayıncılığını kapsayacak bir yasa ile sadece çok geç kaldığımız bir zorunluluk yerine getirilmeyecek aynı zamanda tüm bu yapısal ve ekonomik sorunlara da çözüm üretilmiş olacak. 

Basın İlan Kurumu, internet gazetelerine reklam ve ilan vermeye başlasa eminim ki birçok büyük gazete dijitalle yoluna devam kararı alacak.

Aksi takdirde okunmayan, satmayan gazeteler için devletin parası Basın İlan Kurumu eliyle dağıtılmaya devam edecek. Üstelik de devletin 98 yıllık bir geleneği bitirip Resmi Gazete'yi bile dijitale çevirdiği bir ortamda.

Ve biz şu anda, şartlar bizi buna zorlarken bile gerçekleştiremediğimiz bir dönüşümün arkasından el sallarken bulacağız kendimizi. 

Velhasılı yazık olacak...


twitter.com/Htckubra 

Facebook Hatice Kübra