Üst solunum yolu enfeksiyonlarında tanı tedavide önem taşıyor
Abone olBayındır İçerenköy Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Onur Ergün, üst solunum yolunda viral ve bakteriyel enfeksiyonları ayırt etmenin tedavi başarısı için kritik önem taşıdığını belirtti.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, havaların soğuması ve
yağışların başlamasıyla kapalı ortamlarda geçirilen süre artıyor.
Bu durum, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha sık
görülmesine yol açıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Ergün, üst solunum yolunda viral ve bakteriyel enfeksiyonları ayırt etmenin, tedavi için önemli olduğunu belirtti.
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının yaklaşık yüzde 90'ının virüs
kaynaklı olduğuna değinen Ergün, "Bu durumda tedavi, semptomları
hafifletmeye yönelik oluyor. Viral enfeksiyonlar erken tedaviye
başlansa da kendi sürecini takip eder ve genellikle bir haftada
iyileşir." ifadelerini kullandı.
Bakteriyel enfeksiyonlarda ise durumun farklı olduğuna değinen Ergün, bu türde en sık rastlanan vaka olarak toplumda "beta" olarak bilinen "A grubu beta-hemolitik streptokok"u gösterdi.
Ergün, beta tedavisinde antibiyotik kullanımının gerekli
olabileceğini belirterek, "Beta mikrobunun ürettiği bazı
proteinler, vücuttaki eklem kıkırdağı, kalp kapakçığı ve yumuşak
dokularla benzerlik gösterdiği için bağışıklık sistemi, bu yapılara
da saldırabiliyor. Bu tabloya 'akut romatizmal ateş' deniyor.
Antibiyotik tedavisinin asıl amacı, bu ciddi komplikasyonu
önlemek." değerlendirmesinde bulundu.
Antibiyotik tedavisinin yalnızca bakteriyel enfeksiyonlarda gerekli olduğunu vurgulayan Ergün, şöyle devam etti:
"38 derecenin üzerinde inatçı ateş, boyunda ağrılı şişlikler, bademciklerde beyaz noktalanmalar varsa ve öksürük-burun akıntısı gibi belirtiler yoksa, bakteriyel enfeksiyon olasılığı artar. Ancak bu bulgulara rağmen vakaların yaklaşık yüzde 50'si viral olabildiğinden, antibiyotik kararı mutlaka hızlı tanı testi veya boğaz kültürü sonucuna göre verilmeli."
Ergün, antibiyotik tedavisine hastalığın ilk 10 gününde başlanmasının, akut romatizmal ateşten korunmak için yeterli olacağını da vurguladı.
"Bademcik ameliyatı gerekebilir"
Bakteriyel enfeksiyonlara sık yakalananlarda bademcik ameliyatının gündeme gelebileceğini aktaran Ergün, "Yılda 7 veya daha fazla, son 2 yılın her birinde 5'ten fazla ya da son 3 yılda her yıl 3'ten fazla bakteriyel bademcik iltihabı geçirenler, ayrıca ateşli havale öyküsü veya antibiyotik alerjisi bulunanlarda bademcik ameliyatı gündeme gelebilir. Burada önemli olan bakteriyel bademcik iltihaplarını viral enfeksiyonlardan ayırmak." değerlendirmesini yaptı.
Ergün, soğuk algınlığının tamamen önlenemeyeceğini, buna rağmen ellerin sık yıkanması, yüze ve buruna dokunmaktan kaçınmak, enfekte kişilerle temastan uzak durmak ve gerekirse maske kullanmak, kapalı ortamları havalandırmak, bağışıklığı güçlü tutmak için dengeli beslenmek, yeterli uyku ve egzersiz yapmak, D vitamini desteği almak, grip aşısı olmak ve sigara içmemenin riski azaltılabileceğini aktardı.
Soğuk algınlığı belirtilerinin 8-10 gün içinde geçmesine rağmen
burun tıkanıklığının devam etmesi, renkli burun ve geniz akıntısı,
geçmeyen öksürük veya balgam, işitme azlığı ve kulak ağrısı gibi
durumlarda mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini kaydeden
Ergün, bu belirtilerin bakteriyel sinüzit veya orta kulak
iltihabına işaret edebileceğini ifade etti.