Türkiye iğneli fıçıya girdi
Abone olTürkiye 47 yıl sonra BM Güvenlik Konseyi üyeliğine seçildi. Peki bu üyelik neden önemli? Uzmanlar değerlendirdi;
Türkiye 2009-2010 BM Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici
üyeliği seçimlerinde, Batı Avrupa grubunda 1. turda üçte iki
çoğunluğu alarak 151 oyla BMGK'nin üyesi oldu.
Bu üyelik dış politika uzmanlarınca çarpıcı bir sonuç olarak değerlendirildi.
| BM GÜVENLİK KONSEYİ ÜYELİĞİ NE ANLAMA GELİYOR? |
|
- Güvenlik Konseyi BM'nin en güçlü organı Konsey'in 2. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan güç dengelerine göre
belirlenen 5 daimi üyesi var. Bunlar ABD, Rusya, İngiltere, Fransa
ve Çin. 10 koltuk ise geçici üyelere ayrılmış durumda. Türkiye boş
olan 2 koltuktan birine oturdu. Güvenlik Konseyi üyeliği gerektiğinde katı pozisyon almayı
gerektiriyor. Yani Türkiye gerektiğinde İran, Ortadoğu veya
Rusya-Gürcistan meselelerinde net bir tavır ortaya koymak
zorunda. |
Uzmanlar seçim sonucu için şunları söyledi:
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ
ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇENT DR. MUSTAFA KİBAROĞLU:
TÜRKİYE İĞNELİ FIÇIYA GİRDİ
Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kibaroğlu,
''Türkiye'nin 151 oy almasında, kendisini teşkilata anlatmasının ve diplomatik başarısının katkısı kesin. İran konusunda beklentisi olan başta Amerika gibi ülkeler de Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi üyeliğini desteklemiş olabilir. Türkiye, hem İran hem ABD ile ilişkilerinde bu organlara üye olmadan önceki rahatlığında olmayacak. Türkiye, tabiri caizse iğneli fıçıya giriyor. Çok iyi değerlendirilmesi gereken bir sürece giriyoruz. İki önemli organdaki yetkileri iyi kullanmak avantaj olur, ama önümüzdeki süreçte Türkiye'yi her iki taraf da kendi yanına çekmeye çalışacak.''
EMEKLİ BÜYÜKELÇİ YALIM ERALP:
Bu Türkiye için büyük zaferdir. İki yıl süre içinde
dünya ülkeleri Türkiye'nin peşinde koşacaklar. Türkiye çok büyük
bir lobi yaptı VE büyük bir zafer elde
etti. 2009-2010 yılları çok önemli. 2009'da Rusya ile
polarizasyon dönemine giriyoruz. Türkiye beyanatlarla değil artık
oyu ile etkili olacak. Türkiye İran ve Gürcistan konusunda
oy kullanma hakkını elde ediyor.
ESKİ WASHİNGTON BÜYÜKELÇİSİ FARUK LOĞOĞLU:
Türkiye için büyük başarıdır. Bu başarı kolay elde edilmedi.
Türkiye geçici konsey üyesi olmayacak aynı zamanda daimi
üyeler üzerinde de etki yapabilecek. BM Güvenlik Konseyi
önümüzdeki iki yıl süre içinde daha sağlıklı daha adil kararlar
alınmasında Türkiye'nin büyük katkısı olacaktır.
HASSAS KONULARDAKİ OYLAMALARDA SIKINTI
YARATACAK
Bunun Türkiye bakımından zaman zaman yaratabileceği tek sıkıntı ilerleyen zamanlarda, Türkiye açısından hassas olan konularda bir oylamanın yapılabilecek olması... Örneğin İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili bir oylamada Türkiye'nin, "Biz Batı'nın bir üyesiyiz, ittifak ilişkilerimiz var ama İran da komşumuz deyip orada duramayız. (Türkiye'nin) bir noktada düğmeye basması gerekecek. Yani oy düğmesine basması, elini kaldırması gerekecek".
USAK BAŞKANI SEDAT LAÇİNER:
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu
(USAK) Başkanı Sedat Laçiner de Türkiye'nin BMGK'ya
seçilmesini, uluslararası örgütlerde uzunca bir dönemdir sağlanan
en büyük başarı olarak niteledi.
Sağlanan başarıya ilişkin olarak, "Türk diplomasisinin şampiyonlar
ligi" benzetmesini yapan Laçiner, "Orası diplomasinin zirvesi,
Türkiye de çok uğraştı, sonucunu almış oldu. Artık Türkiye de
oyunu kuralına göre oynuyor, nasıl oynanacağını öğrenmiş görünüyor"
dedi
BM'yı "dünyadaki en büyük realite", BMGK'yı da "bunun en güçlü
kurumu" olarak tanımlayan Laçiner, şöyle devam etti:
"Burada tabii 5 daimi üye dışında bir koltuk elde etmiş olduk. Çok
büyük bir başarıdır bu. Her şeyden önce Avusturya ve İzlanda, iki
Avrupalı rakip, çevreleri kuvvetli ülkeler bunlar. Türkiye bu
işleri öğrenmeye başladı. Bu bir başlangıç olacak diye düşünüyorum.
Çok prestijli bir koltuk.
İkincisi de Türkiye'nin sesini duyurabilmesi için çok büyük bir
şans. Güvenlik Konseyi'nin bir üyesinin Kıbrıs konusunda
yaptığı açıklama, Kıbrıs meselesi oraya geldiği zaman pazarlık gücü
daha farklı olacak. Şimdi her ülkenin bir derdi var. ABD'nin de
Rusya'nın da bunların hepsi Güvenlik Konseyi'ndeki
üyeleri 2 yıl boyunca ikna edebilmek için onlarla iyi geçinmeye
çalışırlar. Veto yetkisini olup olmaması tek başına zayıflatmış
olmuyor geçici üyelerin konumunu. Türkiye bunu iyi kullanabilirse,
sadece kendi dertlerinin, sorunlarının orada sesi değil de
mazlumların, sesi çok çıkmayanların da sesi soluğu olursa daha
sonraki görevlerde, fırsatlarda konumunu da çok kuvvetlendirmiş
olur."
Laçiner, Türkiye'nin sesinin artık daha çok dikkate alınacağına
işaret ederek, BMGK'de ve BM'de Türkiye'nin aleyhine girişimleri
önlemenin de çok daha kolay olacağını kaydetti.
Türkiye'nin bu koltuğu tek taraflı olarak kullanmayacağına emin
olduğunu ifade eden Laçiner, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yani işte Ermeni meselesinde, Kıbrıs meselesinde, sadece bu
meselelerde değil de Orta Doğu'nun, üçüncü dünyanın, Afrika'nın
sesi olabilirse, gelişmiş ülkelerle bu ülkeler arasında bir köprü,
aracı vazifesini oynayabilirse ki, oynayacağına eminim, bence daha
sonraki görevlerde, diğer uluslararası örgütlerde doğal adaylardan
bir tanesi haline gelecektir."