Üç ayları nasıl değerlendirmeli?
Abone olAllahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır...
İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamber Efendimiz, saâdet meclisinde
oturuyordu. Mescide bir esir grubu getirildi. O sırada Allah Resûlü
(sas), bir kadının yana yakıla bir şeyler aradığını gördü. Kadın
yakaladığı her çocuğu sinesine basıyor, kokluyor sonra
bırakıyordu.
Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu
öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Resûlü (sas) bu
manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak
parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını
görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet
Ya Rasulallah!” Allah Resûlü (sas) tekrar: “Bu
kadın şu kucağındaki çocuğunu cehenneme atar mı?” diye
sordu. Sahabe “Hayır ya Rasulallah!” karşılığını
verdi. Ve işte bunun üzerine İki Cihan Serveri şu hikmet dolu
sözleri söyledi: “Allah o kadından daha şefkatlidir,
kullarını cehenneme atmak istemez.”
İşte böylesine başdöndürücü bir şefkat ve merhamete sahip olan
Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir
manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır.
Bu özel zaman dilimlerinde Cenab-ı Hakk’ın rahmet esintileri
sağanak sağanak yağmaktadır. Şu günlerde bu zaman dilimlerinden
“üç aylar”a kavuşmanın sevincini yaşıyoruz. Malum
olduğu üzere halkımız arasında Arabi aylardan Recep, Şaban ve
Ramazan aylarına “üç aylar” deniyor.
Ahiret ticaretinin yapıldığı kazançlı bir pazar durumunda olan üç
aylar, yılda ancak bir defa açılır ve üç ay boyunca devam eder.
İstifade edebilenlerin çok şey kazandığı bu pazarı kaçıranlar
gelecek mevsimi beklemek zorundadır. Tabii ömürleri yeterse. Kimse
yarına çıkmaya garanti veremediği gibi gelecek mevsime yetişmeyi de
taahhüt edemez. Öyleyse yapılacak iş, bu mevsimi çok iyi
değerlendirmek, bunun için de onu elimize geçen son fırsat olarak
kabul etmek.
Üç aylar fırsat günleridir, çok bereketli bir kazanç mevsimidir.
Böylesine bir koyup binler alabileceğimiz kazanç kuşağında
kaybetmemek için bu günleri iyi değerlendirmeliyiz.
ÜÇ AYLARA HAZIR MISINIZ?
Bu günlerde müminler, birbirleri ile tebrikleşmeli, birbirlerini
yemeklere çağırmalı, çocuklar sevindirilmeli, fakirlerin gönlü
alınmalı, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları giderilmeli,
anne-babanın, masum ihtiyarların duaları alınmalı, hasılı bu aylar
daha canlı ve daha verimli yaşanmalıdır.
Bütün bu yapılanlar bir yarış havası içinde yapılırken ihlaslı
yapmaya da azami dikkat gösterilmeli. Zira ihlasla yapılan küçük
bir amel, ihlassız yapılan pek çok amelden üstündür. Bu sayede hem
cemiyete huzur gelmiş, hem de manevi bir atmosfer meydana
getirilerek, ilahi rahmetin celbine zemin hazırlanmış olur. Yapılan
ibadetler, okunan Kur’anlar, Cenab-ı Hakk’a yükselen inilti ve
ızdırap dolu dualar, akıtılan gözyaşları, yapılan tevbe,
istiğfarlar yağmuru çeken bulutlar gibi ilahi rahmeti kendisine
çeker.
İlahi rahmet, semamızı kapladığı zaman onu hayat kaynağı yağmurlar
gibi lütuflar, ihsanlar, ikramlar ve hediyeler takip eder. Böylece
gelen rahmet damlaları günahlarımızdan, gafletimizden dolayı
kirlenen manevi hayatımızı da temizler.
Öyleyse daha ne duruyoruz. Haydi hep beraber, ilahi rahmet ve
lütuflara hasret insanlar olarak başımızı okşayacak rahmet
bulutlarının celbine ve onu takip edecek ilahi ihsanlara kendimizi
hazırlayalım.
Bu bereketli günleri nasıl değerlendirelim?
1. Bol bol Kur’ân-ı Kerim okuyalım.
2. Peygamber Efendimiz (sas)’in şefaatini ümit ederek, O’na salât ü
selâmlar getirelim.
3. Kaza veya nafile namazlar kılalım.
4. Dünyaya gönderiliş amacımızı ve gidişatımızı düşünerek
tefekkürde bulunalım.
5. İşlediğimiz günahlar için bu bereketli günlerin yüzü suyu
hürmetine samimi ve gönlümüzden gele gele tevbe ve istiğfarda
bulunalım.
6. Bir dua listesi oluşturarak sevdiğimiz insanlara bol bol dua
edelim. 7. Geceleri değerlendirerek haftanın belirli
günlerinde teheccüd namazı kılalım.
8. Bu günlerde Allah Resulü’nün diğer günlere nazaran daha çok oruç
tuttuğunu ve devamlı hayır yapma peşinde olduğunu görüyoruz.
Biz de tutabildiğimiz kadar oruç tutmalı ve elimizdeki imkanlar
nispetinde muhtaç olan insanlara maddi yardımlarda bulunarak onları
sevindirmeliyiz.
Rahmetin sağanak sağanak yağdığı günler
geliyor
REGAİB GECESİ
Regaib, “çokça rağbet edilen, kıymetli, değerli,
ihsan” manalarına gelen Ragibe kelimesinin çoğuludur. Buna
göre Regaib Gecesi denilince; “çok lütuf ve ihsan dolu,
kıymetli ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken
gece” manası anlaşılır. Halk arasında üç aylar diye meşhur
olan Recep, Şaban ve Ramazan aylarından Recep ayının ilk perşembeyi
cumaya bağlayan gecesi olan Regaib Gecesi, aynı zamanda Ramazan
ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır. Rahmet
kapılarının ardına kadar açık olduğu bu gece gaflet içinde
geçirilmemeli, bir fırsat gecesi olarak değerlendirilip ona göre
hareket edilmelidir.
RECEP AYI
Üç ayların ilki olan Recep, “tazim ve tekrim olunan
ay” ve “hazırlanmak” manalarına
gelmektedir. Peygamber Efendimiz (sas) bu aya ulaştıklarında
“Allah’ım! Receb’i ve Şaban’ı hakkımızda mübarek kıl ve
bizi Ramazan’a kavuştur” diyerek dua ederlerdi. Bu ay
içinde aynı zamanda Mi’rac, Berat ve Kadir Gecesi gibi mübarek
zaman dilimlerinin de bir müjdecisi olan “Regaib”
gecesi vardır. Regaib, pek çok ata ve ihsan” manasına gelen
“Ragibe” kelimesinin çoğuludur. Bu gecede Cenab-ı
Hak engin rahmetiyle tecelli edip sonsuz mağfiretiyle muamelede
bulunduğu için geceye bu isim verilmiştir. Recep ayının 27. gecesi
ise Mirac Kandili’dir. Mirac, kelime manası itibarıyla
“merdiven”, “yükselecek yer”, “en yüksek makam”
manalarına gelmektedir. Bu gecede İnsanlığın İftihar Tablosu (sas)
bir mucize olarak Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i
Aksa’ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru pervaz
edip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk’ın huzuruna çıkmıştır.
ŞABAN AYI
Üç ayların ikincisi olan Şaban, kelime manası itibarıyla
“dağılan”, “saçılan” manalarına gelmektedir. Bir
rivayete göre Efendimiz (sas), Şaban ayında Ramazan için pek çok
hayır dağıldığı için bu aya bu ismin verildiğini ifade etmektedir.
Şaban ayı içerisinde Berat Kandili vardır. Berat kelimesi,
“borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren
sıkıntılardan kurtulmak” manalarına gelmektedir. Bu gecede
Kur’an-ı Kerim, Levh-i Mahfuz’dan alınmış ve bir bütün halinde
dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece
hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat Gecesi
denilmiştir. Yine bu ay içinde hicretin ikinci senesi Müslümanların
kıblesi Mescid-i Aksa’dan Kâbe’ye çevrilmiştir.
RAMAZAN AYI
Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı, on bir ayın sultanı ve
ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur’an nazil olmaya
başlamış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Ramazan
kelimesi “kızgın taş” manasına gelen
“Ramid” kelimesinden türetilmiştir. Ramazan ayı
çok sıcak ve hararetli bir zaman dilimine tevafuk ettiği için ona
bu isim verilmiştir. Ayrıca nasıl ki kızgın taş etrafındakini yakıp
yok ederse Ramazan da kulların günahlarını yakıp mahvettiği için bu
aya bu ismin verildiğini söyleyenler de olmuştur. Bazıları ise
Ramazan kelimesinin “yağan yağmur” manasına gelen
“ramıd” kelimesinden türetildiğini ve nasıl ki
yağmurun yağması neticesinde yeryüzünün temizlenmesi gibi Ramazan
ayında da günahların temizlenmesi sebebiyle bu aya bu ismin
verildiğini söylemişlerdir. Kur’an’ın indirilmeye başlandığı bu ay
içinde Kur’an-ı Kerim’deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan
“Kadir Gecesi” vardır. Bu gece Allah’ın müminlere
bahşettiği çok yüce bir ikramıdır. Ramazan’ın her gecesinin dolu
dolu geçirilmesi için bu gecenin zamanı gizlenmiştir. Ancak Kadir
gecesinin Ramazan’ın son on günü içinde olduğuna dair güçlü
işaretler vardır.