BIST 9.008
DOLAR 32,33
EURO 35,04
ALTIN 2.280,03

“Bak Oğlum” Emir!...

Diziler, abartı, aşklar

“Adını Feriha Koydum” dizisi bitti, devamı “Emir’in Yolu” olarak başladı… Ben ilk diziyi de izleyemedim. Ancak, bizde, tutan dizilerde  sakız gibi uzatma merakı olduğundan, bu dizi de Emir’in yeni hayatı ile devam ettirmek isteniyor anlaşıldığı kadarı ile…Bakalım aynı izlemeyi yakalayabilecek mi?

Dolayısı ile ilk bölümleri izlemek istedim, ama olmuyor nedense? Çok az dizi takip etmeme rağmen, -çok abartma olduğu için mi-izleyemiyorum bir türlü Emir’in Yolu’nu…. Örneğin bazı abartmalarına rağmen Kuzey/Güney’i kaçırmamaya çalışıyorum. Orda ayrı bir sıcaklık/terslik, oyunculuk, kardeşlerin zıtlığı/hırsı, arkadaşlık, kıskançlık  v.b. kurgular diziyi izleniyor kılıyor benim için…

Gelelim bu diziye;

Emir ne oldu sana böyle; üst baş dökülüyor, acılar  içindesin, serseri mayın gibi sokaklarda dolaşıyorsun, sevgilin Feriha’nın mezarı başından ayrılmıyorsun, yakınlarından destek almıyor, konuşmuyor, Feriha’nın apartmanını seyrediyorsun geçmişi anarak…

Çok agresifleştin, kendine de güveniyorsun; nerde bir olay/yangın/kavga/tecavüz var dalıyorsun… Aptallığın gereği yok, hem kendine hem başkasına zarar veriyor, serseri mayın gibi dolaştığın için, önlem alınması mümkün olmayan kişi durumunda oluyorsun…

Emir; sanki ölmek ve Feriha’ya kavuşmak ister gibisin...

Ama, o üzüntülü, depresyonlu insanlarda olması gereken (alıştığımız)dağınıklık, iştahsızlık, halsizlik, sakal/bıyık, içki şişeleri, sigara (Allah’tan) sende  yok; iştahın, gücün  yerinde, kilo vereceğine kilo almışsın, saçların  tıraşlı (bakımlı).

Bak Emir;

Sene 2012…Böyle aşklar mazide kaldı, artık yaşanmıyor, izlemiyor musun magazin sayfalarını!...Nice büyük aşklar! Bir haftada bitiyor…Artık, aşk şarkıları bile yazılmıyor, saman alevi gibi sönen, içeriksiz sözler şiir diye bestelenip ortaya sunuluyor… Falanın hamileliği, filanın botoksu, falanın kaçamağı, filanın varisleri gündemi işgal ediyor.

Bak Emir;

Sen Kerem ile Aslı’yı, Yusuf ile Züleyha’yı fazla içselleştirdin galiba? Her şey zamanı ile geçerlidir.  Ne demiş Can Yücel; “dün geldi geçti yarın meçhuldür, o halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür” Haydi etrafının desteğini al, itme onları…İçki ve sigaraya kendini kaptırmadığına göre mantığın hala yerinde demektir…

Belki biliyorsundur; Uzun zamandır birbirlerini görmeyen Temel ile Dursun kahvede karşılaşmış. Dursun başlamış anlatmaya:
- Ula Temel yaşlanduk. Ayaklarum, kollarum, başum, anlayacağun her tarafum ağriyi. Bu yaşliluk ne kötü bir şeydur. E, sen nasilsun?
Temel cevap vermiş:
- İyiyum iyiyum, anamdan doğduğum ilk günkü gibiyum. Başumda saçum yok, ağzumda dişum yok. Altuma yapayirum haberum yok..

Gençliğin değerini bil, güçlüsün, kuvvetlisin…Yeter artık, titre ve kendine gel…

Herkesin bir gün öbür dünyaya gideceğine inancın varsa, nedir bu hareketler/davranışlar!...Tevekkül içinde ol…

Kendini sanata ve spora ver…Sana en yardımcı olacak etmenler onlardır…Saz çal, kanun çal, klarnet çal, bateri çal, yüz,boks yap, Cd çıkar, gece hayatına ak!…

Hadi Emir, üzme bizi!…