Azıcık akıllı tutarlı olun!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyaretiyle medyanın nasıl döküldüğünü bir kez daha gördük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kalabalık bir gazeteci ve iş
adamı heyetiyle Uluslararası Nükleer Güvenlik Zirvesi için
Amerika'ya gitti.
Bu Amerika ziyaretinin medyaya yansımaları ise meselelerin
özünden ve gerçeklikten ne kadar kopuk olduğumuzu bir kez daha
gösterdi.
Erdoğan'ın ve heyetinin Amerika'daki temasları sürerken
biz şunların tartışıldığını gördük:
- Daha Amerika'ya iner inmez, karşılama merasimi
üzerinden "Bak Erdoğan istenmeyen
adam"diyenlerle "Hadi oradan, Obama
geldiğinde de durum farklı değildi"
diyenler.
- Erdoğan'a destek ve sevgi gösterisinde bulunan bir gruba
karşılık, protesto eden bir grubun da olması üzerinden
Erdoğan sevgisi ve nefretinin hunharca
köpürtülmesi.
- Amerika ziyaretinin ilk günü Twitter'da
Erdoğan için başlatılan kampanyanın büyük bir
coşkuyla dünya TT listesine sokulmasının ardından Twitter'ın birden
etiketi kaldırması. Ve bunun üzerinden yürüyen sansür / bot
kavgası.
- Obama Erdoğan'la görüşecek mi?
Hayır hayır görüşmeyecek
Kesinlikle görüşecek
Valla görüşmez
İnan ki görüşecek...
- Obama ve Erdoğan görüştükten sonra
N'olmuş ki ayak üstü görüştüler
Aaa olur mu oturuyorlardı kör müsünüz?
Arada ıskaladığım birkaç polemik de olabilir.
Fakat bütün bunlara bakınca bile Türkiye'de artık her türlü
politik meseleye nasıl bir at gözlüğüyle bakıldığının fotoğrafı
çıkıyor.
Erdoğancılık ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden genel geçer, bol
su götürür, köpürttükçe köpürtülür bir yaklaşımın bizi gerçek
gündemlerden ne kadar uzaklaştırdığını göremez hale
geldik.
İşin kötüsü Türkiye'de medya, her iki anlamda da bu
zihniyet ve bakış açısının kurbanı olmuş durumda.
Medya (sosyal medyada dahil) artık kendi ideolojisine ve
tarafına yarayacak anlık malzemeler peşinde. O anda, tarafı olduğu
ideoloji/kişi neye ihtiyaç duyuyorsa onu sağlamanın derdine düşmüş.
Önünü, arkasını hesap etmeye gerek duymadan anlık tüketimle elde
ettiği hazza bakıyor.
İki ülke için de stratejik önemi olan bu görüşmelerin
muhtevası kimsenin umurunda değil. Herkes birbirine kapak yapma
derdinde.
Akılcı bir kavrayıştan ve tutarlıktan uzak bu holiganlıkla
daha nereye kadar gideriz bilemiyorum.
Fakat bildiğim, bu ruh halinin orta ve uzun vadede başta
medya olmak üzere tamiri zor hasarlar bıraktığı.
OBAMA- ERDOĞAN
GÖRÜŞMESİ
Kendi ülkesini ve ülkesinin Cumhurbaşkanı'nı aşağılamak
için elinden geleni ardına koymayan bir kesimle karşı
karşıyayız.
Obama, Erdoğan'la görüşmese resmen bayram edecekler. Amerika
ziyaretinde yaşanacak en ufak bir aksaklığın, olumsuzluğun peşine
düşmüşler. Bulunca da afişe etmekten büyük zevk
alıyorlar.
Evet bunlar o meşhur tabirle: "içimizdeki
İrlandalılar". Dertleri hep bağcıyı
dövmek.
Peki buna karşılık hükümete ve Erdoğan'a yakın medya
mensupları ne yapıyor?
Önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı göklere çıkarmak için ABD'ye
Obama'ya karşı bir burun kıvırma, küçümseme içine giriyor.
"Amaann, Obama görüşse ne görüşmese ne"
pozları kesiyor.
Sonra, Erdoğan-Obama görüşmesi gerçekleşiyor ve
"baaakk taaaammm 55 dakika görüştüler. Boru mu kardeşim!
Obama Bir Çin'le bir de Türkiye'yle bu kadar uzun görüştü"
diyorlar.
Yahu yapmayın böyle şeyler. Bari siz azıcık akıllı, azıcık
tutarlı olun!
ERDOĞAN'IN KORUMALARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarının toru topu 5
protestocuyu bastırma çabaları izleyince aklıma,
çocukluğumuzda duymak istemediğimiz bir şeyi ısrarla söyleyen
kişiye karşı kulaklarımızı kapatıp, yüksek sesle bağırmalarımız
geldi.
Kimbilir belki de korumalarınki de çoccukluktan kalma bir
alışkanlıktır :)