Kompakt hatchback sınıfının en sevilen ve en çok tercih edilen
otomobillerinden biri Megane. Şimdi 4.nesliyle yollarda gördüğümüz
otomobille, ilk kez 1995 yılında tanıştık. İlk yarıştığım otomobil
olduğu için bende yeri apayrı olan Renault 19 un yerini aldı.
Değişen tasarımı Megane’nı bambaşka bir otomobil yaptı şimdi çok
daha yakışıklı olduğu kesin. Eski versiyonlarla tek benzerliği
sadece adı diyebilirim. Enerjisini daha otomobile yaklaşırken
hissedebilirsiniz. Tasarımında en çok dikkatimi çeken detay
farların etrafını saran C forumlu led gündüz farları. 3 boyutlu bir
izlenim bırakan tasarım otomobilin bakışlarına güçlü bir ifade
veriyor. Tavan arkaya doğru hafif bir eğime sahip. Benim en
beğendiğim kısım ise arkada, büyük stoplar ortadaki marka logosuna
kadar uzanıyor özellikle gece muhteşem bir görüntüsü var.
Otomobilim GT-Line donanıma sahip yani içerde oldukça renkli bir
atmosfer sürücüyü bekliyor. Bu versiyona özgü genellikle sportif
otomobillerde kullanılan koltuklar bir yarış otomobilinde olduğunuz
hissini veriyor. Baş bel ve yan destekleriyle sürücüyü tam olarak
kavrayan koltuklar oldukça konforlu ancak benim gibi biraz kısa
boylu iseniz öne çekilen koltukların yan destekleri nedeniyle
vitesin kullanımı biraz zorlaştırıyor. Ama yine de otomobili bu
koltuklarla kullanmak için kolumu biraz zorlamaya değer. Ön konsol
yüksek konumlandırılmış ve dik bir şekilde uzanıyor yine dik bir
şekilde uzanan 8.7 “ büyüklüğündeki dokunmatik ekranla klima, medya
bağlantılarınızı ve otomobille ilgili kişiselleştirme ayarlarınızı
yapabiliyorsunuz. Örneğin buradan seçeceğiniz sürüş modunuza göre
gösterge panelinizin görüntüsünü de değiştirebiliyorsunuz. Renkli
digital gösterge yanında birde yine renkli head-up display
bulunuyor. Yine buradan hızınızı navigasyonu ve sürüş asistanı
uyarılarını görebiliyorsunuz.
Otomobilin içinde benim “yaz mavisi” Renault’un ise “cosmo mavi”
diye adlandırdığı rengin detaylarını bulunuyor. Koltukların
dikişlerinde direksiyonda, torpido üstünde ve kapı içlerinde yine
bu versiyona özel bu renk detayları otomobilin enerjisini içeride
de dışarıda olduğu gibi yüksek tutuyor. Eşya gözleri bakımından
yeterli alan sunan otomobil arka ve önde yeterli baş ve diz
mesafesi veriyor ancak bu versiyondaki bahsettiğimiz sportif
koltuklar arkada oturan yolcular için görüş mesafesini biraz
sınırlıyor. 434 litrelik bagaj hacmi sınıfı için yeterli
düzeyde.
Test otomobilim 1.6 litrelik dizel motoru 130 beygir güç
üretirken tork değeri ise 320 Nm. Manuel şanzımanlı otomobilimin
farklı sürüş modları bulunuyor. Multi Sense adlı sistemde Eco,
Comfort, Sport, Neutral, Perso seçeneklerine göre otomobil o andaki
sürüş ayarlarını yapıyor. Bu ayarlar vites geçişleri, direksiyon
sertliği, motor sesi gibi sürüşle ilgili olmakla birlikle gösterge
paneli renkleri, gösterilen bilgiler ve iç aydınlatma gibi
ambiyansla ilgili ayarlarda yapıyor. Yani otomobille birlikte
sürücünün de sürüş modu değişiyor.
Otomobil sakin karakterli bir sürüşe sahip. Ancak sport modda
büyük değişim yaşıyor. Gösterge paneli ve iç aydınlatma kırmızıya
dönüyor ve içeride motor sesini daha net duymaya başlıyorsunuz.
Otomobil performans anlamında bu modda beklentilere cevap vermeye
başlıyor ve eğlenceli bir sürüşe geçebiliyorsunuz. Otomobili sport
modda kullandığım süre boyuncca ortalama 6.5 litrelik bir yakıt
tüketimi gösterdi buda eco veya comfot modda çok daha düşük bir
değer yakalanabileceğini gösteriyor.72.400 TL ile başlayan Megane
fiyatları GT-Line donanımında 91.900 TL.