Türkiye in kaderini değişebilir!
Abone olTürkiye'nin kaderi değişebilir, hem de her an! Karadeniz'in altından azımsanmayacak ölçüde petrol olabilir.
KTÜ Jeoloji Mühendisliği Petrol Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Sadettin Korkmaz, Türkiye'nin petrol kapasitesiyle ilgili
konuştu.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Petrol
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sadettin Korkmaz, Doğu
Karadeniz'in, Türkiye'nin petrol açısından en büyük ve en
önemli potansiyel alanını oluşturduğunu, bu alanın mutlaka test
edilmesi gerektiğini belirtti.
Korkmaz, Türkiye'de karalardan sonra en önemli potansiyel petrol
arama alanlarını denizlerin, özellikle de Karadeniz'in
oluşturduğunu söyledi.
Batı Karadeniz'de İğneada-Sinop arasında pek çok sondaj
yapıldığını ve birçok kuyudan gaz üretimine başlandığını ifade eden
Korkmaz, Sinop-Sarp arasında kalan bölgede ise 2005'te
Hopa açıklarında bir kuyu açıldığını, bu kuyudan da petrol
çıkmadığını, ancak bir bölgede petrolün olmadığını söylemek için en
az 5-6 arama kuyusu açılması gerektiğini kaydetti.
Bu yıl Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Brezilya
milli petrol şirketi PETROBRAS tarafından ortaklaşa yürütülen
araştırmalar sonucu Sinop açıklarında, kıyıdan yaklaşık 140
kilometre uzaklıkta arama sondajına başlandığını dile getiren
Korkmaz, ''Deniz tabanından itibaren yaklaşık 4 bin
metrelik bir kuyu açılması planlanıyor. Şu an bu sondaj çalışması
sürüyor'' dedi.
İlk sondajın birkaç ay içerisinde tamamlanabileceğini, o kuyudaki
verilere göre diğer kuyular için çalışma yapılabileceğini anlatan
Korkmaz, ''Bunun yanında 5-6 kuyu daha açacaklardır. Tüm bunların
sonucunda 'var veya yok' denilecek. Ama ben petrol konusunda
Karadeniz'den umutluyum. Elimizdeki veriler ve belirtiler de onu
gösteriyor'' diye konuştu.
KARADENİZ'DE PETROL İZLERİ
Prof. Dr. Korkmaz, Karadeniz Bölgesinde deniz tabanında petrol
bulunabilecek çok kalın tortul katmanlar olduğunu vurgulayarak,
şöyle devam etti:
''Aşağı yukarı 8-10 kilometre kalınlığında katmanlar var.
Bir de petrol birikebilecek özel yapılar söz konusu. Bizim
antekinal dediğimiz özel kıvrımlı yapılar da var. Bir de Rize'nin
Çayeli ilçesi açıklarında denizde, Sinop ise karada petrol
sızıntıları mevcut. Bunlar çok önemli, canlı belirtiler. Yaklaşık
600 kilometre uzunlukta, 150 kilometre genişlikte çok geniş bir
alan. Petrol ve doğalgaz konusunda bilinmeyen bir bölge.
Dolayısıyla bu bölgede 'petrol vardır ya da
yoktur' diyebilmek için söz konusu alanın mutlaka
sondajlarla test edilmesi gerekir.''
Özellikle Doğu Karadeniz'in, Türkiye'nin petrol açısından en büyük
ve en önemli potansiyel alanını oluşturduğuna dikkati çeken
Korkmaz, ''Bu alanın mutlaka test edilmesi gerekmektedir.
Bu alandan çıkabilecek petrol, ülkemizin kaderini değiştirecek
boyutta olabilir'' ifadelerini kullandı.
SONDAJ KARADENİZ'DE ÇOK MALİYETLİ
Karadeniz'de sondaj çalışmalarındaki en büyük sıkıntının, suyun çok
derin olmasından kaynaklandığını belirten Korkmaz, ''Su derin
olunca maliyet de çok artıyor. Örneğin platformlardan ya da
gemilerden yapılan bu sondajların maliyeti ortalama 80 ile
120 milyon dolar arasında. Bu çok büyük bir rakam. O nedenle sondaj
için çok büyük bütçeler ayırmak lazım'' dedi.
Prof. Dr. Sadettin Korkmaz, Karadeniz gibi bakir ve bilinmeyen bir
bölgede petrol varlığını ortaya çıkarmak ve buna göre yeni bir
enerji politikası oluşturmanın son derece önemli olduğunu
vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Doğu Karadeniz'de şimdiye kadar sadece bir arama kuyusu açıldı.
Halbuki bölgede sondaj yapılacak birçok lokasyon bulunmakta. Bu
sondajları ülke olarak mutlaka yapmamız gerekir. Her ne kadar
jeolojik ve jeofizik çalışmalarla bir bölgede petrolün varlığı
belirlenirse belirlensin, yer altındaki petrole ulaşmanın tek yolu
sondajlardan geçer. Bunun ise ekonomik maliyetleri çok
yüksektir. Bu çalışmaların yapılabilmesi için her şeyden
önce siyasi iradenin bu işe kaynak ayırması ve yatırım yapması
gerekmektedir.''