Siyasi hoşgörü...

Yaşamımızın daha huzurlu ve dolaylı olarak kaliteli olması için hoşgörü çok önemlidir. Eğer hoşgörülü olmaktan vazgeçersek, inanın hem kendimize hem de etrafımızdakilere zarar vermeye başlarız. Hele ki bir ülkede siyasi hoşgörünün...

Coşkun Karaca coskunk@internethaber.com

Yaşamımızın daha huzurlu ve dolaylı olarak kaliteli olması için hoşgörü çok önemlidir. Eğer hoşgörülü olmaktan vazgeçersek, inanın hem kendimize hem de etrafımızdakilere zarar vermeye başlarız. Hele ki bir ülkede siyasi hoşgörünün üzerine toprak atılmaya başlanmışsa, o ülkede huzurdan bahsetmek çok anlamlı değildir.

Siyasi hoşgörünün bir ayağı, siyasi parti liderlerinin birbirine karşı yönelttikleri eleştirilerin dozajıdır. Bu dozaj aşılırsa, kamu nezaketi de zehirlenir. Çünkü siyasi liderlerin gerdiği bir ülkede, insanların sakin kalarak bir takım konuları ele alması mümkün olamaz.

Siyasi hoşgörü, liderler arasındaki diyalogların uygun düzeye çekilmesiyle tam anlamıyla sağlanmış olmaz. Bunun ikinci ayağı ise hakaret içermeyen tüm eleştirilere karşı sağduyulu olabilmektir. Eğer yapılan her eleştirinin altında art niyet arayıp, kötü gözle bakarsanız, eleştirilere katlanamazsınız. Böyle olduğunda ise sizi eleştiren herkesi çeşitli yollarla susturma çabasına girersiniz. Oysaki atlanılmaması gereken bir şey vardır; size yanlışlarınızı söyleyenleri susturmanız demek, onların fikirlerinin değiştiği anlamına gelmez. Daha önemlisi sizi eleştirmeye kimsenin cesareti olmadığı için hiç eleştiri duymuyor olmanız, hatasız olduğunuz anlamına da gelmez. Sonuncu ve en önemli maddeye gelirsek; hatalarınızın kimse tarafından dillendirilmiyor olması, günün birinde bunların sonucuna katlanmayacağınız anlamına hiç gelmez.

Bu bahsettiklerimiz herkes için geçerli olmasına rağmen, konuyu özellikle siyasi liderlere getirmemin bir sebebi var elbette. Eğer siyasi arenada bu bahsettiğim sorunlar olursa, insanlar eleştiri yapmaktan korkar hale gelirse, işte o zaman demokrasinin içi boşaltılmış olur. Zaten böyle bir durumun olması halinde üzerine konuşulacak, tartışılacak çok fazla konu kalmamış demektir. Demokrasinin temel dinamitlerini işlevsiz bıraktığınız zaman, demokrasiyle hükmediyor olmazsınız. Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün uygun gördüğü yönetim şekli; Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimidir. Bunu herkesi susturarak sağlamamız imkansız!..

Unutmayalım; bizi yücelten değerlerimizden bir tanesi de hoşgörüdür. Daha hoşgörülü, daha sağduyulu günler dileğiyle... Sağlıcakla kalın...