Dün, Yargıtay kararını verdi. MHP'nin kurultaya gitmesi yönünde
verilen bu karar, yargıya olan güvenin tazelenmesi adına çok
önemliydi. Çünkü daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi; bu
kurultayı, hem MHP'nin üst kurul delegeleri, hem parti tabanı hem
de halkın önemli bir bölümü istiyordu. Bu hususta mühim olan
kurultayın yapılmasıdır. Neticesinde ise kimin genel başkan
olacağına delegeler karar verecektir ve sonuca herkes saygı duymak
zorundadır. Eminim ki, herkes saygı duyacaktır da.
Hazır yazı buraya gelmişken, başka bir hususa daha değinmek
gerekir. MHP'deki bu kurultay süreci partiyi yıprattı diyemem ama
yordu. Daha fazla yorulmanın ve gönül kırmanın anlamı yok. Kurultay
sürecinde tüm MHP tabanı el ele vererek genel başkanını seçmelidir.
Ortada bir ayrım, ötekileştirme ya da gerginlik varmış gibi bir
hava estirmek önce MHP'ye, sonra ülkeye zarar verir. Kurultayın
sükunet içerisinde geçmesi dileğiyle...
Gelelim genel kurul ile ilgili detaylara... Meral Akşener ismi
en ön planda olan isim. Zaten öyle de olması lazım. Neden mi?
Meral hanım, sürekli tebessüm eden bir siyasetçi ve inanın buna
çok ihtiyacımız var.
Meral hanım, halka inmeyi ve halktan biri olmayı oldukça iyi
başaran biri. Halkla arasına mesafe koymayacağından emin
olunabilecek bir isim.
Meral hanım, gerçek bir hatip. Kaldı ki hitabetin siyasi
arenada, ne denli büyük öneme sahip olduğunu tartışmaya gerek yok
sanırım.
Meral hanım, sadece MHP tabanından değil, diğer partilerin
tabanından da rahatça oy alabilecek bir isim.
Bu maddeleri uzatıp gidebiliriz. Gelin görün ki buna gerek yok.
Çünkü yukarıda saydığım hepi topu dört madde bile, Meral Akşener'i
büyük ölçüde ön plana çıkarıyor zaten. Bundan sonra arkamıza
yaslanacağız ve kurultayın sonucunu bekleyeceğiz. Vatana ve millete
hayırlı olacak sonuç ne ise, o olsun inşallah.