ORDU'nun, bir dönem kadına şiddet olayları ile gündeme gelen Mesudiye ilçesinde, şiddet olaylarının önlenmesi için başlatılan ve Türkiye'nin ilk kadın Jandarma Karakol Komutanı Jandarma Astsubay Üstçavuş Şenay Haydar'ın öncülük ettiği proje ile yüzde yüz başarı elde edildi. Fahri hemşehrilik beratı verilerek görev süresinin sona ermesiyle başka bir ile tayin olan Şenay komutanın ardından ilçede geçen 5 yılda kadına şiddete dair tek bir olay dahi yaşanmadı. Küskünlüklerin de kalktığı ilçede aileler mutlu bir yaşam sürüyor.Kendi gitti projesi yaşıyorMesudiye Belediye Başkanı İsa Gül, Şenay komutanın projesinde büyük başarı elde edildiğini, projenin Türkiye'ye de örnek olduğunu belirterek, "Artık Mesudiye ilçemizde kadına şiddet yok. Belediye, Sivil Toplum örgütleri ve muhtarlıklarımız bu konuda çeşitli etkinlikler çalışmalar yapıyor. Halen bu çalışmalar devam ediyor. İlçemizde kadına karşı şiddet olayı artık bitti, bizde elimizden geldiğince bu projeyi halen yaymaya devam ediyoruz" dedi.'Erkek işi yapamazsın' dediler, şimdi ustalara taş çıkartıyorMersin'de, 6 yıl önce eşinin demir doğrama dükkanına yardıma giden 3 çocuk annesi Fatma Kalkan (42), algıları yıkarak demirci ustası oldu. Kızı ile birlikte demir dövüp, kaynak yapan Kalkan, evde oturan kadınlara da çalışmaları ve kendi ayakları üzerinde durmaları konusunda çağrıda bulunu. Eyüp Kalkan ise çevredekilerin olumsuz yaklaşımına aldırış etmediklerini belirterek "Dışarıdan bakanlar 'kadın bu işi yapamaz, bu erkek işi' dediler ama öyle olmadığını herkese gösterdiler. Şimdi en iyi ustalara taş çıkartıyorlar." dedi.Annesine özendi okuldaki tek kız olduFatma Kalkan'ın kızı Emine de kendisi gibi demir doğrama dükkanında çalışıyor. 10 yıldır babası ve annesi ile birlikte çalışan Emine, "Bu işe merak saldım. Çıraklık okulunda metal bölümünde okuyorum. Okulda tek kız öğrenci benim. Çalışırken büyük bir ilgi görüyorum. Bizi gören merak edip yanımıza geliyor. Fotoğraf çektiriyor. Burada kaynak yapıyorum, ferforje işi yapıyorum. Bıçaklar, ziraat malzemeleri yapıyoruz. İşimi çok seviyorum" dedi. Bu fabrikanın forklift operatörlerinin tamamı kadın BURSA'nın İnegöl ilçesindeki bir orman ürünleri fabrikasında, forklift operatörlerinin tamamı kadınlardan oluşuyor. İnegöl Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren orman ürünleri fabrikasında çalışan 40 kadın forklift operatörü, emekleriyle takdir topluyor. 15 ton ağırlığındaki forklifti otomobil gibi kullanan kadın operatörler, 7 ton ağırlığındaki ürünleri naklediyor. Forklifti kullanmak için eğitim alıp, belge sahibi olan kadın operatörler, erkek meslektaşlarını aratmıyor. Kadın operatörlerin dikkati ve titizliği sayesinde de iş kazalarının önüne geçiliyor. Muhasebeci Derya, baba mesleği kasaplığa döndüAKSARAY'da babasından kasaplığı öğrenen Derya Deniz Sümer (39) bir süre muhasebecilik yaptıktan sonra, baba mesleğine döndü. 3 yıl önce iş yerini açan ve kasap olan Sümer, erkek meslektaşlarını aratmıyor. Müşterilerin kendisini gördüğünde başta şaşırdığını söyleyen Derya Sümer, "Her anlamıyla bence kadının elinin değdiği yer farklı oluyor. Kendilerini hiçbir şeyden geri çekmesinler. Kendilerine güvensinler ve kadınların yapamayacağı hiçbir iş yok" dedi.Tek eliyle yufka açıp, gözleme satarak geçimini sağlıyorYALOVA’da doğumundan itibaren tek eli olmadan yaşayan Şerife Şahin, hayat mücadelesinden vazgeçmedi. Sabah erken saatlerde kalkarak, pazaryerinde bulunan tezgahını açan Şahin, geç saatlere kadar kendi yaptığı gözlemlerini satarak geçimini sağlıyor. Sabah tezgahını açmadan önce ise bulunduğu yeri tek başına süpürüp temizleyen Şahin, müşterilerine de hijyenik bir ortamda hizmet veriyor. Şahin, "Pazaryerine yakın bir yerde evim. Eşyalarımı pazar arabasına koyup, tezgahımın olduğu yere getiriyorum. Biz engellilere acımasınlar, herkes çalışsın. Engelliyim diyerek kimseye muhtaç olmasınlar. Bende ekmeğimi gözleme yaparak kazanıyorum" dedi.Kadınları arkasına aldı, ihracat atağını başlattıİZMİR'de imalat ve ihracat yapan tekstil firmasının sahibi Cansen Kırıkkaya (25), istihdamın yüzde 90'nını kadınlardan oluşturdu. İzmir'de tekstil işiyle uğraşan bir ailenin kızı olan Cansen Kırıkkaya, çocukluğundan beri kendi işinin patronu olmayı hayal ediyordu. Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ticaret İşletmecilik mezunu olan Kırkkaya, çoğunluğu kadın işgücünden oluşan fabrikasında 15 ülkeye ihracat yapıyor. Kadınların daha detaycı ve titiz olduğunu dile getiren Kırıkkaya, "25 yaşındayım 15 ülkeye ihracat yapıyorum. Hedefimiz ihracat yaptığımız ülke sayısının 25 olması. 26'ya girmeden kadınlarla birlikte bunu başaracağıma inanıyorum" dedi.Evlatlık olduğunu öğrendikten sonra gösterdiği azimle örnek olduİZMİR'de 4 çocuklu dar gelirli bir ailenin en küçük çocuğu olarak doğan Dilek Köktaş, 14 yaşına geldiğinde, 6 aylıkken evlatlık verildiğini öğrendi. Hayatı alt üst olan Köktaş, 16 yaşında komşusunun oğluyla evlendirildi. Lise 1'inci sınıftayken okulu bırakmak zorunda kalan Köktaş, 17 yaşında anne oldu ama içindeki okuma azmi hiç sönmedi. Köktaş, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra yeminli mali bilirkişi ve uzlaştırmacı oldu. 2 çocuk 1 torun sahibi olan Dilek Köktaş, kadınlara seslenerek, "Kadınlar çalışmaktan taviz vermesin kendine güvenip inansın. Kadınlar güçlenirse toplum güçlenir" dedi.112'nin hayat kurtaran melekleri ANTALYA'da, 112 Acil Sağlık Hizmetleri'nde görev yapan Zeliha Büyüksarı (30), Zeynep Küçüksert (30) ve Havva İzci'den (36) çevrelerinde 'hayat kurtaran melekler' olarak bahsediliyor. İstasyonda görevli 3 kadın, mesleklerini öylesine seviyorlar ki yasak olmamasına rağmen hastaya ve kullandıkları aletlere zarar verir endişesiyle her türlü takıdan ve ojeden feragat ediyor. 'Hayat kurtaran melekler' kendi aralarında özelliklerine göre görev bölümü de yapmış. Hızlı ve dikkatli araç kullanmasıyla bilinen Zeliha Büyüksarı istasyona anons düştüğü anda 90 saniye içinde direksiyondaki yerini alıyor. Ambulansta yerlerini alan 3 can kurtarıcı melekten Zeynep Küçüksert kentte en kestirme yolları bilmesi, Havva İzci ise diğer iki arkadaşından daha eskiye dayanan 20 yıllık mesleki tecrübesiyle birbirlerini tamamlıyor. Vakaya uluslararası bir standart olan 10 dakikadan az bir zamanda ulaşmayı hedefliyorlar. Trafikte yol verme ve geçiş üstünlüğünün sağlanmaması nedeniyle diğer sürücülerle zorluklar yaşadıklarını da anlatan 3 melek, ambulansın içinde bir hasta taşıdıklarının unutulmaması gerektiğine dikkati çekiyor.