Teğmen Çelebi'nin kayıtları çok fena!
Abone olİkinci Ergenekon davası tutuklu sanıklarından Teğmen Mehmet Ali Çelebi hakkında emniyetten açıklama geldi
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, sanık
Teğmen Mehmet Ali Çelebi ile ilgili yazılı açıklama
yaptı.
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Teğmen Mehmet Ali
Çelebi aleyhine delil üretildiği iddiasının medyada yer alması
üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü konuyla ilgili yazılı açıklama
yaptı.
Açıklamada, "Çelebi'nin iddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü
yöneticilerinden gelen talimat doğrultusunda Hizbü-t Tahrir terör
örgütüne sızma girişimlerinin bulunduğu savı, şüphelinin bizzat
yaptığı ve tape edilmiş telefon görüşmeleri, yapılan aramalarda
elde edilen fiziki ve dijital dokümanlar ile Hizbü-t Tahrir örgüt
üyeliğinden haklarında dava açılan Kurtça Bektaş ve Süleyman
Solmaz'ın ifadelerine dayandırılmıştır. "Mehmet Ali Çelebi'nin
gözaltına alınmadan önce Hizbü-t Tahrir örgüt üyeliğinden
haklarında dava açılan Kurtça Bektaş ile 25 Mayıs-8 Haziran 2008
tarihleri arasında 25 kez, Süleyman Solmaz ile de 1 Mayıs-26 Temmuz
2008 tarihleri arasında 90 kez görüşme kaydının bulunduğu tespit
edilmiştir. Sonuç olarak, Çelebi'nin Hizbü-t Tahrir terör örgütüyle
irtibatı, basında yer alan iddialarda olduğu gibi Mahmut Oğuz
Kazancı'nın telefon rehberindeki kayıtların sanık Çelebi'nin
telefonunda da bulunmasına dayandırılmamış(tır)"
Açıklamanın devamında, "Bazı medya organlarında, "İddia olunan
Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik devam eden soruşturmalar
kapsamında tutuklu bulunan Teğmen Çelebi aleyhine polis tarafından
delil üretilerek Hizbü-t Tahrir terör örgütüyle ilişkilendirildiği
yönünde haberler yapıldığı görülmüştür. Teğmen Çelebi'nin 19
şüpheliyle birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/1756
sayılı soruşturması kapsamında 18 Eylül 2008'de gözaltına
alınmıştır. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Mahmut Oğuz
Kazancı'nın GSM telefon rehberi kayıtlarının sanık Çelebi'nin GSM
telefon ve sim kart çözüm tutanağında da yer aldığından bahisle,
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2 Aralık 2010 tarihli talimatı
üzerine her iki sanığın telefon ve sim kart çözüm tutanakları
yeniden incelenmiş, Hizbü-t Tahrir terör örgüt üyeliğinden hakkında
dava açılan Kazancı'nın telefonuna ait rehber bilgilerinin sehven
Çelebi'nin telefonuna ait rehber dökümlerinin içerisine eklenmiş
olabileceği değerlendirilmiş ve hazırlanan yeni tespit tutanağı 21
Aralık 2010 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na
gönderilmiştir.
Öte yandan Sanık Çelebi'ye ait telefonun 19 Eylül 2008 günü kısa
bir süre için açık kalması hadisesinin, sanıktan elde edilen
telefonun hafızasındaki bilgilerin, telefon ve sim kart çözüm
tutanağında yer alacak biçimde teknik personel tarafından
kopyalanması esnasında gerçekleşmiştir. Kopyalama esnasında
telefonun yaklaşık 2 dakika açık kaldığı, bu rutin işlemin diğer
tüm şüphelilerin telefonlarına da uygulanmaktadır. Çelebi'nin iddia
olunan Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticilerinden gelen
talimat doğrultusunda Hizbü-t Tahrir terör örgütüne sızma
girişimlerinin bulunduğu savı, şüphelinin bizzat yaptığı ve tape
edilmiş telefon görüşmeleri, yapılan aramalarda elde edilen fiziki
ve dijital dokümanlar ile Hizbü-t Tahrir örgüt üyeliğinden
haklarında dava açılan Kurtça Bektaş ve Süleyman Solmaz'ın
ifadelerine dayandırılmıştır. Kaldı ki, Telekomünikasyon İletişim
Başkanlığından (TİB) temin edilen HTS kayıtlarına göre, Mehmet Ali
Çelebi'nin gözaltına alınmadan önce Hizbü-t Tahrir örgüt
üyeliğinden haklarında dava açılan Kurtça Bektaş ile 25 Mayıs-8
Haziran 2008 tarihleri arasında 25 kez, Süleyman Solmaz ile de 1
Mayıs-26 Temmuz 2008 tarihleri arasında 90 kez görüşme kaydının
bulunduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Çelebi'nin Hizbü-t
Tahrir terör örgütüyle irtibatı, basında yer alan iddialarda olduğu
gibi Mahmut Oğuz Kazancı'nın telefon rehberindeki kayıtların sanık
Çelebi'nin telefonunda da bulunmasına dayandırılmamış, bu konu
sanık aleyhinde sonuç doğuracak biçimde adli işlemlerin hiçbir
aşamasında değerlendirilmemiştir. Adı geçen sanığın terör örgütüyle
olan irtibatı, soruşturma dosyasında somut bir şekilde mevcut olan
TİB kaynaklı HTS raporları, adli kararlı telefon görüşmeleri, el
konulan fiziki ve dijital dokümanlar ile diğer sanık ifadeleri
dayanak alınarak ortaya konmuştur."denildi.