Rehberlik servislerine dokunmayın

Rehber öğretmenler boş dersleri dolduran değil, boşa harcanan eğitim anlayışının katalizörüdür.

Abdullah YILMAZ krmistanbul@gmail.com

Ne olacak bu milli eğitimin hali, dedirtecek skandal bir karar ve bu karara ait uygulama aşamasını yaşıyoruz.

Milli eğitim bakanlığı açıkladığı bir yönetmelikle yapacağı en büyük hataya imza aşamasında,akıllara durgunluk veren bilgiden ve bilimsellikten uzak yaptım oldu anlayışında gerçekleştirdiği yenilikle sözüm ona rehberlik ve psikolojik danışman, meslek elemanlarının okullarda sürdürdüğü rehberlik servisi görevlerini adeta benzin döküp yakarken, ayar verdiklerini sanmaktalar.

Eğitim hayatımızda temel eğitimin organizasyonunu yapılanması ve denetimini yürüten Milli Eğitim Bakanlığı mensupları, sanki bu alanda kaliteyi artırma gibi bir misyonları yokmuş gibi. Uyguladıkları yöntem ve uygulamalarla, eskiden az kalan doğruları bile tırpanlıyor, geçmişin kokuşmuş eğitim anlayışına rahmet okutuyorlar.

Kızgınlık ve anlama zorluğu yaşadığım durum, zaten okullarda gerek idare gerekse öğretmenler tarafından yeterince anlaşılamayan rehber psikolojik danışmanların, çıkarılan yönetmelikle yok sayılmalarıdır.

İsyanımın sebebi:

 Onlarca zorluğa rağmen görevlerini zaten hakkıyla yapamadıkları günümüzde, onları okulun ve sistemin dişlisi haline getiren psikolojik danışmanlıktan uzaklaştırıp salt öğretmen ruhuyla iş yapmalarını amaçlayan bulanık zihniyet durumudur.

Çıkarılan yönetmelikle okullarda görev yapan okul rehberlik servisi çalışanlarından rehber psikolojik danışmanların mesleğin ruhuna aykırı iş tarifi yapılıp uygulama zorunluluğu getirilmesidir.

Öncelikle mukayeseli uluslararası eğitim anlayışı ve uygulamalarına baktığımızda,yetki ve görev eksiği yaşatılmış olan rehber psikolojik danışmanların Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerdeki meslek karşılığı okul psikoloğudur.

Yani çocukların ve ailelerin birbiriyle uyumlu, kendileriyle ve başkalarıyla barışık, sağlıklı birey olma yolunda okulda uyum,okulda verimli ders çalışma, bireysel yetenekler doğrultusunda bilimsel mesleki yönlendirilmelerin mimarıdır.

 Sözüm odur ki: çocukların bireysel farklılıkları doğrultusunda öğretmenlere yol gösterici olan psikolojik danışmanların pasifize edilmesi kabul edilemez.

Bu durum eğitimin genel ilkelerine ihanettir.

Çağımızda okulculuk ve eğitim kalitesinde, opek ülkelerinin başarı yüzdeleri ortadayken, Eğitim kalitesi ve ortaya çıkan sonuç açısından dünya ülkeleri ortalamasının çok altında seyreden başarı grafiğimiz utanç kaynağıyken, birde bu alanda uygulanan akla ve mesleğin ilkelerine uymayan uygulama yöntemleriyle skandalın son perdesi çalınmaktadır.

Okullarda rehber psikolojik danışmanlar:

Nöbet tutacakmış

Sınavlarda gözetmenlik yapacakmış

Mesai saatleri diğer öğretmenler gibi haftada 40 saat olacakmış

Kısacası daha da başka angarya işlerin çavuşu olacakmış..

Çocuğun okul içinde en çok güvenip, en mahrem duygularının ve yaşantılarını anlattığı birini sınavda gözetmen yaparsanız neye sebep olacağınızı düşündünüz mü?

 Teneffüslerde on dakikalığına psikolojik danışmanlarına ihtiyacı olup, ona sığınan çocuklarımızın, bu haklarını ellerinden almaya ne hakkınız var.

Beyler olmuyor, her şeyi düzeltiniz de, bozacak şeyler mi aramaya başladınız.

Bu bölümü bitiren meslek elemanlarının diplomalarında yazan rehber ve psikolojik danışmanlıktır. Bunu değiştirmek kimsenin keyfi uygulamasına dayanmaz, yanlış hesap Bağdat’tan dönermiş..

Ailevi ve okul içi haksızlıklar ve olumsuz uygulamalar karşısında okul müdürlüğünden bağımsız karar alıp noktayı koyması gerekenlere, adına rehber öğretmen koyup ucube bir anlayış ve iş tarifi yaratmaya çalışırsanız, yerlerde sürünen ne olduğu belli olmayan eğitim politika arayışınızda, bir türlü bulamadığınız doğruların yanlışı olursunuz.

Ayrıca alan mezunu olmayan birçok meczubun,rehber öğretmen adı altında çocuklarımızın ruhsal istismarına neden olursunuz ki, bunun vebalini kimse ödeyemez.

Rehber öğretmenler boş dersleri dolduran değil, boşa harcanan eğitim anlayışının katalizörüdür.

Ailelerle öğrenci, öğrenciyle öğretmeni buluşturan bu üçlü sacayağında varsa bir problem teşhis koyup çözen anlayıştır.

Bu uygulamaya imza atanlar eğitimci değiller mi?

Ya da mevcut bakanlığın başarısızlığı için çaba sarf ediyorlar? 

Hükümetin ve milli eğitim bakanlığının aklıselim elitleri, muhakkak bu hataya el koyup bunu öneren, hatta aklından geçenlerin hangi bilimsel dayanağa sığınarak, taraf olduklarını sormalıdır.

 Okullardaki her türlü çocuğa yönelik istismarın önüne geçen, bu meslek gurubunu daha da güçlendirip, görevlerini verimli şekilde yapmalarının yolunu açmak gerekirken, uygulamaya koymaya çalıştıkları şey eğitim dünyasında, tek kelimeyle intihardır.

Bu uygulama için direteceklerse: O zaman, hastanelerde de psikiyatrılar yerine cami hocalarına görev verelim, ruhsal sıkıntıların çözümünde, duayla, muskayla çözüm arasınlar..