Savaş Ay sordu, Kırca cevapladı
Abone olA Takımı'nın Kaptanı, Merkez Haber Ajansı Genel Müdürü Savaş Ay, atv Haber'in anchorman'i Ali Kırca'yla, atv Haber'in eleştirilen yeni yayıncılık anlayışını konuştu.
A Takımı'nın Kaptanı, Merkez Haber Ajansı Genel Müdürü Savaş Ay,
zirveyi kimseye kaptırmayan atv Haber'in anchorman'i Ali Kırca'yla
başarısının sırrını, yeni yayıncılık anlayışıyla gelen
eleştirileri, diğer başarılı anchorman'lerin yokluğunun avantaj ve
dezavantajlarını konuştu. İki habercinin doyumsuz sohbetini
soluksuz okuyacaksınız. atv Haber her zamanki başarılı çizgisini,
hem çok izlenip hem de saygın kalması gerçeğini her zaman herkese
kabul ettirdi. Yeni tarzıyla ilk anda yadırgayanlar olsa da
kalitesinden ödün vermeden yine çok izleniyor. Özellikle de
reytinglerin AB sıralamasında zirveyi kaptırmıyor. Tılsımı
paylaşmak için Ali Kırca'ya sordum atv haberi ve bakın nasıl
anlattı... atv Haber yaygınlık ve saygınlık bağlamında güçlü, bazen
dinginleşiyordu, milatları mı var atv haberin ya da kırılma
noktaları? Seyirciye göre karakterde kimlik değiştiriyor gibi
algılanabilir ama ben kırılma noktaları olduğunu düşünmüyorum. Daha
derin sebepleri var, bence Türkiye'ye göre. Yani ben sadece atv
Haber üzerine değil, habercilik üzerine yapılan bütün tartışmaları
yanlış tartışmalar olarak görüyorum. Çünkü sadece medyanın kendi
penceresinden baktığın zaman fotoğrafı göremezsin. Türkiye'den
baktığın zaman ancak medyada olup bitenleri daha doğru
yorumlayabilirsin. Zaman zaman hep konuşulur bu, sadece atv Haber
için değil. Medya değişti, habercilik değişti, gazetecilik değişti
çünkü Türkiye değişti. Değişmeyen ne var? Değişmeyen bir şey yok.
Türkiye değiştiği zaman herkes bu değişime kendisini uydurmak
zorunda. O değişim sizi değiştiriyor zaten. Sonuçta Türkiye'nin bir
yolu var, bir gün gelip büyük engellerin ardından yeni yollar
çıktığı zaman, siz aynı yolda devam ederseniz bodoslama dağa
vurursunuz. O yöne gideceksiniz, o yola gitmeye zorlar sizi
Türkiye. Yaptığın her şey aslında Türkiye'nin gündemi. Yani
Türkiye'de olmayan bir şeyi haber yapamazsın. atv Haber Merkezi'nin
büyük bir fotoğrafı var tabii önümüzde. Pırıltılı, net, fluluğu
olmayan, çoğu zaman derinliği olan bir fotoğraf var. Ali Kırca bu
fotoğrafın neresinde? Beyniyle neresinde, görüntüsüyle neresinde?
İki dönem var aslında. Birinci dönemde ben burada atv Haber Dairesi
Başkanı'ydım. Dolayısıyla buranın hem editörlük hem idare anlamında
başıydım... atv Haber'in yüzü olmak ve atv Haber'i ekranda temsil
etmek görevim. Bunun zamanı, yılı, yaşı yok. Tam tersine benim
yıllar içinde oluşturduğum bir güven imajı var kamuoyunda. Benim
üzerimdeki kimlikleri sayacak olursak, o kimlikler arasında en
önemlisi o aslında. Kişisel olarak sağlığım elverdiğince, seyirci
istediği sürece devam edeceğim. Ama yöneticilikte tercih
yapabilirsiniz. Çok dinamik, çok yenilikçi, çok cesur bir genel
yayın yönetmeni var, Yılmaz Özdil. Ben kendisiyle ilk defa
çalışıyorum. İsmini duyuyordum ama resmini bile görmemiştim. Ben
izindeyken oldu bu değişiklik. Gerçekten ilginç bir tanışmamız da
oldu. Ben geldim izinden. Gittim, sırtı dönük oturuyordu, yüzünü
ilk defa öyle gördüm. Konuştuk. Dedim ki 'Ben buradayım ve birlikte
çalışacağız. Ben yardımcı olacağım.' Tabii ki hiçbir şey süresiz ve
koşulsuz olmaz hayatta. İnsanın kendine dair kriterleri vardır. O
kriterler uyuştuğu sürece aynı çatı altında kalırsınız. O
fotoğrafta şunu gördüm; çok yenilikçi, çok heyecanlı, değişime açık
bir yapı. Farklı biri ve ben farklılıkları çok severim. Kendisi
hakkında söylediklerimi ilk defa duyacak. Diğer tanıdığım
gazetecilerden ve habercilerden daha iyi haber topladığını gördüm.
Bir şeyi binlerce olayın arasından çekip çıkarıp bunu buraya
koyacağımıza karar verdiğimiz zaman, ertesi günkü aldığımız
tepkilerden bunun haklı bir seçim olduğunu gördüm. atv Haber'in
jeneriklerine de yansıyan, son dönemde belirli görüntüler var.
Realite tarafları öne çıkan ve daha önce çok da sık rastlamadığımız
bir jenerik... Yani kendini takdim eden, vitrinine koyduğu
görüntüler itibariyle biraz daha deli dolu, ajite, bağıran sarsan
bir girizgah. Ve arkasından son iki gündür nakış gibi işlenmiş bir
olay var, kent suçları. Orada bir bakış var. Tabii ki hayata dair
bir şey getiriyorsun. Ama bu mesela yapılmasa da olurdu. Asena'nın
20 dakika çıkmasına da eleştiriler geldi... Bu çok önemli tabii.
Ama şunu en başından söyleyeyim. Ben atv Haber'i ve yaptıklarımızı
savunmuyorum. Savunma konumunda değiliz çünkü... Kimseye karşı
kendimizi savunmak gibi bir duyguyu hiç yaşamıyoruz. Biz
bildiğimizi, inandığımızı, mutlu olduğumuzu yapıyoruz. Niye biliyor
musunuz? Çok genel bir giriş olacak ama hepimiz yaratıcı işler
yapıyoruz. Sen de öyle. Ve yaratıcı işlerde herkesin kendi üslubu,
yaklaşımı vardır. Yaratıcı işler aslında eleştirilmez, beğenilir
beğenilmez, seyredilir, seyredilmez. Cem Yılmaz yaratıcı bir iş
yapmış. Eleştiriyorlar. Ya eleştiremezsin onu. O onun düşüncesi ve
duygusu, o öyle yazmış. Bu mantıktan hareketle habercilik bir
yaratıcılık mıdır diyorsunuz? Kuşkusuz yaratıcılıktır. Yani haber
olgusu vardır, haber gerçektir ama ona nasıl yaklaştığınız, onu
nasıl sunduğunuz, onun neresinden baktığınız sizin yaratıcılığınızı
gösterir. Peki Asena'yı canlı yayına almak, İbrahim Tatlıses'in
telefonla bağlanmasının yaratıcılık neresinde? Şimdi şöyle bir şey
var. Asena orada duruyor, İbrahim Tatlıses olayı da orada duruyor.
İbrahim Tatlıses'i görmezden gelebilir misin? Bir fenomen.
İsviçre'de yok. Olsa onlar da yapar, hiç şüphen olmasın. İşin
içinde kadın hakları var, kadına karşı şiddet var, tehdit var. Bu
iki insanın arasında yaşanan bu olay aslında toplumdaki sıradan
insanlar arasındaki kadın-erkek ilişkilerinde tehdit, şiddet ve
zorbalık gibi pek çok unsuru içinde taşıyan bir olay. Gerçekten bir
model. O modeli ekrana taşımak ve onu tartışmak bence gazetecilik.
Habercilikte bir tercih yapıyorsunuz siz. Ben bu tercihin, özel
olarak Asena olayını konuşacaksak, öyle çok da gazetecilerin seçim
hakkı olduğunu düşünmüyorum. Her gazeteci İbrahim Tatlıses-Asena
olayını gazetesinde, ekranında bir şekilde vermek zorunda. Bir olay
o çünkü, bir olgu. Ve bunlar iki tanınan insan. O gün eğer Asena
yayına geliyorsa, onu almamak gibi bir gazetecilik yok. Ben liste
çıkattırdım arkadaşlara, geldiğimizden beri neler yapmışız diye.
Mesela Türkiye'nin uzun süredir tartıştığı bir olay var; hormonlu
sebzeler, gıdalar. Şimdi biz Erman Toroğlu'nu yayına çıkardık. Onu
o gün yayına çıkarma kararı yaratıcı bir karardır. O gün ziraat
fakültesinden değerli bir öğretim üyesi bunu söylemiş olsaydı,
bugün hala konuşulmuyor olacaktı. Arafat'ın ölümünde Filistin'e
giden ilk haber kanallarından biriydik. AB ile bütün gelişmelerde
yerindeydik. Mesela robot Asimo canlı yayındaydı. Kuşkusuz bu bir
hoşluktu ama o hoşluk hala konuşuluyor. Hala bana çocuklar Asimo
nasıl elini sıktı, diye soruyor. Ben atv Haber'e 1994 yılında
başlarken "Hayatı Paylaşmak" sloganıyla başladım. Bu şuydu; bu
bültende sadece sizin haber olarak bildiğiniz protokol haberleri
yer almayacak. Bu bültende hayat yer alacak. O dönemde bülten
içinde Sezen Aksu 40 dakika konser verdi. Bülent Ersoy ezan okudu.
Kamouoyunun konuştuğu ve konuşmadığı pek çok olayı biz ekrana
getirdik. Ama ne var biliyor musun değişen? O dönemde insanlar
kızgındı, pek çok olay yaşıyorlardı, haber bültenleri çok
önemliydi. Biz bir saat 15 dakika haber bülteni veriyorduk. İçinde
yarım saat Güneydoğu, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit,
Türkeş vardı, şimdi bunların hiçbiri yok. Siyaset yok şimdi. atv'de
kameraman, ışıkçı, editör, genel müdür olmak bir farklılık mıdır,
çocuklar bunun farkında mı? Bu sinerjideki payları nedir? Geçmiş
dönemde Ahu Özyurt, Arzu Zengin, Tayfun Talipoğlu, bunların hepsi
bizde muhabir arkadaşlardı ve öne çıktılar. Öne çıkmalarını
sağladık çünkü. O dönemde atv'de muhabir olmak ayrıcalıktı. Kendi
yetenekleriydi hiç kuşkusuz, o kapıları açtık ve onlar kapılardan
çıkıp gittiler. Bir ara dönem geçti, muhabirlerin çok da öne
çıkmadığı bir dönem oldu, heyecanları da törpülendi. Şimdi yeniden
buradaki arkadaşların içi kıpır kıpır. Başlarında cin gibi bir
Murat Demirel var. Yılmaz'ın onlara tanıdığı fırsatla muhabirler
yeniden öne çıktı. Farkındaysan yeniden kamuoyu atv Haber'in
muhabirlerinin isimlerini duymaya başladı. Canlı yayındalar ya da
özel haberleriyle ekrandalar.