Adı artık yardım kampanyaları değil Dünya Kupası’yla gündeme gelse de Afrika’nın birçok bölgesi hala kuraklık ve kıtlık tehdidiyle karşı karşıya. 85 Milyon nüfuslu Etiyopya’da halkın %90’ı kırsal alanda yaşıyor. Eritre sınırından tuz getiren kervan. Ülkenin birçok bölgesinde ulaşım sorunu geleneksel yöntemlerle aşılıyor Susuzluk birçok bölge için büyük bir sorun. Köylere tankerler ile su dağıtılıyor Nüfusun %40’ının temiz suya erişimi yok. Suların taşındığı pet şişeler çok değerli. Bu kız onları topluyor. Etiyopya Dünya Kupası’na tarihi boyunca hiç katılamadı. Başkent Addis Ababa’da halk dev ekranlardan izliyor kupayı Futbolda başarısızlığın nedeni olarak altyapı eksikliği, bunun nedeni olarak da yoksulluk gösteriliyor. Ülke kişi başına düşen yıllık 390 Dolar ile Dünya sıralamasının en altlarında. Ancak toplumsal eşitsizlik bu yoksul ülkede de dikkat çekiyor. Az sayıda zengin milli gelirin büyük bölümüne hükmediyor burada da Bugüne kadar televizyonu hiç görmeyen çocuklar da var, köyünün ortasında dev bir çanak anten bulunan da. Birçok kız genç yaşta diğer aile fertlerinin sorumluluğunu üstleniyor. Rengarenk eteklerin sahibi sadece kadınlar değil. Birçok noktaya asfalt ya da stabilize yol yok. Toprak patikaları kat etmek gerekiyor. Komşu Somali’deki çatışmalardan kaçan binlerce kişi Etiyopya’da hayatını sürdürmeye çalışıyor. Yardım kuruluşları tarafından kurulan bir okulda ders saati Çevre ülkelerden gelen mülteciler arasında çok sayıda ailesini yitirmiş çocuk da var. Yokluk nedeniyle “gelenekler” sürüyor. Çember çeviren çocuk. Etiyopyalılar genç yaşta çok sayıda çocuk saihbi oluyorlar ancak ülke bebek ölüm oranında üst sıralarda. Her bin bebekten 80’i hayatını kaybediyor. Göçebeler nüfusun önemli bir bölümünü oluşturuyor hala Nüfusun yarısı hristiyan. Artık yokolmaya başlayan bir geleneğe göre çocuklukta haç dövmeleri yapılıyor yüze. Ülke nüfusunun yaklaşık yarısı da Müslüman. Saç ve sakalını sünnet uyarınca kınayla boyayan bu müslüman Etiyopyalı Necaş’ta yaşıyor. Amerikan yardımı sadece gıda değil. ABD Afrika’daki yakın müttefiklerinden bir olarak Etiyopya’yı görüyor. Hükümete siyasi, orduya askeri desteği ihmal etmiyor. Etiyopya ordusu da bu destekle Somali gibi ülkelerde radikal İslamcı güçlere karşı operasyonlar düzenliyor Uzun namlulu silahlar sadece güvenlik güçlerinde değil. Ücra kırsal alanlarda özel muhafızlara da sıkça rastlanıyor Ülkenin birçok bölgesinde radyo hala en yaygın iletişim aracı. Radyolarını yanlarından ayırmayanlar var. Başkent Addis’te bir Ermeni lokantası. Restauran sahibi Araks Kevorkian (en sağda), kızı Tamar ve bir garsonla poz veriyor “Aladdin”in önünde. Menüde imam bayıldı, hünkar beğendi, yaprak sarma, su böreği gibi tanıdık lezzetler var. Kevorkian ailesi 4 kuşaktır Etiyopya’da. Ailenin bir kolu 19. yüzyıl sonunda Sivas’tan buraya gelmiş. Diğer kolu ise yüzyıl başında önce Mısır’a ardından Etiyopya’ya göç etmiş. Türkiye’yi ilk kez geçen yıl gören Araks, kültürün ve yemeklerin benzerliğine hayret etmiş. Sadece “İstanbul’u gördüm ama büyükannnem Sivas’ı çok anlattı, bir gün oraya da gitmek istiyorum” diyor. İki halk arasında bir sorun olmadığını söyleyen Araks, “Siz kabul etmeyi, biz de affetmeyi öğrenmeliyiz” diye konuşuyor. Addis Ababa’daki Meskel Meydanı akşam saatlerinde halkın buluştuğu yer. Birçok Etiyopyalı ağzından misvak eksik etmiyor.