Savunma Bakanı Yılmaz’a göre Esad, meşruiyetini yitirdi
Abone olİzmir temasları kapsamında AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ı makamında ziyaret eden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, gazeteciler...
İzmir temasları kapsamında AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat
Akay’ı makamında ziyaret eden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz,
gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.
Bakan İsmet Yılmaz, OHAL Bölgesi eski Valisi Hayri Kozakçıoğlu’nun
evinde ölü olarak bulunması hakkında, “Allah rahmet eylesin
diyorum. Allah herkesin yüzünü iki cihanda da ak eylesin diyorum”
yorumunu yaptı.
"KENDİ HALKINA KARŞI BALİSTİK FÜZE KULLANAN BİR İKTİDAR
MEŞRUİYETİNİ KAYBETMİŞTİR"
Beşar Esad’ın halkına karşı füze kullanmakla, meşruiyetini
yitirdiğini belirten Bakan Yılmaz, “Kendi halkına karşı balistik
füze kullanan bir iktidar meşruiyetini kaybetmiştir. Zulüm ile abad
olunmaz, zulümle iktidarda kalınmaz. Şu anda Esad rejiminin halkına
yapmış olduğu zulümdür. Füze değil ne alırsa alsın kendisini
iktidarda tutmaya yetmez. Birçok yerde öyledir. Devletler kılıçla
alınır ancak adaletle yönetilir. Bu adaleti ve yönetme hakkını
kaybetmiştir. Suriye’yi yönetme hakkına ve yeterliliğine sahip
değildir. Bir zaman meselesidir, bugün veya yarın. Ancak kendi
halkını düşman bilen hiçbir rejimin o milleti yönetme hakkı yoktur.
Tarih tecrübeleriyle sabittir. İnşallah bu süreç içerisinde
Suriye’de de bunu göreceğiz” dedi.
"RUSYA’DAN SURİYE’YE GİDEN FÜZELER İÇİN SÖZLEŞME YAPILMIŞ"
Füzelerin daha önce Suriye ile yapılmış bir sözleşmenin
hükümlerinin yerine getirilmesi için gönderildiğini belirten Bakan
Yılmaz, şöyle devam etti: “Rusya’nın Dışişleri Bakanı da yapılmış
olan bir sözleşmenin bu Suriye’deki olaylar çıkmadan çok önce
yapıldığını, dolayısıyla bu sözleşmeden önce, yani kriz döneminde
biz bu füzeleri onlara sağlamadık, daha önce yapılmış olan
sözleşmenin hükümlerinin yerine getirilmesi şeklinde bir açıklamada
bulunmuştur. Gerek İsrail, gerek Rus yetkilisinin açıklamalarını
bir araya getirdiğimizde anlıyoruz ki, bu füzeler için Suriye
tarafından Rusya ile sözleşme yapılmış. O sözleşme hükümleri de
yerine getirilmiştir diye düşünüyoruz. Ancak bu füzeleri şu ana
kadar - yaklaşık 300’e yakın- kendi halkına karşı kullanıyor.”
"MİLLET, KENDİSİ İÇİN ÇALIŞANA YÜZDE 51’İ DE, YÜZDE 52’Yİ DE, YÜZDE
59’U DA VERİR"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıkladığı son anket
sonuçlarını da değerlendiren Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz,
şunları kaydetti:
“Kişiler yanılabilir ama toplum vicdanı yanılmaz. Her seçimde
milletin önüne alternatif gitmiştir. Millet her seçimde kendisine
yakın olanı seçmiş ve iktidara getirmiştir. Ve bu seçmede, seçimde
hiçbir zaman millet; ‘yanlış yaptık’ dememiştir. Çok net. Menderes
ile CHP yarışa girmiştir. Menderes’i seçtiğine millet pişman
olmamıştır. Nereden anlıyoruz? 1961’de yapılan seçimlerde CHP’nin
vekil oy oranı düşmüştür. Biz Menderes’in devamıyız diyen partiler
oyunu arttırmıştır, vekil sayısını arttırmıştır. Darbeyle birisini
götürürsün ama milletin desteğini alamazsın. 1960’da Menderes’i
uzaklaştıranları millet takip etti. Demirel ile CHP yan yana geldi;
millet Demirel’i seçti. Özal ile Halkçı Parti yan yana geldi;
Özal’ı seçti. Biz milletin kendisiyiz. Partiyi de o kurdu, rotasını
da o çizdi. Cenab-ı Allah’a hamdolsun geçmiş yıllardan çok daha iyi
bir noktadayız. Ve istiyoruz ki bu millet çok daha iyisine
layıktır. Zamanımız az, yapacak işimiz çok. Milletten vekalet
aldık. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkabilmek için çok
çalışmamız lazım. Biz de onu yapıyoruz. En çalışkan kişi kim dese
millete biri; Başbakan der. Değil mi? Allah güç ve kuvvet versin;
durduğu yok. Dolayısıyla millet de kendisi için çalışan bu
Başbakana yüzde 50’yi, 51’i de, 59’u da verir.”
"STATÜKOYU SAVUNANIN ÜLKEYE KATABİLECEĞİ BİR ŞEY YOK"
Bakan İsmet Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkede değişime
açık olan ve yeni bir şey söyleyenlere ihtiyaç var. Statükoyu
savunan, hala 30-40’larda kalmış insanların bu ülkeye katabileceği
hiçbir şey yok. Herkesin kendisinin düşündüğü gibi düşünmesini
istiyor, herkesin kendisinin giyindiği gibi giyinmesini, hatta
kendisi neden içiyorsa ondan içmesini istiyor. Dolayısıyla herkesi
kendisi gibi ’tektipleştirme’ politikasının demokratik ve çoğulcu
toplumlarda alanı olmaz. Alanı olmadığı için de bu tektipliği
savunanı demokrasiye geçtikten sonra milletimiz çok iyi görmüş ve
tespit etmiştir. Tek başına iktidarı da vermemiştir. Bundan sonra
da bu tek tipleşmeyi savunan, çağın dışında kalmış, milleti
küçümseyerek gören, şehirlere, üniversitelere, meclise almayanları,
millet kendi yönetim koltuğuna almayacaktır diye düşünüyoruz. Yeni
şeyler söylemek ve değişime açık olmak lazım. Her şey değişir.
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Bugün Türkiye’de değişime
yönelik tek fikri olan, her gün yeni bir şey söyleyen tek parti de
milletin istekleri doğrultusunda. 2023 yılında bu ülkeyi dünyanın
on büyük gelişmiş ülkesi arasına koymak istiyoruz. 2071 hedefimiz
de var. Birlik ve beraberliği sağlamalıyız. Bunu sağlamak
tektipleştirmekle olmaz. Çoğulculuğu zenginlik olarak görmekle
olur. Bunu savunan tek parti de AK Parti’dir. İnşallah yerel
seçimlerde de bu düşünceyle milletimizin huzuruna gideceğiz. Söz de
karar da milletindir. Onlar ne karar verirse, onun karşısında
boynumuz kıldan incedir.”
"MİLLETİN NE İSTEDİĞİNİ ANLAMIŞLARSA BU BİZİ SEVİNDİRİR"
CHP Genel Merkezi’nin seçim propaganda çalışmaları için bastırdığı
ve partililere halka nasıl davranmaları ve konuşmaları gerektiği
hakkında ikazların olduğu eğitim kitapçığı hakkında ne düşündüğü
sorulan Bakan İsmet Yılmaz, durumu memnuniyetle karşıladıklarını
söyledi. Yılmaz, “Milletin diliyle konuşmak lazım. Biz bundan
memnun oluruz. En azından milletin ne istediğini bir noktada
görmüş, anlamışlarsa bu bizi sevindirir. Bizim gerçekten çok iyi,
halkın değerlerini tutan bir ana muhalefet partisine ihtiyacımız
var. Bakın ana muhalefet partisi bir gün Esad’ı kınamadı. Esad’ı
kınamadı da, sormak lazım acaba bunlar Suriye’de mi seçime
gidecekler? Ama bilin ki Suriye’de seçime girse Esad da kazanamaz,
Esad’ın buradaki destekçileri orada dahi girse orada da kazanamaz.
Dolayısıyla bu milletin nabzını iyi tutmak lazım. Bu noktada
anlaşılıyor ki bu nabız yakalanmaya çalışılıyor. Biz bundan
memnuniyet duyarız. Hiçbir rahatsızlığımız yoktur. Bence bu yolda
devam etsinler” ifadelerini kullandı.
"MİLLETİN İSTEDİĞİNİN YANINDA OLAN KAZANIR"
Milli Savunma Bakanı Yılmaz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu’nun ve beraberindeki 190 kişilik heyetin, çözüm sürecine
destek vermek için Diyarbakır’a yaptığı geziyi de memnuniyetle
karşıladıklarını belirtti. Yılmaz, “Çözüm sürecini milletimiz
istiyor. Başka ölçümüz yok. Millet destekliyor derken nasıl
anlamalı? Bugün yaklaşık yılbaşından bu yana beş aylık süreç
içerisinde hiçbir ilimize bir şehit cenazesi gelmiyor. Doğru mudur?
Bundan kim rahatsız olabilir? Herkese onu sorduk yani. Sizin kendi
evladınız olsaydı ne yapmasını isterdiniz? Bir ona cevap verin.
Ondan sonra da başkasının evlatları üzerinden siyaset yapmayın.
Barışın, selamın; her yerde huzur olsun, barış olsun demenin neresi
zararlı? Millet barış istiyor. Milletin isteğinin yanında olan da
kazanır. Dolayısıyla bu anda Diyarbakır’a giden bir belediye
başkanı ve arkadaşları milletin istediğini yapıyorlar. Milletin
duygularına tercüman oluyorlardır. Özü budur” şeklinde konuştu.
(İHA)