Yabancılar Türk medyasına giriyor
Abone ol2005'in medya açısından önemli bir yıl olacağını savunan Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, yabancıların medya sektörüne gireceğini söyledi.
Doğan Yayın Holding İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ,
2005 yılının medya sektörü açısından önemli bir yıl olacağı
görüşünde. AB sürecindeki diğer ülkeler gibi Türkiye'yi de mercek
altına alan yabancıların iki ay içinde medya sektöründe görülmeye
başlanacağını söyleyen Yalçındağ, "Yabancıların sektöre girmesini
destekliyoruz. Onların gelişi medyadaki standartları
yükseltecektir" dedi. Mehmet Ali Yalçındağ, medya sektöründe
yaşanacak değişim süreci ve geleceğe ilişkin görüşlerini anlattı.
Türkiye'de 2004 yılında yüzde 10 büyüdüğünü ve bundan tüm
sektörlerin olumlu etkilendiğini dile getiren Yalçındağ, "Biz
şimdiye kadar ekonomik ve siyasi alandaki sıkıntılarımızın
istikrarsızlıktan kaynaklandığını söyledik.15 yıl sonra ilk kez bir
siyasi parti tek başına iktidar oldu. Bu siyasi istikrarı ve
ardından ekonomik istikrarı getirdi. Şimdi 1940'lardan bu yana ilk
defa 4. yıl büyüme bekleniyor. Bu Türkiye için önemli bir yenilik
ve büyük bir şans. 2004 yılı bizim açımızdan unutamayacağımız bir
yıl olmuştur. Sanıyorum 2005'de hem bizim, hem de Türkiye açısından
farklı bir yıl olacak" dedi. Yalçındağ'ın Referans gazetesinde
yayınlanan medya sektörünü değerlendiren görüşleri şöyle: MEDYA
KÖTÜ SINAV VERDİ: Türk medya sektörü geçtiğimiz dönemde kötü bir
sınav verdi. Bir Uzan grubu vardı medyada. Çok önemli olmasa da
rakibimizdi, geldikleri noktaya bakın. Bir Bilgin grubu vardı
geldikleri noktaya bakın. Bir Çukurova ve Bir Aksoy grupları vardı.
Bugünkü durumlarına bakın. Bunların ellerindeki medya gruplarını
çeşitli amaçlar için kullandıkları ortaya çıktı. Ne yazık ki, medya
sektörü kötü durumda. Şu an Türkiye'de medya sektöründe rasyonel
çalışan bir Doğan Yayın Holding var. Kurumlarını, yöneticilerini
rasyonel yöneten rekabet oluşturan, rasyonel bazda büyüme ve güçlü
olmaya çalışan bir grubuz. YIKICI REKABET MEDYANIN İTİBARINI
SARSTI: Biz kurumsal olarak çalışmaya gayret ederken, geçmiş
dönemde irrasyonel bir rekabetle karşılaştık. Medya sektörünü daha
itibarlı yapmaya çalışırken, kırıcı rekabet yüzünden medya sektörü
toplum gözünde gerektiği yerde konumlanamadı. Yabancıların sektöre
girmesiyle bu standartların daha güçlü çalışacağını sanıyorum.
Bizimle görüşen yabancıları Türkiye'ye gelmeleri konusunda
destekliyor ve cesaretlendiriyoruz. YABANCILAR İHALELERE
HAZIRLANIYOR: Yabancıların medya sektörüne girmeleri ile ilgili
takvim, elinde şu anda ciddi bir medya grubu bulunduran Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) ihalesi ile belirlenecek. TMSF şu
anda Doğan Yayın Holding'in ardından 2. büyük medya grubu oldu.
Kendisi için gerekli ufak bir kanun değişikliğinin önümüzdeki ay
içinde Meclis'ten geçeceğini tahmin ediyorum. TMSF elindeki medya
varlıklarını önümüzdeki 2 ay içinde ihaleye çıkaracak. Star Grubu,
Cine-5, Kral TV satışa çıkarılacak mallar arasında yer alacak.
Yabancıları işte bu 2 ay içinde medya sektöründe göreceğiz. 2005
yılında medyadaki resmin daha olumluya doğru değişeceğini
düşünüyorum. TMSF'DEKİ MEDYA KURULUŞLARINA TALİBİZ: Doğan Yayın
Holding de ihaleye katılacak. Tabii ki talip olacağız.7 bin
çalışanımız ile dev bir medya grubuyuz. Durduğumuz zaman gerileriz.
Kendimizi, hissedarlarımızı ve çalışanlarımızı düşünmek zorundayız.
Ama kesinlikle paylaşacağız. Bu çalışmaları yaparken Rekabet
Kurulu'nun görüşlerini alarak ilerliyoruz. Biz talip olduğumuzda
sorun çıkacağını sanmıyorum. Rekabet şartlarını zorlamamak için
paylaşarak büyümeyi hedefliyoruz. Biz medyada büyürken gelen
yabancıların bazılarıyla yeni ortaklıklar yapabilir; bazıları ile
mevcut işlerimizde ortaklık yapabiliriz. Bazıları da bizim
dışımızda rakip olarak gelebilir. Yarattığımız rekabet gücüyle
yerli ve yabancı rakiplerimize karşı ve her türlü alternatife hazır
olarak bekliyoruz. Bizim yabancıların gelişini desteklememizin
sebebi medya standartlarının yerleşmesi için etkili olacaklarına
işkin beklentimizdir. İNSANLARIN HER ANINDAYIZ, CİDDİ BİR İŞ
YAPIYORUZ: Biz insanların her anındayız. Sabah bizimle uyanıyor,
akşam bizimle yatıyorlar. Ciddi bir iş yaptığımızın bilincindeyiz.
Haberlerle insanların hayatlarını etkiliyoruz. Bu açıdan
bakıldığında hep sektörün saygınlığını artırmak için ilkelerle,
anayasa gibi kurallarla arayışımızı sürdürüyoruz. HERKES MEDYAYA
GİREMEMELİ Medya şirketi sahipliği hakkı, tıpkı banka sahipliği
gibi kolaylıkla verilmemesi gerekir. Nasıl her parası olan bankacı
olamıyorsa, her parası olanın da medya sahibi olmasını doğru
bulmuyorum. Bu sorumluluk isteyen bir iş. Bu işlerin herkesin eline
verilemeyecek kadar sorumluluk isteyen işler olduğu kanaatindeyim.
DYH medya sektöründe liyakatını medyanın tel tel döküldüğü bir
dönemde kanıtladı" dedi. DOĞAN YAYIN YURTDIŞINA ÇIKIYOR: Doğan
Yayın Holding'in 5 yılda öncelikli hedefi Türkiye'deki konumunu
güçlendirmek. Bunu başardıktan sonra da yurtdışına yöneleceğiz.
Önümüzdeki 5 yıl içinde yurtdışında çok ciddi bir medya yatırımı
için hazırlık yapıyoruz. Yeri henüz belli değil, ama 5-6 ülkeyi
radarımıza aldık. Televizyon da, gazete de diğer mecralar da
olabilir. Arkadaşlarımız şu anda incelemeler yapıyorlar. Bu
fevkalade büyük bir yatırım olacak. FAALİYET KARLILIĞI EN YÜKSEK
MEDYA ŞİRKETİYİZ: Türkiye'deki büyüme beklentisi yıllardır
görülmeyen bir durum. Büyümenin sektörümüz açısından en önemli
indikasyonu reklam gelirleri oldu. Reklam gelirleri 2004'te yüzde
36 büyüdü ve 1 milyar 280 milyon dolara ulaştı. 2000 yılı rekoru
egale edildi. Buna bağlı olarak grubumuzun faaliyet karlılığı
önceki yıla göre yüzde 53 oranında arttı. Bunun da önemli olduğunu,
dünyada 2003-2004 arasında faaliyet karlılığını bu oranda artıran
başka hiçbir medya kuruluşu olduğunu sanmıyorum. 2005 yılında da
tekrar faaliyet karlılığında yüzde 35 ve reklam gelirlerinde de
yüzde 30 artış öngörüyoruz. Reklam pazarının yüzde 40'ı konsolide
olarak DYH'ye ait. TEK SEKTÖRE KONSANTRE ÇALIŞIYORUZ: DYH olarak
tek bir sektörde konsantre olmuş, odaklanmış bir yapımız var. Biz
holdinglerin 5-6 dalda birden, bir taraftan gıda sektöründe, bir
taraftan medyada, bir taraftan bir başka sektörde faaliyet
göstermesine karşıyız. 1996 yılında DYH'yi Doğan Holding'ten
ayırdık. 2001 yılındaki krizde bunun faydasını gördük. Bu yapılanma
sayesinde krizden güçlü çıktık. Ondan sonra piyasa şartlarına göre;
Türkiye büyürken hızla açılıp hızla büyüdük. Ben buna akordion
modeli diyorum. Süratle kapanıyor, süratle açılıyoruz. Genç ve
dinamik kadro burada işlevini hızla yerine getiriyor. YÜRÜMEK
YETMİYOR: Bizim işimiz yürümeyi kaldırmıyor. Hep koşmak lazım.
Dinamizm bu işin olmazsa olmaz şartı. Bu çerçevede bireysel
başarının takım oyunu ile desteklenmemesi durumunda gerçek bir
başarı olmadığını düşünüyorum. Çok hızlı karar vermek zorundayız.
Başarılı yönetici ve çalışanın işi ile konstantre yaşaması gerekir.
Grubumuzda ciddi bir kurum haline geliyoruz, ama bazı şirketlerde
bunun bazı olumsuzlukları da oluyor; bir hantallaşma oluyor. Biz
hantallaşmadan kurumsallaşmak istiyoruz. Bizde de dinamizmde bir
miktar yavaşlama görüyoruz, tedbirlerini alıyoruz.