BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,93
ALTIN 2.439,83

Azıcık akıllı tutarlı olun!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyaretiyle medyanın nasıl döküldüğünü bir kez daha gördük.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kalabalık bir gazeteci ve iş adamı heyetiyle Uluslararası Nükleer Güvenlik Zirvesi için Amerika'ya gitti. 

Bu Amerika ziyaretinin medyaya yansımaları ise meselelerin özünden ve gerçeklikten ne kadar kopuk olduğumuzu bir kez daha gösterdi.

Erdoğan'ın ve heyetinin Amerika'daki temasları sürerken biz şunların tartışıldığını gördük:

- Daha Amerika'ya iner inmez, karşılama merasimi üzerinden "Bak Erdoğan istenmeyen adam"diyenlerle "Hadi oradan, Obama geldiğinde de durum farklı değildi" diyenler.

- Erdoğan'a destek ve sevgi gösterisinde bulunan bir gruba karşılık, protesto eden bir grubun da olması üzerinden Erdoğan sevgisi ve nefretinin hunharca köpürtülmesi.

- Amerika ziyaretinin ilk günü Twitter'da Erdoğan için başlatılan kampanyanın büyük bir coşkuyla dünya TT listesine sokulmasının ardından Twitter'ın birden etiketi kaldırması. Ve bunun üzerinden yürüyen sansür / bot kavgası. 

- Obama Erdoğan'la görüşecek mi?
   Hayır hayır görüşmeyecek
   Kesinlikle görüşecek
   Valla görüşmez
   İnan ki görüşecek...

- Obama ve Erdoğan görüştükten sonra
  N'olmuş ki ayak üstü görüştüler
  Aaa olur mu oturuyorlardı kör müsünüz?

Arada ıskaladığım birkaç polemik de olabilir. Fakat bütün bunlara bakınca bile Türkiye'de artık her türlü politik meseleye nasıl bir at gözlüğüyle bakıldığının fotoğrafı çıkıyor.

Erdoğancılık ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden genel geçer, bol su götürür, köpürttükçe köpürtülür bir yaklaşımın bizi gerçek gündemlerden ne kadar uzaklaştırdığını göremez hale geldik.

İşin kötüsü Türkiye'de medya, her iki anlamda da bu zihniyet ve bakış açısının kurbanı olmuş durumda.

Medya (sosyal medyada dahil) artık kendi ideolojisine ve tarafına yarayacak anlık malzemeler peşinde. O anda, tarafı olduğu ideoloji/kişi neye ihtiyaç duyuyorsa onu sağlamanın derdine düşmüş. Önünü, arkasını hesap etmeye gerek duymadan anlık tüketimle elde ettiği hazza bakıyor. 

İki ülke için de stratejik önemi olan bu görüşmelerin muhtevası kimsenin umurunda değil. Herkes birbirine kapak yapma derdinde.

Akılcı bir kavrayıştan ve tutarlıktan uzak bu holiganlıkla daha nereye kadar gideriz bilemiyorum. 

Fakat bildiğim, bu ruh halinin orta ve uzun vadede başta medya olmak üzere tamiri zor hasarlar bıraktığı. 

OBAMA- ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

Kendi ülkesini ve ülkesinin Cumhurbaşkanı'nı aşağılamak için elinden geleni ardına koymayan bir kesimle karşı karşıyayız.

Obama, Erdoğan'la görüşmese resmen bayram edecekler. Amerika ziyaretinde yaşanacak en ufak bir aksaklığın, olumsuzluğun peşine düşmüşler. Bulunca da afişe etmekten büyük zevk alıyorlar.

Evet bunlar o meşhur tabirle: "içimizdeki İrlandalılar". Dertleri hep bağcıyı dövmek.

Peki buna karşılık hükümete ve Erdoğan'a yakın medya mensupları ne yapıyor?

Önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı göklere çıkarmak için ABD'ye Obama'ya karşı bir burun kıvırma, küçümseme içine giriyor. "Amaann, Obama görüşse ne görüşmese ne" pozları kesiyor.

Sonra, Erdoğan-Obama görüşmesi gerçekleşiyor ve "baaakk taaaammm 55 dakika görüştüler. Boru mu kardeşim! Obama Bir Çin'le bir de Türkiye'yle bu kadar uzun görüştü" diyorlar. 

Yahu yapmayın böyle şeyler. Bari siz azıcık akıllı, azıcık tutarlı olun! 


ERDOĞAN'IN KORUMALARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarının toru topu 5 protestocuyu bastırma çabaları izleyince aklıma, çocukluğumuzda duymak istemediğimiz bir şeyi ısrarla söyleyen kişiye karşı kulaklarımızı kapatıp, yüksek sesle bağırmalarımız geldi. 

Kimbilir belki de korumalarınki de çoccukluktan kalma bir alışkanlıktır :)