Sözcü Gazetesi'nin iki kallavi! yazarı aynı gün ilginç
iki yazı kaleme aldılar.
Biri Emin Çölaşan diğeri Bekir Coşkun...
Yazıları hayretler içinde okudum.
Emin Çölaşan köşesinden Fuat Avni'ye yazdığı mektupta şöyle
sesleniyordu "Nerdesin Fuat Avni, özledik seni".
Fuat Avni'ye öyle methiyeler dizmiş ki bir tek "tatlı
dillim, güler yüzlüm, e ceylan gözlüm, neredesin sen" diye
türkü çağırmadığı kalmış.
Ha, belki yazarken onu da yapmıştır bilemiyoruz.
Yılların gazetecisi Emin Çölaşan'ın kim olduğu belli olmayan,
Twitter'dan istihbari bilgiler paylaşan bir feyk hesaba bu denli
özlem duymasına şaşırmalı mıyız?
İşin vahimi, "her söylediğin çıkıyordu" dediği Fuat
Avni'nin her seçim sonucunda büyük bir hezimete uğramış bir hesap
olması.
Belki önceden yazdığı operasyonel bilgiler tutuyordu. Ne amaçla,
kimler tarafından yönetildiği muammaydı ama yaptığı algı yönetimi
aşikardı. Yine de her seçim döneminden önce "bittiler,
uçacaklar, kaçacaklar, kaybedenlerdensiniz" safsataları
bir türlü tutmadı.
Üstüne, seçim sonuçlarından sonra o her söyleyeceğin için 2,5
milyon takipçin ağzına bakıyordu dediği Fuat Avni,
takipçilerinden binlerce küfür yedi.
Muhalif kanat için bir sanal kahraman olmaktan öte geçememiş bu
feyk hesap, yaşadığı hezimetlerin üstüne gıkını çıkaramazken,
Emin Çölaşan ucu yanmış bir mektupla "ne olursun
dön" çağrısında bulunuyor.
Aa, o da ne?
Fuat Avni de bu çağrıya duyarsız kalmıyor. Çölaşan'ın hasret
dolu mektubuna dayanamamış olacak ki dün gece yine döktürmeye
başlıyor.
Fuat Avni için bu bir işaret fişeği miydi bilemiyorum
ama vaziyet tam anlamıyla: Körler sağırlar birbirini ağırlar
hesabı...
Ülkenin muhalif gazetelerinden birinde, muhalif bir gazeteci
olarak kalem oynatan bir gazetecinin kalkıp bir operasyonel
hesaptan medet umması ne acıdır.
Gelelim Bekir Coşkun'a...
Bekir Coşkun da benzer bir üslupla, Fethullah Gülen'e
"ne olur çık konuş" diyor. Müzmin muhalifliğinden
hiç gocunmayan Bekir Coşkun'un haleti ruhiyesi de AK Parti
iktidarına karşı Gülen'den medet umacak kadar yerlerde
anlaşılan.
Hem Emin Çölaşan hem de Bekir Coşkun'un aynı
gün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye karşı ağır bir yenilgiyle
kaybetmiş iki isme bel bağlamaları, "demek durum bu kadar
vahim" dedirtiyor insana.
Bu fotoğrafa baktığımızda ne görüyoruz biliyor
musunuz?
Muhalif medyayı nasıl acınası bir duruma düşürdüklerini.
Muhalefet etmeyi hala bel altı bir dille hakaret etmek
sananların, bir partiyi yüzde 50 oyla iktidara getiren halkı
aşağılamaktan geçtiğine inanan zihniyetin eseridir bu.
Öyle değil mi?
Daha 3 ay önce Bekir Coşkun, "O arkandaki inek gibi oy
çoğunluğu anlasa da anlamasa da…" demiyor muydu?
Kusura bakmayın da bu kafayla daha çok Fuat Avni'den, Gülen'den
medet ummaya mahkumsunuz.
Ya da Emin Çölaşan'ın o çok özlediği Fuat Avni'nin deyimiyle
:
"Kaybedenlerdensiniz..."