Türkiye'nin 9 yıllık kene bilançosu
Abone olTTB yaz aylarının korkulu rüyası Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının 9 yıllık bilançosu çıktı.
TTB'nin KKKA hastalığına ilişkin raporunu, düzenlenen basın
toplantısında okuyan Prof Dr. Önder Ergönül, KKKA'nın, mücadelesi
zor, ancak ölümün kader olmadığını söyledi.
Türkiye'de bu yıl da hastalığın yaygın olarak görüldüğünü ve
ölümler yaşandığını belirten Ergönül, salgın kontrolünde yerel
kapasitenin artırılmasının önem taşıdığına işaret etti.
KKKA'nın son 9 yıldır Türkiye'nin gündeminde olan ve yaz
aylarının liste başı halk sağlığı sorunu olduğunu ifade eden
Ergönül, bugüne kadar 5 bin kişinin bu hastalığa yakalandığını,
yaklaşık 250 kişinin de yaşamını yitirdiğini
bildirdi.
Salgın bölgesinde hastaların erken tanısının sağlanması ve
tedavinin daha erken dönemde başlaması gerektiğini vurgulayan
Ergönül, KKKA için yeterli tanı kapasitesi oluşturulmadığını
savundu. Ergönül, ''Oysa yerel düzeyde tanı kapasitesinin
artırılması, örneğin PCR testinin yapılması hastaların tedavisi
için ciddi bir zaman kazancı sağlayacaktır. KKKA Salgınının
incelenmesi sürecinde İl Hıfzıssıhha Kurullarının aktif olarak
işletilmesi mutlaka gereklidir'' diye konuştu.
''SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARI TAZMİN
EDİLMELİ''
Prof. Dr. Önder Ergönül, Türkiye'de KKKA'ya yakalanan, hatta
yaşamını yitiren sağlık çalışanları olduğunu ifade ederek, KKKA
tedavi uygulamaları sırasında eline iğne batan veya gözüne kan
sıçrayan sağlık çalışanlarının mesleksel haklarının tazmin edilmesi
gerektiğini kaydetti. Ergönül, ''Sahada gece gündüz salgın
araştırması yapan sağlık çalışanlarının bu çalışmaları karşılıksız
bırakılmamalı, performansları değerlendirilmelidir'' dedi.
KKKA salgınlarıyla mücadelenin, kişisel korunma önlemlerine özen
gösterilmesi ve kene sayısının azaltılması temelinde olması
gerektiğine işaret eden Ergönül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Özellikle kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımızın, kene
tutunmasını engelleyecek giyim tarzını benimsemeleri ve akşamları
eve geldiklerinde mutlaka soyunup kene kontrolü yapmayı bir yaşam
tarzı haline getirmeleri sağlanmalıdır. Kırsal kesime yönelik,
medyayı da içine alan ve standart korunma yöntemlerini öğreten
kapsamlı çalışmaların yapılması zorunludur. Bu hastalıktan
korunmaya ilişkin bilimsel gerçekler ve doğru yaklaşımlar halkımıza
ulaştırılmalıdır.''