Refahyol döneminin 'Askeri Şura'ları
Abone olErbakan'ın yakın kurmaylarından Şevket Kazan, Refahyol döneminin "Askeri Şura"kararlarının perde arkasını yazdı.
54. Hükümet'in Adalet Bakanı olarak görev yapan Şevket Kazan,
'Refah Gerçeği-3' adlı kitabında Refahyol döneminin bilinmeyen
yönlerini ortaya koydu. Kazan'ın kitabında göze çarpan en ilginç
konu Refahyol hükümeti döneminde yapılan iki şura toplantısının
bilinmeyen yönleri oldu. Erbakan, 59 subay ve astsubayın Türk
Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edilmesine ilişkin YAŞ
kararının altına neden imza attığını, "Katıldığım ilk şura
toplantısında 'Size inanmıyorum, onun için dosyaları teker teker
incelemek istiyorum' demem doğru olmazdı" sözleriyle açıklıyor.
Erbakan, ikinci şura toplantısında dile getirdiği, 'Türkiye'deki
tüm istihbarat birimleri maalesef CIA ve MOSSAD tarafından
yönlendiriliyor' şeklindeki sözlerinin komutanlar tarafından
takdirle karşılandığını savunuyor. KAZAN'IN AĞZINDAN İLK YAŞ
TOPLANTISI Kazan, Erbakan'ın 54. Hükümet'in 9 Aralık 1996 yılında
yapılan ilk YAŞ toplantısında 59 subay ve astsubayın ordudan ihraç
edilme kararının altına neden imza attığını açıklayarak, "YAŞ
kararları üçte iki oy çokluğuyla alınıyordu. Bu defa ki kararlar
toplantının birinci gününde alınmıştı. Bütçe müzakereleri nedeniyle
Erbakan'ın katılmadığı toplantıda ittifakla alınmış olan bir kararı
Erbakan'ın bir gün sonra imzalamaması hükümetin daha 6. ayında
rantiyeci medyanın da devreye girmesiyle ülkede 'hükümetle ordu
arasında' siyasi bir krize neden olabilirdi. Konunun temelinden
halledilmesi ya Anayasa'nın değiştirilmesi ya da komutanlarla bu
konuda özel bir toplantı yapılmasıyla mümkündü. Birinci şıkkın
gerçekleştirilmesi parlamento yapısı bakımından mümkün değildi.
İkinci şıkka gelince, yapılacak ikili görüşmelerle bu durumun
düzeltilebileceği düşünülerek mesele fazla büyütülmedi. Ancak gene
de tüm şura üyeleri huzurunda bazı prensipler ortaya koydu"
ifadelerini kullanıyor. YAŞ ÜYELERİNE 9 ÖNERİ Kitapta Kazan'ın
ardından Erbakan da neden şura kararlarına neden imza attığını
açıklıyor. Disiplinsizlik nedeniyle ordudan çıkartılacak olan subay
ve astsubayların listesi önlerine geldiğinde, adli müşavir ve diğer
komutanlara, bu kişilerin neden ordudan çıkartılmak istendiğini
sorduğunu hatırlatan Erbakan, 'sadece disiplinsizlikten dolayı'
cevabını aldığını ve komutanların basında çıkan 'ordudan din ve
inancından dolayı ihraç' haberlerini 'menfi propaganda' olarak
nitelendirdiğini kaydetti. İlk YAŞ toplantısında komutanlara bazı
önerilerde bulunduğunu belirten Erbakan, şura üyelerine çok önceden
yapma ihtiyacı duyduğu uyarıyı ilk toplantıda yaptığını ifade etti.
Erbakan, şura toplantısında dile getirdiği 9 maddelik önerisini
şöyle sıralıyor: "İnsanlar toplu olarak suçlanmamalı. Suç ve
cezanın şahsiliği prensibi gözönünde tutulmalı. Kişinin ihraç
sebebi olarak sadece 'disiplinsiz' kelimesiyle yetinilmemeli, hata
ve kusurları belge ile ispatlanmalı. Dosyada kişiye ihtar
yapıldığının imzalı belgesi olmalı. Kişi ihtara rağmen o eylemi
tekrarlamışsa, dosyaya onun da tutanağı konulmalı. Son ihtarda
kişiye davranışlarını düzeltmediği takdirde ordudan ihraç edileceği
mutlaka ihtar edilmiş olmalı. Adaletin birinci şartı tarafların
alınan karara inanması olduğundan TSK mensubu da olsa ordu
mensuplarına yapılan ithamlar insan haklarına aykırı olmamalı.
Dosyalar şura toplantısından en az bir hafta evvel şura üyelerine
gönderilmeli. Haklarında bu belgeler olmadan hiç kimse ihtimallere
ve evhamlara dayanılarak ordudan ihraç edilmemeli. Hizmette
takdirname almış olanlar hakkında şura ihtarda bulunmakla
yetinebilmeli." Söz konusu uyarılarına şura üyelerinden hiçbirinin
itiraz etmediğini hatırlatan Erbakan, "Bana, orduda personelin dini
ihtiyaçlarının karşılanması için bastırdıkları 'din ve dua'
kitaplarını getirmişler, gösterdiler. Katıldığım ilk şura
toplantısında oradaki heyet üyelerine hitaben 'Size inanmıyorum,
onun için dosyaları teker teker incelemek istiyorum' demem doğru
olmazdı. Benim bu uyarılarıma şura üyelerinin hiç birinden itiraz
eden olmadı" diyerek 'ihraç' kararlarını neden imzaladığını
anlattı. SON ŞURA TOPLANTISI Refahyol döneminin 26 Mayıs 1997 günü
yapılan ve 61 subayın ihraç edildiği ikinci şura toplantısına
ilişkin tartışmalara da kitabında yer veren Kazan, ikinci
toplantıda şura üyelerine 45 dakika süren irtica brifingi
verildiğini bildirdi. Kazan, toplantıda Sultanahmet'teki 'İmam
hatibime dokunma mitinginden görüntülerin gösterildiğini, Kuran
kurslarındaki irtica olaylardan söz edildiğini, TSK'dan ihraç
edilen subay ve astsubayların RP'li belediyeler ve bakanlıklara
atanmalarından yakınmaların olduğunu ve komutanların İslami sermaye
konusundaki endişelerini dile getirdiğini anlattı. Kazan,
Erbakan'ın toplantıda son sözü olarak, "Ekranda gösterilen
olayların istihbaratı yapılmadan gündeme getirilmesi yanlıştır.
Ülkede irtica tehdidi yok iken, medyanın etkisiyle var kabul
edilmesi büyük hatadır. Türkiye'deki tüm istihbarat birimleri
maalesef CIA ve MOSSAD tarafından yönlendiriliyor. Ekrana getirilen
bireysel görüntüler mütedeyyin kimseleri dahi töhmet altında
bırakıyor" dediğini aktardı. Kazan, Erbakan'ın bu sözlerinin
komutanlar tarafından takdirde karşılandığını belirtiyor.