Henüz otomobillere olan ilgim bu boyutlarda olmadığı küçüklük
çocukluk zamanlarımda dahi Volvo ile ilgili duyduğum ve aklımda
kalan “En Sağlam Otomobil” tanımı olmuştur. Bu ciddiyet ve
hayranlıkla yakıştırılan tanım İskandinav marka için hala “en”
olmasa bile çok geçerli bir özellik.
Volvo kullanırken kendimi her daim güvende hissetmemin
sebeplerinden biri bu yakıştırılan ve geçerli olan tanım dışında
tabi ki sahip olduğu teknoloji. İsveç çeliğinden üretilen ve test
konuğum olan model ise S60 R-Design. Teknolojisine geçmeden
önce tasarımına baktığımızda çok büyük değişimler yaşamadan modern
görünmeyi başarmış bir model var karşımızda. Güncel nesli ile 2010
da tanışmıştık 2014 de ise bir makyaj operasyonu ile çok daha şık
yeni halini alan otomobil, dışında olduğu gibi içinde de çok büyük
değişikliklere ihtiyaç duymamış. Otomobil dış tasarımında R-Design
detaylarıyla yani sportif jantlara takılı performans lastikleri,
çift çıkışlı egzoz ve sportif tamponla “ben buradayım” diyor.
Koltuklar, direksiyon, gösterge paneli, konsol gibi detaylarda
konforu, kaliteyi, ergonomiyi görebilir ve hissedebilirsiniz. Bu
otomobilin kokpitine oturduğunuzda sürücüyü bekleyen birçok özellik
bulunuyor. Bunlardan en keyiflisi “sensus connect”, bu bilgi ve
eğlence sistemi ile sesli komutla müzik hatta sesli kitap
dinleyebilirsiniz, entegre wifi ile online bağlantınız otomobilde
de devam edebiliyor.
Otomobilde asıl üstünde durmak istediğim konu ise güvenlik
özellikleri, otomobil sizin için her şeyi düşünmüş gibi görünüyor.
Gözden kaçırabileceğiniz birçok konuda size destek olmak üzere
geliştirilen intellisafe adı verilen sistemdeki özelliklerin
bazıları şu şekilde; “adaptif yolculuk” trafikte ilerlerken
bu sistem otomobilinizi öndeki araçla belli bir mesafede tutuyor,
özellikle yavaş akan trafikte çok işe yarayan bir sistem. “Aktif
Uzun far” uzunlar ihtiyaç duyulduğunda kendisi açılıyor. “360
kamera” kuş bakışı otomobilinizi görebiliyorsunuz dolayısıyla
etrafta ne olup bittiği hakkında net fikriniz oluyor. Park yardım
desteği ile de sizin yerinize park ediyor daha ne olsun. Kör nokta
bilgisi ve şerit koruma yardım desteği dışında otomobil şehir içi
kullanım konusunda yalnızca sizi değil bisikletli ve yayalar için
de ayrı güvenlik özelliklerine sahip onlar için hava yastığı
dışında tehlikeli yakınlıkta sizi uyarıyor üstelik sizi uyarmasına
rağmen fark etmediğiniz durumlarda kendisi sizin yerinize fren
yapıyor. Ayrıca sürekli 150 metre mesafedeki tüm nesneleri tarıyor
ve olası bir durum için çabuk durabilmek adına frenleri önceden
hazırlıyor.
Test otomobilim 1.5 litrelik T3 kodlu Turbo beslemeli
benzinli motora ve Geartronic adlı tork konvertörlü 6 ileri
otomatik şanzımana sahip. Bu motor 152 beygir güç 1700 itibariyle
250 Nm tork üretiyor. Düşük hacimli bir motordan üretilen yüksek
güç tekerleklere bu şanzımanla kayıpsız iletiliyor. Kullanım
esnasında hiçbir sarsıntı hissetmediğim şanzıman direksiyon
arkasındaki kulakçıklarla da kontrol edilebiliyor. Yakıt tüketimi
konusunda çok cömert olmayan otomobil uzun yolda yüz güldürebiliyor
ancak şehir için de 9 litre civarındaki tüketim biraz yüksek
kalıyor. Ama bu konfor ve sürüş keyfi için göze alınabilecek bir
bedel. Otomobili kullanırken yağmurlu bir döneme denk geldim,
açıkçası virajlı yollarda biraz performansı yüksek bir sürüşte,
otomobil dengesinin kaybına dair en küçük bir sinyal vermedi. Bu
şartlarda tıpkı V40 gibi S60 da aklımda kalan otomobillerden biri
oldu. Otomobilin kullandığım R-Design versiyonunun Haziran 2016
anahtar teslim fiyatı ise 129.900 TL.