UYUŞTURUCU tüm dünyanın kabusu olmaya devam ediyor. Uyuşturucuya bağımlı hale getirilen gençler her türlü suça ve gayrı meşru işe hazır hale getiriliyor. ABD'li fotoğraf sanatçısı Jeffrey Stockbridge, dört yıl boyunca Philadelphia Kensington Avenue’da yaşayan uyuşturucu bağımlılarının hayatını izledi. Uyuşturucunun insanı ne hale getirdiğini hem fotoğrafladı hem de kurbanların ağzından hikayelerini dinledi. Stockbridge projesine 2008 yılı kışında, sokakta oturan Melissa’ya rastladıktan sonra başlamış. Nereye gideceğini düşünmeden başladığı projede sanatçı, eline aldığı ses kaydedicisi ile düşüncelerini kaydetmeyi amaçlamış. Fakat bunun yerine kendisine doğru gelen Melissa’nın fotoğraflarını çekerek anlattıklarını kaydetmiş. 5 yıl önce sokaklarla tanıştığını belirten hayat kadını kayıt aletine şöyle konuşmuş: “Hayat kadınlığı galiba uyuşturucuyla beraber geldi. daha sonra Philadelphia’yı terk ederek Delaware’e yerleştim. Hayatımı da yanımda taşımışım. Geri döndüğümde tekrar sokaklarda buldum kendimi. Fakat artık eskisinden daha kuvvetliyim.” Çalışmalarına devam eden Stockbridge, bir ay kadar sonra Sarah ile tanışmış. Çocuğunun babasının kendisini terk ettiğini anlatan Sarah, çok ciddi bir bunalımı atlatmayı beceremediğini söylüyor. daha sonra kokainle tanışan zavallı kadın, zamanla bununla da yetinemeyince bir arkadaşının da tavsiyesi üzerine eroine başlamış. Fakat bir gün uyurken bir adamın kendisine damardan eroin vermesi ile bağımlılık hat safhaya gelmiş. 10 yıl kadar önce kollarında artık enjeksiyonu kullanabileceği yer kalmayınca, arkadaşından boynuna enjekte etmesini istediğini dile getiren Sarah, hala temizlenmek için umudunun olduğunu dile getiriyor. Pek çok kere bırakmaya çalıştığını ve detoksa yöneldiğini fakat sigortası karşılamadığı için bırakmak durumunda kaldığını dile getiren kadın, daha sonra parasız kalınca uyuşturucu parasını çıkarabilmek için hayat kadınlığı yapmaya başlamış. Hayatın her türlü kötülüğünü yaşayan kadın, “Soyuldum, dolandırıldım, tecavüze uğradım, grup halinde saldırıya uğradım, kafa silah boynuma silah dayandı” diyerek acı günleri aktarıyor. İkizler Carroll ve Shelly, diğer adları ile Tic Tac ve Tootsie, 2009 yılında Stockbridge’in objektifine yakalandıklarında sadece 20 yaşındaydılar. Buna rağmen yıllardır sokaklarda yaşamaktalar. Babalarının rehabilitasyon merkezinde yaşadıklarını söyleyen ikili, annelerinin sevgilisinin kendilerini kabul etmediği için beraber yaşayamadıklarını belirtiyor. ”Annem bize para gönderiyor ama hayat için bu yetmiyor. Defalarca tecavüze uğradık, sivil polis olduğunu söyleyen kişiler bizi bağladı ve hatırlamak istemediğim şeyler yaptılar diyen Caroll, Shelly’nin kendisinden 7 dakika küçük olduğu için kendisini ona bakmak durumunda hissettiğini söylüyor.Fedakar kardeş, “Kardeşime bakmak durumundayım. Bunun için de ne gerekiyorsa yaparım” şeklinde ekliyor. Stockbridge çalışmasının devamında iki çocuk annesi Dolly ile tanışmış. Eski bir eroin bağımlısı olan Dolly kendisini ailesinin kurtardığını söylüyor. fakat yıllar önce bırakmış olsa dahi hala eroin isteğinin tam manası ile geçmediğini dile getiriyor ve “Çocuklarımdan sonra bıraktım. Ailede kimse başarabileceğimi düşünmüyordu” diyor. Yaşadıklarından çok büyük ders çıkardığını söyleyen anne, her hayatın kurtarılmaya değer olduğunu dile getiriyor.