Yaşar Hoca, Baykal'ı topa tuttu
Abone olSeçim öncesi CHP'yi ve liderini göklere çıkaran açıklamalara imza atan Yaşar Nuri Öztürk, şimdi hem partisine, hem de Deniz Baykal'a karşı düşman kesildi.
Başlattığı Halkın Yükseliş Hareketi'ni partiye dönüştürme
çalışmaları içinde bulunan Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, İzmir
Atatürk Stadyumu'nda Hakemler Derneği Salonu'nda katılımcılara bir
konferans verdi. Konferansında çeşitli konulara temas eden Öztürk,
eski partisi CHP'ye yüklendi. İrtica ve dindar kavramlarının
karıştırıldığını ve bunun sakıncalarını dile getiren Yaşar Nuri
Öztürk, irticayı dinde hurafecilik, şahsi çıkarlar değil, dinin
ülkeyi dışardan tahrip etmek isteyen birtakım tahrip odaklarıyla
haince birleşmesi olarak tarif etti. Bu konuda 120 bin caminin
siyasal İslamın, irticanın mayalandığı, himaye edildiği, dokunulmaz
hale getirildiği mekanlar haline getirildiğini savunan Öztürk bu
mekanların bu durumdan çıkarılması gerektiğini vurguladığını ve bu
konuda hazırladığı reçeteyi parti ileri gelenlerinin önüne
koyduğunu anlattı. Bunu yaptığında "Biz bu işle uğraşmayız" cevabı
aldığını, "Niye uğraşmazsınız." dediğinde, "Biz laikiz. Dinle
ilgilenemeyiz." dendiğini belirten Öztürk, şunları söyledi: "Tamam
da bu durumu önlemek dinle bir biçimde ilgilenmeye mecbur ediyor.
(Olmaz biz laikiz. Dinle falan uğraşamayız.) diyorsun. Sen bu işle
meşgul olamam diyorsan senin yaptığın siyasetin senin getireceği
yer parti merkezinde iskambil oynamaktır. Zaten yaptığın budur. 27
yılda 8 tane genel başkan değiştirirsin durduğun yer belli. Bundan
sonra da diyorsun ki ben Atatürkçüyüm. Atatürk barajın altında mı
kalıyordu. Camideki adam da bunu bana söylüyor. Senin Atatürk
üzerinde hegomonya kurup da Atatürk'ü Türk milletinin gözünde ve
bağrında baraj altı bir adam yapmaya hakkın var mı utanmaz?"
Camilerin irticanın mayalandığı yerler olmaktan çıkarılması
hususunda CHP'de kabul ettiremediği reçetesinin uygulanmaması
durumunda Türkiye'nin biteceğini iddia eden Öztürk, "Hala öyle.
Problem hala yerinde duruyor. Nasıl yapılacak. Bunu seferberlikle
yapacağız. Bizim dindar insanımıza gerçeği anlatmak durumundayız."
dedi. Öztürk, Türkiye'nin 20 yıldır iki büyük acıyla yaşadığını,
bunlardan birinin dinin, ikincisinin de siyasetin mesleğe dönüşmesi
olduğunu savundu. Türkiye'de "dinle siyasetin birilerinin mesleği
olmaktan süratle çıkartılması" gerektiğini ifade eden Öztürk,
şunları kaydetti: "Nüfusun yüzde 52'sini oluşturan kadınlar,
siyasetin dışındadır. Son seçimde, halkın yüzde 32'si sandığa
gitmemiştir. Hiç kimse Türkiye'nin 21. yüzyılda süper güç olmasını
engelleyemez. Ya yok oluruz, parçalanırız, ya da 21. yüzyıla
hükmeden bir ülke oluruz. Bunun orta yeri, noktası yok." Büyük Orta
Doğu Projesi'nde (BOP) Türkiye'nin dikkate alındığını belirten
Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: ''İdeolojiler çöktü, şimdi dine
saldırıyorlar. Din bizim. Bin yıldır da İslam'ı yaşayan biziz. Dün
yeşil kuşak, bugün ılımlı İslam. Ilımlı İslam ile bizzat gerçek
İslam'ı karşı karşıya koymak istiyorlar. Batı, Atatürk
Cumhuriyeti'ni ve Müslüman Türkiye'yi bir örnek olmaktan çok,
coğrafyadan çıkartmak istiyor. Ortadoğu'da, İsrail'den daha büyük
devlet olmasın istiyorlar.'' Öztürk, başlattıkları ''Halkın
Yükseliş Hareketi'nin küskünler, kırgınlar veya İslamcılar hareketi
olmadığını kaydetti.