Uzan davasında reddi hakim krizi
Abone ol'Dolandırıclık ve zimmet' davasında sanıklar reddi hakim talebinde bulundu. Duruşma adresi değişti.
Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan, babası Kemal Uzan,
kardeşleri Murat Hakan Uzan ve Ayşegül Uzan (Akay), amcaları Yavuz
Uzan ve Bahattin Uzan'ın da aralarında bulunduğu 33 sanığın, ''suç
işlemek için örgüt kurmak ve bu örgüte üye olmak'', ''zimmet'',
''nitelikli dolandırıcılık'' ve ''devlete karşı dolandırıcılık''
suçlarından yargılanmasına başlandı.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, başka suçtan
tutuklu olan Bahattin Uzan, Tacettin Pak ve Mustafa Akar ile 20
tutuksuz sanık katıldı. Cem Uzan ile Ayşegül Uzan'ın da aralarında
bulunduğu davanın 7 tutuksuz sanığı ise duruşmaya gelmedi. Bu
davanın tutuksuz sanıkları olan ancak başka dava kapsamında aranan
Kemal, Yavuz ve Hakan Uzan da yakalanamadıkları için duruşmada
hazır edilemedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ertuğrul Tokalakoğlu, Cem Uzan'ın avukatları
Şaylan Çığgın ve Dursun Ali Gümüş'ün, 7 Nisan 2008 tarihinde
mahkemeye sundukları dilekçedeki, üye hakimler Sevil Tosun ve
Kadriye Meral Yorulmaz'ı reddettiklerine ilişkin istemi tutanağa
yazdırdı.
Tokalakoğlu, Melahat Uzan hakkındaki takipsizlik kararına yapılan
itiraz nedeniyle dava dosyasının Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesince
istendiğini ancak duruşma gününün yakın olması ve bazı işlemler
nedeniyle gönderilemediğini tutanağa geçirdi.
Duruşmada söz alan sanık Bahattin Uzan, üye hakimler Tosun ve
Yorulmaz'ı reddettiğini belirterek, bu konuya ilişkin hazırladığı
dilekçeyi mahkemeye verdi.
Mustafa Akar da İmar Bankası davasında hakkında yanlış karar
verildiğini savunarak, katılan tarafın beyanlarıyla hakimlerin
kanaatlerinin yanıltıldığını öne sürdü.
''İmar Bankası davası benim açımdan bitmemiştir'' diyen Akar,
hakkındaki karar nedeniyle AİHM'e başvurduğunu, başvurusunun
değerlendirilmesinin sürdüğünü anlattı.
Akar, mahkeme heyetinin üye hakimleri Sevil Tosun ve Kadriye Meral
Yorulmaz'ı reddettiğini bildirdi.
-REDDEDİLEN ÜYELERİN GÖRÜŞÜ-
Ret taleplerine ilişkin görüşlerini tutanağa yazdıran üye hakim
Tosun, iddianameyi hazırlayan savcının hakimin eşi olmasının
''hakimlerin davaya bakamayacağı haller'' arasında sayılmadığını,
yasa koyucunun bu durumun tarafsızlığı şüpheye düşüreceğini kabul
etmediğini bildirdi.
Anadolu'da görev yapan hakimlerin, çoğu kez savcı eşlerinin
hazırladıkları iddianameyle açılan davalara baktıklarını belirten
Tosun, bu durumun ''tarafsızlığı şüpheye düşürecek bir hal'' kabul
edilmesi halinde eş olan savcı ve hakimlerin görev yapmalarının
imkansızlaşacağını kaydetti.
Tosun, ''Bu durumun ret sebebi diye ileri sürülmesinin getireceği
prosedürün işlemesiyle usul ekonomisi yönünden yargı zarar
görecektir. Tüm bu hususlarla birlikte değerlendirildiğinde
Cumhuriyet savcısı eşim Fehmi Tosun'un iddianameyi düzenleyen savcı
olması halini, tarafsızlığımı, objektifliğimi etkileyen bir kriter
görmediğimden bahisle ret taleplerinin yerinde olmadığı
görüşündeyim'' dedi.
Üye hakimler Tosun ve Yorulmaz, diğer ret sebepleri konusunda ortak
yazdırdıkları görüşte ise İmar Bankası davasında verilen kararın
Yargıtayca onandığını hatırlatarak, bu karardaki düşünce ve
görüşlerinin tamamen dosyadaki maddi delillere dayandığını
bildirdiler.
Cem Uzan'ın, İmar Bankası davası sanıkları arasında bulunmaması
nedeniyle hakkında herhangi bir düşünce ve görüşe varılmasının söz
konusu olmadığını belirten Tosun ve Yorulmaz, daha önce karar çıkan
ve kesinleşen dosyadaki düşünce ve görüşlerin bu davaya etki
etmesinin mümkün olmadığını, bunun tarafsızlığı şüpheye düşürecek
hallerden sayılmadığını kaydettiler.
Tosun ve Yorulmaz, bu nedenlerle ret taleplerinin yerinde olmadığı
görüşünü taşıdıklarını bildirdiler.
Reddi hakim taleplerinin incelenmesi için dava dosyasının İstanbul
1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti,
duruşmayı erteledi.
Mahkeme heyeti, gelecek duruşmada sanıkların çokluğu nedeniyle
sorguların tamamlanamaması durumunda celsenin ertesi gün de
sürdürülmesini hükme bağladı.
-İDDİANAMEDEN-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, suç
konusu olduğu iddia edilen işlemler ayrıntılarıyla anlatılarak,
İmarbank Off-Shore Limited Şirketine 1 Ocak 2003 ile 3 Temmuz 2003
tarihleri arasında 31 bin 331 mağdurun toplam 410 milyon 495 bin
126 YTL, 16 milyon 53 bin 828 dolar ve 5 milyon 503 bin 430 avro,
1113 mağdurun 33 milyon 318 bin 692 YTL, 78 müştekinin de 4 milyon
111 bin 594 YTL yatırdığı bildiriliyor.
Şüphelilerin, toplam 32 bin 444 mağdur ve 78 müştekiden toplanan bu
paraları, kredi adı altında Uzan Grubu firmalara aktararak ve geri
ödemeyerek dolandırıcılık yaptıkları öne sürülen iddianamede, Uzan
ailesi üyelerinin kaçmaya karar vermeleri üzerine şüphelilerin, 3
Haziran ile 3 Temmuz 2003'te bu mağdurlardan 10 bin 153'ünün
paralarını İmarbank Off-Shore Limited'den İmar Bankası T.A.Ş
mevduatına dönüştürdüklerine dikkat çekiliyor.
İddianamede, bu işlemle mağdurların paralarının, TMSF güvencesine
sokularak ödettirilmesinin ve Uzan ailesine karşı mudilerde husumet
oluşmasının engellenmesinin amaçlandığı ve bu işlemin ''devlete
karşı dolandırıcılık'' suçunu oluşturduğu vurgulanarak, İmarbank
Off-Shore Limited'deki paraların çeşitli yöntemlerle Uzan Grubu
firmalara aktarılıp kullanılmasıyla da ''zimmet'' suçunun oluştuğu
belirtiliyor.
Kemal Uzan, Yavuz Uzan, Murat Hakan Uzan ve Cem Uzan'ın, ''suç
işlemek için örgüt kurmak'', ''nitelikli dolandırıcılık'' ve
''devlete karşı dolandırıcılık'' suçlarından 9 ile 31'er yıl
arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, aynı
kişilerin ''zimmet'' suçundan ayrıca 21'er yıldan az olmamak üzere
hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Ayşegül Uzan'ın da aralarında bulunduğu 21 şüphelinin, ''suç
işlemek için kurulan örgüte üye olmak'', ''nitelikli
dolandırıcılık'' ve ''devlete karşı dolandırıcılık'' suçlarından 8
ile 28'er yıl arasında hapisle cezalandırılması talep edilen
iddianamede, bu kişilerin de ''zimmet'' suçundan 21'er yıldan az
olmamak üzere hapis cezasına çarptırılmaları öngörülüyor.
İddianamede, diğer 8 sanığın da ''nitelikli dolandırıcılık'' ve
''devlete karşı dolandırıcılık'' suçlarından 7 ile 25'er yıl
arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.