Türkiye Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine karşı çıkmakta haksız mı?

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusunda bulunma beklentisi ve bu başvuruya Türkiye’nin kabul veya redde yönelik vereceği cevabın mahiyeti bulunuyordu.

Prof. Dr. Celal Erbay celalerbay@internethaber.com

Sevgili dostlar; son günlerde dünya gündeminde, bilhassa Batı ve NATO üyeleri nezdindeki en önemli husus; Rusya ‘nın tehdidi karşısında Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusunda bulunma
beklentisi ve bu başvuruya Türkiye’nin kabul veya redde yönelik vereceği cevabın mahiyeti bulunuyordu. Bu mesele adeta dünyanın gündemine oturmuş durumdaydı. Rusya’nın ABD’nin tuzağı doğrultusunda Ukrayna’ya yönelik başlatmış olduğu saldırılar, bilhassa Finlandiya ve İsveç gibi maddi refahta şımarıklığın zirvesine ulaşmış ve bu şımarıklık içinde
devletimizin bekasına, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne göz diken, başta PKK ve YPG olmak üzere varlığımıza kasteden her türlü terör örgütüne kucak açan İskandinav ülkelerinin altındaki kuş tüyünden yaygıları çekip almış ve adeta onları diken üzerinde durmaya mecbur bırakmıştı. İşte bu doğrultuda bölge ülkeleri, Rusya’nın pratiğe yansıyan bu saldırganlığı karşısında NATO ile daha fazla yakınlaşmanın yollarını aramaya koyuldular. İlk olarak da Finlandiya hükümeti Nato üyeliği için
başvuruda bulunacağını açıkladı. Hemen onun ardından da İsveç aynı gün Nato’ya üyelik başvurusunda bulunacağını dünya kamuoyuna beyan etti.

TÜRKİYE’NİN ÖNEMİNİ ARTIRAN SÜREÇ!

Nato’nun kuruluş antlaşmasına göre yeni üyelerin Nato’ya kabulü, İttifaka üye 30 ülkenin bu başvuruya yeşil ışık yakmasına ve bu kabul kararını kendi ülkelerinin Parlementolarında onaylamalarına bağlıdır. Dolayısıyla bu süreç karşısında, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne, bekasına, birlik ve beraberliğine kasdeden terör örgütü PKK, YPG, son olaraktan da FETÖ’ye kucak açan, adeta varlığımıza kasdeden eşkiyanın can güvenliğini temin eden, onların güvenli bir limanı olmakla gurur duyan İsveç başta olmak üzere onların suç ortakları bütün Batı ülkeleri Türkiye’nin VETO hakkını
kullanmasından endişe ediyorlar.

PEKİ TÜRKİYE HAKSIZ MI?

Daha dün sosyal medyaya düşen 16 Mayıs tarihli haberde İsveç ve Finlandiya, Türkiye’nin FETÖ ve PKK’lı teröristlerin iadelerine yönelik taleplerine olumlu cevap vermediği bütün dünyaya duyuruldu.
Şöyle ki; Türkiye, Finlandiya’dan 6’sı FETÖ, 6’sı PKK’lı olmak üzere 21 teröristin iadesiyle ilgili süreci başlattı. Fakat her iki ülke de, mahkeme kararları doğrultusunda uluslararası hukukun ilkelerine göre yapılmış
olan 33 iade talebinin hiçbirine olumlu cevap vermedi. Bunların devlet ve hükümet olarak resmi görüş ve tutumları arz ettiğimiz gibi… Ben şahsen merak ettim; acaba bu ülkelerin halk tabanı bu olaya, bizim varlığımıza kasteden terör mensubu eşkiyaya, bunların Türkiye’ye iadesine hangi gözle
bakıyorlar, bu hususta ne diyorlar acaba diye?

Sağolsun bir okuyucum, sosyal medyadan göndermiş olduğu bir bilgiyle merakımı giderdi. Şöyle ki; okuyucum iki günden bu yana başta İsveçliler olmak üzere Avrupalıların internetteki, belki binlerce yorumunu okuduğunu ve okumaya da devam ettiğini beyanla, her birinin inanılmaz tarafgirlik içerisinde, kendini beğenmiş-kibirli ifade tarzlarıyla, adeta basiretleri bağlanmış, “gözleri var ama görmezler” hitabına muhatap olacak kadar “kör” insanların ifadelerini sergilediklerini aktarmıştı.
Hatta bu yorum sahiplerinin bizim devlet büyüklerimize yönelik ağza alınmayacak hezeyanlarını sıraladıktan sonra PKK, YPG ve FETÖ başta olmak üzere bütün bu terör gruplarını özgürlük savaşçısı olarak tanımladıklarını, sonra da Türkiye’nin bunları haksız yere öldürdüğünü, gerçekte bunların masum insanlar olduğunu ifade ettikleri bilgisini veriyordu.

DÜNYA HAKLI OLARAK MERAK EDİYORDU!

Şimdi bütün bu gelişmelerin ortasında “ Türkiye ne yapacak” diye herkes merak ediyor. Vicdan ve iz’an sahibi her gerçek ve tüzel kişilik, kurum, kuruluş ve devlet, Türkiye’nin, teröristleri ülkelerinde barındırarak özgürlük havariliğine soyunan Finlandiya ve İsveç’in Nato üyeliğine sıcak bakmasını bekleyemez.
Nitekim Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in terör örgütü PKK ve YPG’ye yapmış oldukları yardımları hatırlatarak Türkiye’nin bu iki ülkenin NATO üyelik başvurusuna soğuk baktığını açıkça ortaya koymuştu.
Türkiye, belki de “Yurtta sulh, cihanda sulh” saikiyle geçmişte bir yanlış yapmıştı. Nato’dan kendi iradesiyle çıkan Yunanistan 20 Ekim 1980’de NATO’nun askerî kanadına dönmüştü. Fakat Türkiye hiçbir tepki göstermemiş veto hakkını da kullanmamıştı. Üstelik Yunanistan bu olaydan birkaç ay sonra da AB’ye üye olmuştu. O dönemden günümüze kadar Yunanistan, hem AB hem NATO’yu, kısaca her iki platformu aşırı şımarık talepleri ve Türkiye karşıtlığı yolunda kullanmaya devam
edegelmişti. Artık Türkiye, Yunanistan örneğinde olduğu gibi ikinci bir yanlışı yapmak istemiyor. Bu gün için Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı takındığı tavır, ne aynı pakta üye olmakla, ne de iyi komşuluk
ilişkileriyle izah edilecek bir durum değildir. Anadolu tabiriyle aynı oyuktan, aynı kovuktan iki kere zehirli yılanın hücumuna muhatap OLMAMAK bizim karakterimizin özelliğidir.

ALMANYA MESELEYİ ANLAMIŞ!

Bilhassa 15 Mayıs 2022 tarihli haberin ortaya koyup sübuta erdirdiği şekliyle İsveç ve Finlandiya’nın, Türkiye tarafından iadesi talep edilen 33 teröristin iade talebinin reddedilmesiyle birlikte fiilen PKK ve
FETÖ’ye karşı tavır ortaya koymaktan kaçınıp, Türkiye’ye karşı teröristi himaye etmeye devam eden her iki ülkenin NATO üyeliğine sıcak bakılmayacağının bizzat Devlet Başkanı sayın Erdoğan tarafından
teyit edilmesindeki ciddiyeti Alman Dışişleri Bakanı anlamış ve bütün Avrupa’yı “Türkiye’nin endişeleri ve argümanları ciddiye alınmalıdır” diye uyarmıştı.

NİHAYET İSVEÇ’DEN GERİ ADIM!

Yanlış hesap Bağdat’dan döner… Türkiye’nin haklı olarak İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik kararları karşısında sergilemiş olduğu onurlu dik duruş, onları kendilerini gözden geçirmeye yöneltmiş
ve İsveç Başbakanı yapmış olduğu açıklamayla Türkiye ile işbirliğini dört gözle beklediklerini ve tüm sorunları görüşüp çözmeye hazır olduklarını bütün dünyaya duyurdu.

TÜRKİYE LAF DEĞİL İŞ VE SONUÇ İSTİYOR

Sayın Başbakan kusura bakmasın; siz iki gün önce teröristi “teslim etmeyeceğiz” diyeceksiniz; bir de kalkıp Ankara’ya geleceksiniz… Eğer bizi ikna etmeye geliyorsanız, hiç yorulmayın. Biz ancak iadesini
talep ettiğimiz teröristleri sizin Türk adaletine teslim etmenizle ikna oluruz, yoksa sözle değil. Artık Yeni Türkiye, ikinci bir hatayı yapmamakta kararlıdır. Aksi takdirde NATO bir güvenlik örgütü olmaktan çıkar, teröristlerin yoğunlaştığı bir yer haline gelirki; bundan da dünya barışı kaybeder, zulüm, anarşı ve eşgıyalık kazanır.
Kalın sağlıcakla sevgili dostlar