Üniversitelerde uygulanan, “akademik teşvik” iyi oldu mu?..(10)

Akademik teşvikte; “Nicelik artarken, nitelik düştü.”

Göktan AY goktanay57@gmail.com

“Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği"nin yürürlüğe konulması; Milli Eğitim Bakanlığının 13/12/2015 tarihli ve 12813099sayılı yazısı üzerine, 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun ek 4 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 14/12/2015 tarihinde kararlaştırılmıştır.” Buna göre; 2016 yılından itibaren geçerli olmak üzere, devlet yükseköğretim kurumları kadrolarında bulunan öğretim elemanlarına yaptıkları akademik çalışmalara akademik teşvik ödeneği verilecektir.

Böylece;  öğretim elemanları yıl içerisinde yaptıkları bilimsel çalışmalar karşılığında, her ay “teşvik ücreti almaya” hak kazanmıştır. Bu kapsamda, akademisyenlerin yıl içerisinde yapacakları; proje, araştırma, yayın, tasarım, konser, sergi, tebliğ, alacakları patent, atıf ve ödüller, YÖK’ün belirlediği ölçütlere göre puanlanmakta ve puanların maddi karşılığı kadar akademik teşvik almaktadır.

Bu yazımızda, akademik  teşviğin  “yararları/zararları”  konusunu ele alacağız.

https://www.internethaber.com/akademik-tesvikte-sanatcilar-ve-bizdeki-uluslar-arasi-yayin-hayranligi-1555579y.htm

Önce birkaç bilgi verelim;

Dünyadaki patent toplamı 4.5 milyon.

Çin'in;yıllık patent başvurusu 2 milyon. (%40.2)

Ülkemizin;  yıllık patent başvurusu 100 bin. (%2.4)

Çin'in ihracatında ileri teknolojisinin payı %27

Ülkemizin   ihracatında ileri teknolojisinin payı  % 1.9

Dünya ileri teknoloji ortalaması % 17

https://www.internethaber.com/turk-egitim-sisteminin-dunyayla-uyum-saglamasi-istenmiyor-mu-1843713y.htm

“PISA” sonuçlarına göre (Uluslararası Öğrenci Başarısını Ölçme Programı,  3 yılda bir yapılıyor);

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-38219262

72 ülke arasında 50. yiz,

Fen alanında 52.yiz,

OECD ortalaması 493 puan, puanımız 425

Okuma becerisinde 50.yiz,

OECD ortalaması 492 puan, puanımız 428

Matematik alanında 49.yuz,

OECD ortalaması 490 puan, puanımız 42

AKADEMİK TEŞVİĞE NEDEN GEREK DUYULDU?

a/ Akademisyenleri denetlemek düşünüldü.

AY: Hiç ilgisi yok!..%0 ihtimal. Böyle bir denetleme  ol(a)maz. Komisyonlar; yönetmeliği önlerine aldılar, nicelik olarak puan karşılığını toplayıp, hesabı kestiler. “Nitelik konusu” havada kaldı.

b/Akademisyenlerin verimliliği-motivasyonları artırılmak istendi.

AY: Verimlilik değil de, “puan karşılığı olan işleri yapmak için”  motivasyon artırıldı…Mesela, sempozyumları izlemenin puanı olmadığı için, salonlarda kimseyi bulmak mümkün olamadı.

c/Akademisyenliğe ilgi artırılmak istendi.

 AY: Tam olarak değil, ama “%10 etkisi olmuştur” diyelim. Akademisyenlik bir gönül işidir.

d/ Normal şartlarda verilemeyen zam, yeni bir adla verilmek istendi.

AY: İşte %100, en doğru cevap…

e/ Akademisyeni, daha çok yayın yapmaya teşvik etmek istendi.

AY: Hiç ilgisi yok, %10 diyebilirim. Amaç, maddi kazançtır. Akademisyen, doğal olarak araştıran ve üreten kişidir. Maddiyat sonra gelmelidir.

f/ Üniversitelerin yayın sıralamasının artırılmak istendi, yayın azlığına çözüm sanıldı.

AY: İlgisi yoktur, çünkü; kitap yayın sayısı artmadı. Alana, özel bir bilgi getirmeyen bildiriler çoğaldı.

g/ Yapılan çalışmaların yayınlanma olasılığının artırılmak istenmesi.

AY: Hiç ilgisi yoktur, çünkü; kitap yayın sayısı artmadı. Akademisyen;  zam alacağım diye, yayın peşinde koşmaz, doğal olarak çalışmalarını mutlaka kitaplaştırmak ister.

Sonra ne  mi oldu?

a/Yayın sayısı arttı.

AY:  Nicelik olarak arttı. Nitelik olarak alana;  özgün görüş,  yeni bir buluş, eser, patent, kitap v.b. kazandırılmadı.

b/Akademisyenler  çalışmalarının karşılığı aldı.

AY: Maddi olarak evet…Ama, bilim/sanat alanı aldı mı? Hayır!..

c/Akademisyenlere ek gelir sağlandı.

AY: Maddi olarak %100 evet… Zaten, bu yönetmeliğin çıkarılmasının asıl sebebi buydu...

d/Akademisyenlerin akademik çalışma yapma farkındalığı arttı.

AY: Hiç ilgisi yoktur, farkındalık olmadı. Bilinen şeyler, başlıklar değiştirilerek bildirilerde tekrar edildi.

e/Farklı disiplinler arası yapılan çalışmalar artış gösterdi.

AY: Hiç ilgisi yoktur. Maalesef, çok istenmesine ve gerekli olmasına rağmen, disiplinler arası çalışmalar artmadı. Marmara  Ün.–Müzdak Sempozyumu’nda (2017), bu amaçla, “Güzel  Sanatlar-Toplum Bilimler Etkileşimi Sempozyumu” adını vermiştik, ama bir tane bile disiplinler arası bildiri gelmedi. Ya; akademisyen, kendini beğeniyor ve çalışmasını yani puanını paylaşmak istemiyor  ya da; bu konunun önemi, akademisyenlerce henüz anlaşılamadı!

SONUÇ:

a/ Nicelik  artarken nitelik düştü.

AY: Bol konser (seyircisiz), bol bildiri (dinleyicisiz), ama; nitelik yok!, yenilik yok!, buluş yok!.. Puan peşinde koşarken bildirilerin içi boşaldı.

https://www.internethaber.com/liyakatbirikim-ve-nitelik-atamalarin-vazgecilmezi-olmali2-1810061y.htm

b/ Etik açıdan eksiklikler ortaya çıktı.

AY: “Etikliğin” tam uygulanamadığı üniversitelerimizde, “intihal” konusu da soruşturmalarda yoğun olarak yer alıyor. Ve, akademisyenler “bilmiyordum”  diyor!..http://www.enpolitik.com/kose-yazisi/2461/ilk-akademisyen-arsgor-kisisel-karakter-analizine-neden-tabii-tutulmuyor2.html

http://www.musikidergisi.net/?p=1548

http://www.enpolitik.com/kose-yazisi/2180/cesaretle-yazmak-ve-etikgorev-sorumluluguyla-calismak.html

c/ Ölçütlerin net olmaması usulsüzlüğü getirdi.

AY: Ölçütlerin “net olmaması”, hemen “usulsüzlüğü  getirmemeliydi, ama, akademisyenler maddiyata yenildi ve yabancı dilde olduğu gibi, atı alan Üsküdar’ı geçti. Eşitlik ilkesi uyarınca; tüm akademisyenlerin çalışmaları eşit düzeyde değerlendirilmeli, “değerlendirme kurulları” özenle seçilmeli ve mutlaka alana hakim olunmalıydı. (Bu konuya, örneklerle  ayrıca değineceğiz) Oldu mu, maalesef hayır!..

d/  5 yıllık dergilerin kabul edilmemesi şartı, dergilerin gelişimini olumsuz etkiledi.

AY: Doğru. Akademisyenler,  “ahbap-çavuş” ilişkisi içinde belirli dergilere/yayın evlerine çalışmalarını yayınlatmaya (hatta parayla) başladılar. Rakam koymak zor bu gibi kararlarda, neden 4 değil de 5’in izahı zordur. Günümüzdeki hakemli dergilerin bir kısmı “gerçek hakemli”  değildir!.. https://www.internethaber.com/sanat-alaninda-hakemli-dergiler-20-1228006y.htm

e/ Akademisyenler, “ders verme” faaliyetlerini ikinci plana attı.

AY: İşte en büyük darbe bu oldu ve teşvik çalışmaları yüzünden; asıl yapılması gereken/görev olan   dersler ikinci plana  itildi. “Puanlı faaliyet yapacağım” diye ders saatleri içinde etkinlikler yapıldı ve idarecilerde buna göz yumdu, suça ortak oldular.

f/ Benzer çalışmaların yapılması ile, özgünlük ve yaratıcılık kısıtlandı.

AY: Dedim ya; özgün çalışmalar ortaya konulamadı. Acele edildiği  için yaratıcılıkta mümkün  olamadı.

İşte bu gerçeklerle, “akademik teşvik alanlar erdi muradına!..”

Biz çıkamıyoruz kerevitine!..

Çünkü, akademik teşvikte; “nicelik  artarken; eğitim, kalite/nitelik düştü!..”