BIST 9.548
DOLAR 32,50
EURO 34,59
ALTIN 2.500,91
HABER /  DÜNYA

Arınç: Siyaseti bırakıyorum

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 1,5 sene sonra siyaseti bırakacağını söyledi.<br/>Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ABD’nin başkenti Washi...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 1,5 sene sonra siyaseti bırakacağını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ABD’nin başkenti Washington’daki temasları kapsamında, düşünce kuruluşu Carnegie Endowment for International Peace’te “Türkiye’nin Demokratikleşme Süreci: Başarılar ve Zorluklar” konulu konferans verdi. Konuşmasına ABD ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerin iyi olduğunu söyleyerek başlayan Arınç, “Özellikle Obama döneminde, onun öncesinde de Türkiye ABD için önemliydi. Ama bir model ortaklık, bir stratejik ittifak hem bölge barışıyla hem dünya konularıyla iki ülkenin çıkarlarının üst üste gelmesi bizi birbirimize karşı daha güçlü bağlarla bağlamış oldu. Zaman zaman inişli çıkışlı seyretse de bu ilişkilerin güçlü olduğunu söyleyebilirim” dedi.
ABD’nin önemli ve dünya siyasetine yön veren bir ülke olduğuna dikkat çeken Arınç, “Ve biz Türkiye ile bu ülke arasındaki ilişkilerin ve menfaatlerimizin her zaman örtüşmesine, güçlü olmasına önem veriyoruz” diye konuştu.
Konuşmasını sürdüren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti iktidarının tarihi hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra şunları söyledi:
“11 yıl içerisinde AK Parti, üç tane milletvekili genel seçimine katıldı. Bunlar 2002, 2007 ve 2011’de yapılan seçimler. 2002’de yüzde 35 oy aldık. 2007’de yüzde 47 oy aldık. 2011’de de yüzde 50 oy aldık. Yani sandığa giden seçmen 2 kişiyse birisi bizim partimize, hükümetimize oy verdi. Bu dönem içerisinde iki tane de yerel seçim yapıldı. Yani belediye başkanlığının ve yerel yöneticilerin seçildiği seçimler. Bunlar 2004 ve 2009’du. Her ikisinde de başarılı olduk. Mevcut belediyelerin yüzde 65’ini biz kazanmış olduk. Bu dönem içerisinde yine 11 yılda iki tane önemli referandum yapıldı. Türkiye referandumlara alışık değildi ama hükümetimiz döneminde iki önemli konuda referandum yapıldı. Bunlardan birisi 2007’de cumhurbaşkanlığı seçilme sürecinde yaşanmıştı. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusunda, milletvekili seçimlerinin yeniden düzenlenmesi konusunda bir referandum yapıldı. AK Parti seçmeni buna ‘Evet’ dedi. Yüzde 67,5’la ‘Evet’ kazandı. İkincisi daha zorlu bir referandumdu. 12 Eylül 2010’da orada 26 madde değişti. Anayasanın 26 maddesi ki; yürütme, yasama, yargıya ait maddelerdi. Orada yüzde 58 ‘Evet’ oyuyla kazanmış olduk. Yani bir parti düşünün 11 yılda 7 seçime gidiyor, üçü milletvekili, iki yerel seçim, iki referandum. Yedisinde de muvaffak oluyor.”
Yerel seçimlerin 5 yılda bir yapıldığını ve 2009’dan sonra 2014 yılında, şimdiden 4 ay sonra tekrar yerel seçimler olduğunu söyleyen Arınç, “Bu seçimlere de hazırlanıyoruz. Yeniden iddialıyız. Şimdi artık Türkiye’de büyükşehirler belediye oldu. 30 büyükşehir var. Bunların nüfusunun toplamı Türkiye’nin nüfusunun yüzde 76’sı. Buralarda seçimleri kazanan parti önündeki seçimlerde de oy oranı bakımından bir ölçü alabilir. İddialıyız, kazanmak istiyoruz, kazanacağımıza da inanıyoruz. Ama ondan iki ay sonra da çok daha büyük bir seçim var. O da ilk defa halkın kendi oylarıyla iki dereceli bir seçim sistemiyle seçeceği cumhurbaşkanıdır. Takriben Haziran ayında yeniden 7 yılı dolduğu için cumhurbaşkanımızın bu sefer 5 yıllığına yeni bir cumhurbaşkanı seçilecek. Kim aday olacak, kim seçilecek onu bugünden söyleyemem. Ama o seçim de bizim partimiz için fevkalade önemli. Çünkü istiyoruz ki partimizin gösterdiği bir aday büyük ölçüde oy alsın ve o seçimleri kazansın” dedi.

“AK PARTİ’YE KARŞI YIPRATMA ÇABALARI VAR”
Türkiye’nin önünde önemli bir süreç olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Arınç, bu süreçte AK Parti’yi, hükümeti yıpratmak amacıyla pek çok çalışmanın yapıldığına işaret ederek, “Bu doğaldır. Doğal olan bir şeyi hiçbir zaman eleştirme hakkımız yok. Ben bu salona girerken dışarıda 3 kişi beni protesto etmeye çalıştı. Ellerinde yazılar vardı. 1 kişi bile olsa buna değer vermek lazım. Ama barışçıl bir gösteriydi. Saldırmak, kavga etmek, dövüş yapmak yoktu. Bunlara peşinen ’evet’ diyoruz. Bu gösteriler her zaman olmalı. Hiç kimse her şeyden memnun olmak zorunda değil. Muhalefet de olacak, iktidar da olacak. Türkiye’de de böyle. Ama demokrasilerdeki muhalefetin de siyasi kavgaların da demokratik ölçüler içerisinde olması lazım. Siyasi partiler birbirlerinin ancak rakipleridir, düşmanları değildir. Rakipleriyle siyasette mücadele etmek seçime girmektir, oy almaktır ve diğerleri” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEM VAR”
Türkiye’de, ABD’de olan başkanlık sisteminin aksine parlamenter demokratik bir sistem olduğuna dikkat çeken Arınç, Demokratlar ve Cumhuriyetler çekişmesinin iki partili bir yapıyı ortaya koyduğunu ancak Türkiye’de şuanda legal, başvurusu yapılmış, mevcut olduğunu bilinen 76 siyasi partinin bulunduğunu belirtti. Arınç, söz konusu 76 partinin seçimlere giderken bazı ölçülere uyup uymadığının incelendiğini ve eğer o partinin Türkiye genelinde illerin ve ilçelerin yarısından fazlasında teşkilatı varsa ve bazı kriterler yerine gelmişse seçimlere katılabildiğini söyleyerek, “Ama bunlar sadece bugüne kadar 18’i geçmedi. Yani 76 partinin sadece 18’i seçimlere katılabiliyor” dedi.
40 yıldır siyasetin içinde olduğunu dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, 11 yıldır bir partinin tek başına iktidar olmasının Türkiye için ne kadar önemli oluğunu gördüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’de koalisyon kültürü henüz gelişmedi. Yani iki parti, üç parti, dört parti bir araya gelse de bir hükümet kursa, ülkeyi birlikte yönetseler çok güzel olur. Avrupa’da var bu. Üç partili, dört partili. Bazı ittifaklar seçimlere birlikte katılıyor ve birlikte koalisyon kuruyorlar. Ama bizde geçmişte yani bizden önceki dönemlerde üç partili, dört partili, beş partili koalisyon hükümetleri kuruldu ama hiçbirisi başarılı olamadı. Cumhuriyetin 90. Yılındayız. 90. yılında tam 61 tane hükümet kuruldu Türkiye’de. 90 yılı 61’e bölerseniz bir yıl üç ay hükümetlerin ömrü. Bazen iki ay sürmüş, bazen 1,5 sene sürmüş, bazen yedi ay sürmüş. Çekişmeler olmuş, yürütememişler. Güçlü bir liderlik, koalisyon mantalitesi olmamış. Bakanlık sayısı artmış ama koalisyon hükümetleri başarılı icraatlar yapamamışlar.”
Bu sebeple Türkiye anayasasına bir madde ilave edildiğini dile getiren Arınç, “Seçim sistemi iki unsur birlikte olacak. Temsilde adalet olacak, yönetimde istikrar olacak” dedi.

“PARÇALI SİYASET TÜRKİYE’DE FAYDALI OLMADI”
Siyasetin herkesin doğasında olduğunu ve her türlü düşüncenin olabileceğini, bu düşüncelerin şiddet, silah içermediği sürece demokratik düşünceler olduğunu belirten Arınç, bu düşüncelerin ne kadar az oy alsa bile temsil imkanı bulması gerektiğini ancak yönetimin de güçlü olması gerektiğini belirterek, “Parçalı siyaset Türkiye’de faydalı olmadı. İki kere iki eşittir dört. Nasıl bağdaştıracağız? Çok zor. Sihirli bir cümle; yönetimde istikrar, temsilde adalet” ifadelerini kullandı.
“Seçim sistemi tartışılabilir” diyen Arınç, yönetimde istikrarı 11 yıldan beri çok iyi yakaladıklarını ve yaptıkları bütün işleri de bu istikrar sayesinde yaptıklarını söyledi.

“1,5 SENE SONRA SİYASETİ BIRAKIYORUM”
11 yıldan beri iktidarda bulunan bir partinin yıpranmasının mümkün olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Arınç, “yüz eskimesi” vurgusunu yaparak, “Her gün kaymaklı baklava yenmez” dedi. Arınç, “Yüz eskimesi olabilir. İşte ben yüzüm daha fazla eskimesin diye 1,5 sene sonra siyaseti bırakıyorum. Herkes keşke bunu yapabilse. Yüz eskitmemek lazım, yıpranmamak lazım, yıpranmamak için devamlı bir değişim içerisinde olmak lazım, yeni şeyler yapmak lazım, çıtayı yükseltmek lazım, hizmete endeksli bir siyaseti güçlendirmemiz lazım. Bugüne kadar böyle geldik” şeklinde konuştu.
Türkiye’de yapılan anketlerde halkın yüzde 70’inin sağlık sisteminden dolayı hükümete teşekkür ettiğini ifade eden Arınç, “Darısı Amerika’nın başına” dedi. Arınç, “Sokaktaki bir insan Başbakanın gittiği hastanede tedavi olabiliyor. Hastanesini, doktorunu seçme imkanı var. Bütün incelemelerinin 1-2 günde yapılabileceği, ameliyatsa ameliyat yapılacağı, ilaçlarının eline verileceği bir sosyal güvenlik sistemiyle bir sağlık reformunu bağdaştıran bir başarı yakaladık” ifadelerini kullandı.
(CC-ÖZ-D)