BIST 9.525
DOLAR 32,61
EURO 34,85
ALTIN 2.513,68
HABER /  GÜNCEL

’’Artık gündem belirleyen bir Türkiye var’’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var” dedi.<br/>Başbakan Erdoğan, Köl...

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var” dedi.
Başbakan Erdoğan, Köln Lanxess Arena’da binlerce gurbetçiye seslendi. Türkiye’nin 2002’de IMF’e olan borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Hani o Gezi olayları oldu ya. 14 Mayıs’ta biz IMF’e olan borcu sıfırladık, bitti. Bizden öncekiler borçlandı biz ödedik ödedik ve sıfırladık. Peki Merkez Bankası’nın kasasında ne vardı. 27,5 milyar dolar vardı. Merkez Bankamızın kasasında şimdi ise 130 milyar dolar var. Ama şunu da unutmayın. Gezi eylemlerinin olduğunda adeta tavan yapmıştı. 135 milyar dolara çıkmıştı. Düştü tekrar toparlanmaya başladı. Yüzde 63 borçlanma faizi vardı biz geldiğimizde. Şimdi tek haneli rakama tekrar indirdik. Bu olaylarla biraz tırmandı şimdi yine indirdik. Yerini bulacak o. Biz yüksek faizin bir sömürü aracı olduğuna inanıyoruz. Bu kararlı yolculuğumuz devam edecek. Göreve geldiğimizde kamu net borç stokunun milli gelire oranı yüzde 73’tü şimdi 36. Nereden nereye düştü. İş bilenin, kılıç kuşananındır” diye konuştu.

“ARTIK GÜNDEMİ BELİRLENEN BİR TÜRKİYE YOK”
Artık gündemi belirlenen bir Türkiye’nin olmadığını; gündemi belirleyen bir Türkiye’nin olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:
“Büyüyen bir ekonomi bizim de hakkımız. Demokrasi, hukuk, özgürlükler bizim de hakkımız. Bölgesel ve küresel meselelerde söz söylemek artık bizim de hakkımız. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok; gündem belirleyen bir Türkiye var. Yeni Türkiye’yi artık herkes kabullenmek zorundadır. Büyük ekonomisiyle aktif dış politikasıyla 21’inci yüzyılın şekillenmesinde teri olan Türkiye’yi artık herkes görmek ve hazmetmek zorundadır. Hiç kimse, hiçbir ülke, hiçbir uluslararası çevre, parmağını sallayarak, kibirle bize istikamet çizemez. Hiç kimse Türkiye’yi azarlayamaz. Kendisine hak gördüğünü, hiç kimse Türkiye’den esirgeyemez. Bizim eleştiriden korkumuz yok. Bizim, demokrasiden, hukuktan, temel hak ve özgürlüklerin genişlemesinden hiçbir çekincemiz yok. Biz, Avrupa Birliği’ne tam üye olmayı önüne bir hedef olarak koymuş, bunun için samimi olarak çalışan bir ülkeyiz. Bütün engellemelere, yapılan haksızlıklara rağmen, reformlarını kararlılıkla yürüten bir ülkeyiz. Dostlarımız bizden korkmasın, bizden çekinmesin. Barıştan başka, demokrasiden, hukuktan, insanca yaşam şartlarından başka hedefimiz yok bizim.”

“TÜRKİYE İÇİNDE VE DIŞINDA MİLLETE KİBİRLE BAKANLAR KİRLİ BİR İTTİFAKIN İÇİNDELER”
Türkiye içinde ve dışında millete kibirle bakanların kirli bir ittifakın içinde olduğunu belirten Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yaptıkları karalama kampanyalarıyla, Türkiye’de iktidarı zayıflatmak, demokrasiyi zayıflatmak, millete tahakküm etmek istiyorlar. çeride, o kibir abideleri ne söylüyorsa dışarıda da aynıları, aynısını söylüyorlar. İçerideki bazı siyasetçilerle dışarıdaki bazıları aynı dili kullanıyorlar. İçeride, çıkarları zedelendiği için yalan, iftira yayını yapan medya ile dışarıda onların işbirlikçisi medya, aynı tarz manşetleri atıyorlar. Basın özgürlüğü yok diye kara propaganda yapıyorlar. İşte buradan, Köln’den soruyorum; polis öldürmek basın özgürlüğü müdür? Bekçi öldürmek basın özgürlüğü müdür? Askere kurşun sıkmak basın özgürlüğü müdür? Evrakta sahtecilik yapmak, cinayet şebekesi, terör örgütlerine üye olmak basın özgürlüğü müdür? Yıllarca terörle sessiz kalanlar, hatta terör örgütlerine sahip çıkanlar, şimdi de ’Türkiye’de basın özgür değil’ söylemi üzerinden teröre katkı sağlıyorlar. Acaba Avrupa’nın hangi ülkesinde, polise, askere kurşun sıkanlara müsamaha gösterilir? Elimde hepsinin belgeleri var. Resimli belgeleri var, video ile tespitleri var, hepsi var. Vakti, saati geldiğinde onları da açıklarız, onları da gösteririz. Acaba Avrupa’nın hangi ülkesinde, protesto hakkı adı altında vandallık yapanlara, kıranlara, dökenlere, yağmalayanlara müsamaha gösterilir? Bu kadar reform yapmış, demokratik hak ve özgürlükleri bu kadar ileri standartlara taşımış, milli iradeyi bu kadar savunan kime diktatör sıfatı pervasızca kullanılabilir?”

KILIÇDAROĞLU’NA ‘ÖZGÜRLÜK’ GÖNDERMESİ
TOBB’un kongresinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Sen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına diktatör diyeceksin ve bu ülkede bu konuşmalarını aynen bu şekilde devam ettireceksin ve bir de sıkılmadan ’özgürlük yok’ diyeceksin” dediğini aktaran Erdoğan, “Ya, diktatörün ülkenin başında olduğu bir ülkede, sen böyle yürüyebilir misin, böyle konuşabilir misin? Mümkün mü?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Barolar Birliği’ni ziyaret ettiğini de hatırlatan Erdoğan, "Aynı şeyi orada da söylemiş. Niye, al birini vur öbürüne. Aslında birbirlerinden hiç hoşlanmazlar. Niye gitmiş, ’Kimi cumhurbaşkanı adayı yapacağız’, onu sormaya gitmiş" dedi.

“ATILAN MANŞETLER TÜRKİYE’YE ROTA BELİRLEYEMEYECEKTİR
Başbakan Erdoğan içeride ve dışarıda atılan manşetlerin Türkiye’nin rotasını belirleyemeyeceğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Almanya, belki de ‘cehenneme git Erdoğan’ tarzı, ahlaktan, edepten yoksun, ırkçı ve nefret dolu manşetleri yılda bir görüyor ama Türkiye’de her gün onlarca gazete bundan daha ağır manşetleri atarken, kim çıkıp da ’Türkiye’de medyaya baskı yapılıyor’ diyebilir. Bakın, buradan açık açık söylüyorum. Recep Tayyip Erdoğan fanidir, her canlı gibi, vakti zamanı geldiğinde, bir an bile erken ya da geç değil, ölümü mutlaka tadacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti, kutlu yolculuğuna kesintisiz olarak devam edecek, hedefleriyle inşallah buluşacaktır. Benim şahsım üzerinden Türkiye’ye operasyon çekmeye çalışanlar, bilsinler ki milletin kararlı duruşunu, şu dik duruşunu, asil duruşunu karşılarında bulacaklardır. Biz, iktidara manşetlerle gelmedik. İçeride ya da dışarıda atılan manşetler de bilinsin ki bize istikamet çizemeyecek, Türkiye’ye rota belirleyemeyecektir.”

“BİZ İSTİYORUZ Kİ AVRUPA TÜRKİYE’Yİ GERÇEK FOTOĞRAF ÜZERİNDEN OKUSUN”
Türkiye aleyhindeki karalama kampanyalarının boşa çıkarılması için ve Avrupa’da Türkiye’nin gerçek fotoğrafının görülebilmesi için burada yaşayan Türk vatandaşlarına büyük sorumluluklar, vazifeler düştüğünü belirten Erdoğan, “Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye’yi gerçek fotoğraf üzerinden okusun. Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye üzerine değerlendirme yaparken, yanlı medyanın, kışkırtıcı siyasetin, çıkar çevrelerinin, ideolojinin etkisinde kalmasın, hakkaniyetle değerlendirmeler yapsın. Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye’ye bakarken, sadece elitleri, sadece belli kesimleri, belli zümreleri değil, 77 milyonun tamamını görebilsin" diye konuştu.

“EY BATI MISIR’DA, BANGLADEŞ’TE OLANLARLA İLGİLİ NİYE SESİN ÇIKMIYOR?”
Türkiye’nin medyayla, sosyal medyayla ilgili şikayetleri eleştirenlerin kendi ülkelerindeki uygulamalarını incelemelerini istediğini dile getiren Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
“Mısır’da darbeye ’darbe’ diyemeyenlerin, en azından Türkiye’de, bir kısım yargı ve emniyet mensupları vasıtasıyla yapılan darbe girişimini iyi okumalarını arzu ediyoruz. Avrupa’da idam var mı? Türkiye’de yok. Avrupa’da var mı? Avrupa’da da yok. Peki soruyorum, acaba Avrupa Birliği ülkelerinden bugüne kadar Mısır’daki verilen idam kararlarına yönelik bir kez güçlü bir ses çıktı mı? Çıkmadı, çıkmadı... Niye susuyorsunuz, niye? Hamile hanımlara bile idam kararı verdiler, genç, yaşlı idam kararı verdiler. Esma kızımızı kurşunlayarak şehit ettiler. Türkiye’de olan bu olaylarla ilgili olarak ey Batı sesin çıkıyor da Mısır’da olanlarla ilgili niye sesin çıkmıyor? Bangladeş’te idam yapıldı, onunla ilgili sesin niye çıkmıyor? 90 yaşını aşkın bir insan orada şu anda orada hücrede tutuluyor, onunla ilgili sesin niye çıkmıyor, o da idamla yargılanacak. Özgürlük bu değil, hukuk bu değil. İşte sıkıntı burada. Ama biz nefes alıp verdiğimiz müddetçe hak neredeyse biz oradayız, biz oradayız. Kim ne senaryo yazarsa yazsın, hangi tuzağı kurarsa kursun, hangi provokasyonu hazırlarsa hazırlasın, biz yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. 12 yılda Türkiye’yi 3 kat büyüttük ama biz şuna inanıyoruz; tüm tuzakların üzerinde 2 önemli tuzak var. Bir halkın tuzağıdır, iki hakkın tuzağıdır. Biz bunu biliyoruz.”
Kararlılıkla yola devam edeceklerini, özgürlükleri genişleterek, Türkiye’nin gücünü, itibarını artıracaklarını, gelecek dönemde de ekonomiyi büyütmeyi sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, demokrasinin standartlarını evrensel seviyelere ulaştırmak için çalışacaklarını, özgürlüklerden korkmadan özgürlük alanlarını genişleteceklerini dile getirerek, “Bu konuda sıkıntımız yok” dedi.

“TÜRKİYE’SİZ AVRUPA EKSİKTİR”
“AB’ye tam üyelik hedefinden vazgeçmeden Avrupa değerlerini ülkemize taşımaya, reformları yapmaya devam edeceğiz” diyen Erdoğan, “Türkiye’siz Avrupa eksiktir. Avrupa içindeki 6 milyona ulaşan Türk varlığı, birçok Avrupa Birliği ülkesinin nüfusundan daha çoktur. Bugüne kadar Avrupa’ya katkı verdik, emeğimizle alın terimizle fikirlerimizle değerlerimizle katkı verdik, daha da çok katkı sunmaya devam edeceğiz. Avrupa içinde yükselen ırkçılığın, vicdanları yaralayan ırkçı cinayetlerin, nefretin, ayrımcılığın panzehiri inanın Türkiye olacaktır. Doğu ile Batı’nın kucaklaşmasının kilidi, medeniyetlerin buluşmasının zemini Türkiye olacaktır” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin evrensel değerlerinin, Avrupa değerlerinin güçlenmesine en büyük katkıyı sağlayacağını kaydederek, başta İslamofobi, anti-Semitizm olmak üzere, nefret suçlarıyla mücadelede Türkiye’nin örnek teşkil edeceğini söyledi.
Türkiye’nin siyasetiyle, ekonomisiyle, insanıyla, misyonuyla, değerleriyle Avrupa’nın bir parçası olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Avrupa özellikle de Avrupalı siyasetçiler bunu artık görmek, kabullenmek durumundadır. Avrupa siyasetinin sorunları Türkiye kullanılarak değil, Türkiye ile çözülür. Almanya Cumhurbaşkanı Heinemann ne güzel söylemiş; ‘Hiçbir şeyi değiştirmek istemeyenler korumak istediklerini dahi kaybederler. Değişime direnen bir Avrupa asla Avrupa değildir’” dedi.

“SİZLER ASLA KENDİNİZİ YALNIZ HİSSETMEYECEKSİNİZ”
Burada yaşayan Türk vatandaşlarının, büyük bir ülkenin, büyük bir devletin, dünya üzerinde iddia sahibi olan büyük bir milletin mensupları olduğunu belirten Erdoğan, “Sizler, tarihi şanlı bir ecdadın torunlarısınız. Sizler, ekonomisi büyüyen, demokrasisi ileri standartlara kavuşan, dünyadaki tüm mazlumların derdini kendi derdi gören bir büyük ülkenin vatandaşlarısınız. İşte onun için asla boynunuzu yere eğmeyeceksiniz. İşte onun için asla kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz. Almanya makamlarıyla, başta Şansölye Sayın Merkel’le, her meseleyi konuşuyor, görüşüyor, birlikte çözüm yolları arıyoruz. Ortakları Sayın Gabriel ile görüşüyoruz, dertleşiyoruz, çözüm yollarını arıyoruz. Hem Almanya devleti hem Türkiye Cumhuriyeti, her an, her meselenizde yanınızda olacaktır. Dışişleri Bakanlığımız, Büyükelçiliğimiz, konsolosluklarımız her an emrinizde olacaktır. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız her an yanınızda olacaktır. Derneklerimiz, vakıflarımız, sivil toplum örgütlerimiz her an yanınızda olacaktır” diye konuştu.

“BULUNDUĞUNUZ ÜLKELERİN DİLLERİNİ ÇOK İYİ ÖĞRENİN, ANA DİLİNİZE DE SAHİP ÇIKIN”
Başbakan Erdoğan, Avrupa’ya her gelişinde buralarda yaşanan Türk vatandaşlarından, bulundukları ülkelerin dillerini çok iyi öğrenmelerini, çocuklarına öğretmelerini rica ettiğini hatırlatırken, ana dillerine, Türkçe’ye de sahip çıkmalarını özellikle rica ettiğini dile getirerek, “Kültürünüzü, değerlerinizi, anavatanla irtibatınızı asla sekteye uğratmayın ama Almanya’da da bir yabancı gibi durmayın. Kolay değil 50 yıl, artık siz Almanya’nın yabancısı değilsiniz, artık siz bir Alman vatandaşısınız, rahat olun. Siyasete, sosyal hayata, ekonomiye daha fazla katılım sağlayın. Türkiye ile Almanya’nın iş birliğinin artması için daha fazla emek sarf edin. Nice sorunları aştık, nicelerini de aşarız ve inşallah hep birlikte aşacağız” dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Erdoğan, 10 Ağustos’ta ilk defa Türkiye’de halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçileceğini ve bu seçimde yine ilk kez Türkiye dışındaki vatandaşların bulundukları ülkelerde oy kullanabileceklerini hatırlattı. Erdoğan, yurt dışında yaşayan Türkiye vatandaşlarına oy kullanma hakkını gecikmeyle de olsa verdiklerini aktararak, vatandaşlardan demokratik haklarını kullanmalarını rica etti.
Yurt dışındaki vatandaşların 31 Temmuz-3 Ağustos tarihlerinde oy kullanabileceklerini söyleyen Erdoğan, vatandaşlardan yurt dışı seçmen kütüklerine kayıtlı olup olmadıklarını kontrol etmelerini, kayıtlı değillerse de en yakın konsolosluktan kayıt yaptırmalarını istedi.
Erdoğan, oy vermeye giderken mutlaka Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olan nüfus cüzdanı ya da pasaport bulundurulması gerektiğini belirterek, yurt dışında yaşayan vatandaşların o tarihlerde Türkiye’de bulunmaları halinde gümrük kapılarında da oylarını kullanabileceklerini söyledi.
Henüz cumhurbaşkanı adayını tespit etmediklerini, istişare ve araştırmaların sürdüğünü, en kısa sürede adaylarını açıklayacaklarını kaydeden Erdoğan, “Cumhurbaşkanının sizin oylarınızla seçilmesi, bir milat olacak, milli irade adına, demokrasi adına inşallah bir dönüm noktası olacak. Türkiye daha da güçlenecek, demokrasimiz güç kazanacak, göreceksiniz, ekonomi daha da şahlanacak" dedi.

ALMANYA’DAKİ TÜRK VATANDAŞLARI İÇİN MAVİ KART DÜZENLEMESİ
Almanya’daki Türkiye vatandaşları için hazırlanması öngörülen “Mavi kart” ile ilgili çalışmaların da son noktaya geldiğini, fevkalade bir durum olmazsa meclis kapanmadan bununla ilgili yasal düzenlemenin yapılacağını aktaran Başbakan Erdoğan, yarın gerçekleştirilecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinin de Avrupa için hayırlı olmasını, oy kullanma hakkına sahip Türkiye vatandaşlarının da bu seçimlerde oy vermelerini özellikle temenni ettiğini dile getirdi.

“KARALAMA KAMPANYALARINA FIRSAT TANIMAYACAĞIZ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantının yapıldığı salon dışında bazı gösterilerin olduğunu bildiğini belirterek, “Onlar da bizim vatandaşlarımız. Hiçbir provokasyona mahal vermeden, sağduyu içinde, soğukkanlılık içinde evlerimize döneceğiz. Vakarımızı, ağır başlılığımızı azami derecede sergileyecek, karalama kampanyalarına fırsat tanımayacağız. Türkiye’deki olaylar burada nasıl kışkırtma için kullanılıyorsa, buradaki olaylar da aynı şekilde kışkırtma amacını taşıyor. Hiç birimiz bu tuzağa düşmeyeceğiz. 77 milyon Türkiye’de kardeş iken, yurtdışında da kardeşliğimizi en güçlü şekilde muhafaza edeceğiz” dedi.
“Rabia” işareti yaparak, kendisinin bu işarete, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" anlamı yüklediğini kaydeden Erdoğan, salondakilere, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını söyletti. Başbakan Erdoğan, yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasını “Günümüz hayırlı olsun, geleceğimiz aydınlık olsun. 10 Ağustos milletimiz, ülkemiz için aydınlık yarınların müjdecisi olsun" sözleriyle sonlandırdı.
(İHA)