Elinde alet çantası, etrafındaki her ayrıntıya dikkat ederek yürüyen bir adam. Bir ağaç kovuğunu uzun uzun inceliyor, bir kaldırımın yüzeyini konrol ediyor. Alet çantasını açıyor, çantanın içinden minik oyuncaklar çıkıyor. Başlıyor oyuncakların fotoğrafını çekmeye. Fotoğraf çektikçe kent küçülüyor, oyuncaklar bizim dünyamıza geliyor. Onları bizim dünyamıza getiren Ulaş Şentürk. Gazeteci olan Şentürk, oyuncak koleksiyoneri ve fotoğrafçısı aynı zamanda. 21 yıldır figür oyuncak koleksiyonu yapıyor. 500’e yakın oyuncağı var. Son iki yıldır ise oyuncakları hep yanında. İşe giderken de, tatile çıkarken de... Bugüne kadar 11 ülke gezdiler. Ulaş Şentürk, çektiği fotoğrafları da @toysofnorton isimli instagram adresinden paylaşıyor. "Çoğunun eski arkadaşlarım gibi anısı var. Homer Simpson figürü benimle Sicilya’yı dolaştı. Şerif Woody figürü sevgilisiyle birlikte Paris’te de yanımızdaydı. Ortak anılarım var onlarla" diyor. Ulaş kendi hikayesini "Çok hasta bir çocukluk geçirdim. Sağlık durumum pek iyi değildi. Sokağa pek fazla çıkamıyordum, sürekli evdeydim. Ailem de bunun için her fırsatta bana oyuncak getiriyordu. Lise yıllarımda koleksiyonerliğe başladım. İki yıldır da oyuncaklarımı gerçek dünyaya adapte ederek fotoğraflarını çekiyorum. Bir kutuda durmaları beni rahatsız etmeye başladı artık. Ben darlandım, onların da darlandığını düşündüm açıkçası. O şekilde bu kutular açıldı." diye anlatıyor. Oyuncaklar ve hayâl gücüyle başka bir dünya yaratıyor. Şentürk, "Çektiğim fotoğrafla ben onun dünyasına yolculuk yapıyorum. O da çektiğim kareyle benim dünyama gelmiş oluyor" diyor. O dünyayı yaratmak hiç de kolay değil aslında. Fotoğraf çekerken kaldırımla bir oluyor, kayalara tırmanıyor... Oyuncaklarını yerleştirip onu manzaranın bir parçası yapıyor. Bunu yaparken bir satranç oyuncusu gibi. Her bir adımı hesaplıyor. Fotoğrafın açısını, rüzgârın durumunu... Al Jazeera Türk'ün haberine göre, Ulaş Şentürk’ün evinde oyuncaklarına ait bir odası var. Hepsini gözü gibi sakınıyor. Arkadaş çevresinden onun oyuncak tutkusuna alışmış olanlar da var, hâlâ garipsiyenler de: "Oyuncaklarımın olduğu odayı görenlerden, 'Koskoca adam bu yaşta hâlâ oyuncak toplanır mı?' tepkisi yoksa, işi tamamen ticari boyutunda değerlendiriyorlar. Bu odaya geldiği zaman bir bakıyor etrafa. ‘Çok iyi, buradan bir araba alınır' diyor." Ulaş Şentürk, duygularını, "Oyuncaklar dünyaya bakış açısını değiştiriyor insanın. Fotoğraf karelerinde çektiğim şeyde o benimle konuşuyor. Benimle aynı yere bakıyor, benimle aynı zevki alıyor... O açıdan müthiş bir hayâl gücü. Oyuncaklar sayesinde bir kere huzurlu oluyorum. İşin en yoğun, en stresli olduğu zamanda, kafamı dağıtmam gerektiği zaman onlara sadece bakmam ya da alıp cam kenarında birkaç kare fotoğraflarını çekmek bile... Benle birlikte o da dışarı bakıyor, içini rahatlatmaya çalışıyor diye düşünüyorum. Onlar bir kaçış, gerçek dünyadan birazcık uzaklaşma aracı bizim için." diyerek anlatıyor.