Zor işleri başarıp, kolay ve basit işleri yapamayanlar için
“Okyanusu geçip, derede boğulmak” diye bir deyim
vardır ya…
Hah işte, Türkiye’nin bu günkü durumu bu deyime
cuk oturuyor…
Bir düşünün, daha iki yıl önce Türkiye Cumhuriyeti
Devletine kastedip darbeyle yönetimi eline geçirmek
isteyenlere adeta dünyayı dar etmişsiniz…
Tankın, merminin önüne vücudunuzu siper
etmişiniz…
Savaş uçağına yumruk sallayıp tehditler
savurmuşsunuz…
250 tane şehit binlerce gazi verip darbecileri alaşağı
etmişsiniz...
Darbeye yeltenenleri derdest edip yargının önüne çıkarmış,
yaptıklarına pişman etmişsiniz…
Ekonomik darbe yapmak isteyenlere karşı yıllarca
biriktirdiklerinizi feda etmişsiniz…
Yastık altında biriktirdiklerinizi ekonomiye kazandırmak için
gözünüzü kırpmamışsınız…
Kendi cürmünce en değerlini ekonomik boykot
uğruna feda etmişsiniz…
Gittikçe artan fiyatlar karşısında isyan etmek yerine
“gerekirse kuru ekmek yeriz” deyip beklentileri boşuna
çıkarmışsınız…
Bürokrasideki hantallığı aşmak ve karar alma mekanizmalarını
hızlandırmak için yönetim şeklini değiştirmiş,
milletinizden onay almışsınız…
“Asla bir araya gelemez” denen iki partiyi bir
araya getirerek yüzde 52’lik çoğunluğu sağlamışsınız…
Hükümeti kurup sistemi çalıştırmaya
başlamışsınız…
Ülkedeki yüzyıllık tabuları alt üst edip
yapılamaz denen işleri yapmışsınız…
Denizin altından girip üstünden çıkmış, iki denizi birleştirmek
için kazmayı vurmuşsunuz...
En büyük havaalanını yapıp dünyanın merkezi
haline gelmişsiniz…
Velhasıl kelam hayallere bile sığmayan işleri
başarmışsınız, başarmaya da devam ediyorsunuz.
Dünyanın tüm süper güçlerine kafa tutmuş, Birleşmiş
Milletlerde sırtını yerine getirmişsiniz…
Bayrağı tepeye, en tepeye dikmek için bütün gayretinizle
çalışıyorsunuz…
Tam okyanusu aşmışsınız, tüm zor işleri teker teker
halletmişsiniz, rahat bir nefes almaya hazırlanıyorsunuz
ki… O da ne..!
İçteki hainlerin ve dıştaki düşmanların deviremediği
koca ülkeye hiç de vazifesi olmadığı halde 3-5
kişi çelme takmaya kalkıyor!
En vahimi de yedi düvelin olamadığı kadar başarılı
olacaklarını ümit ediyorlar!
Memleketin kucağına öyle bir bomba bıraktılar ki her
şekilde patlayacak. Ve patladığında da ülkeye ve
insanlarımıza onulmaz yaralar bırakacak…
“Okyanusu geçip, derede boğulmaktan” kastım
işte buydu…
Beş yıl önce halledilmiş ve tarihin tozlu raflarına kaldırılmış
“Andımız”, buram buram bölücülük kokan ve
küçücük çocukların zihnine ırkçılık pompalayan metin
Danıştay tarafından tekrar ısıtılıp huzur
ortamını yok etmek üzere meydana salıverildi.
Son on gündür tüm önemli ve hayati meseleleri bıraktık varsa
yoksa “Andımız” ile yatıp kalkıyoruz.
Yahu ümüğünü sıkmak için fırsat kollayan düşmanların
varken sırası mıydı şimdi?
Ekonomik krizi atlatmanın yollarını ararken ne gerek vardı?
İçerideki hainleri temizlerken bu da nerden çıktı şimdi
şimdi?
“Maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek” ya,
hemen pusuda bekleyen ne idüğü belirsiz zevat da
hemencecik sesini yükseltiverdi: “Türkçe ezanı da
isterüz!”…
İstiyorlar ki ortalık biraz daha toza dumana
boğulsun…
Boğulsun da kendileri kursaklarında kalmış memleketi soyup
soğana çevirme, ülkeyi peşkeş çekme hedeflerine
ulaşabilsinler…
Sosyal medya üzerinden deneme yapıyorlar! Ya tutarsa..!
Tutmaz kardeşim tutmaz heveslenme...
Bu millet senin gibi bir zihniyetin nifak tohumlarına
yenik düşmeyeceğini; ideolojisini ve etnik kökenini bir kenara
bırakarak birlik olmanın en güzel örneğini göstermedi senin
gibilere...
Ey adı “Danıştay” olan ama kendisine asla
danışılmayan kurum… Tebrikler…
Yedi düvelin yapamadığını mı yapmaya çalışıyorsun…
Bu milleti yeniden birbirine düşürmeye, içimizdeki
mankurtların yeniden seslerinin çıkmasına mı yardımcı olduğunu
zannediyorsun…
Birlikteliğin bozulması için şeytan tohumunu, hala
utanmadan sıkılmadan İslam düşmanlığından ve vatanın
bölünmesinden ruhunu besleyenlerin toprağına sermiş
oldun.
Okyanusu geçen koca memleketi derede boğmaya
çalıştın…
Kendinle ne kadar gurur duysan ve övünsen az…
SOSYAL MEDYA
TAKİP
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser