New York’u hiç böyle görmemiştim!!

25 yıldır New York’ta yaşıyorum ve özellikle Manhattan’ı hiç bu kadar sesiz ve ıssız görmemiştim.

İsmail GÜZEL iguzel@nestech.net

New york şu an itibariyle dünyanın virüs üssü haline geldi. Filmlerde görmeye alıştığımız Zombi filmi sahnesini tam anlamıyla yaşıyoruz.

New york halkı için önümüzdeki günler sıkıntılı olacak.

25 yıldır New York’ta yaşıyorum ve özellikle Manhattan’ı hiç bu kadar sesiz ve ıssız görmemiştim.

Büyük bir sesizlik hakim... Bu sessizliğin ardında henüz kazanılamayan inanılmaz bir mücadele var.

Bu mücadele insanların ölüm kalım savaşı haline dönüştü.. Korkunç olan durum ise savaşın ve verilen mücadelenin görünmeyen bir düşmana karşı olması. Nihayetinde de verilen bu mücadelede binlerce insan hayatını kaybediyor.

Devam edelim..

Bugünlerde New York sokaklarına çıktığınız zaman tarihi görüntülerle karşılaşıyorsunuz.

Brooklyn Hastanesinin önünde soğutucusu olan tırları morga çevirmişler. Brooklyn’de bazı mahalle aralarında konteynırları morglara çevirmişler.

Cesetler toplu olarak tırların içine getirilip defin zamanı özel araçlarla tekrar çıkartılıyor.

Cenaze defin işlemleri burada özel firmaların elinde. Devlet sadece kimsesiz ve muhtaç olanları defnediyor. Geri kalan cenazelerin defnedilmeleri ise sadece özel şirketler olan cenaze evlerine tabi.

Cenaze evleri de virüs korkusundan dolayı defin işlemlerini yapamadığından, cenazeler birikiyor. Biriktiği içinde soğuk hava depolarına ya da tırlara naklediyorlar...

Evet New York vaka sayısı olarak Amerika genelinin yarısı kadar bir sayıya sahip.

Amerika genelinde an itibariyle 350 bin civarında vaka varken New York’ta bu rakam tüm ülkede ki vaka sayısının neredeyse yarısını barındırıyor.

İnsanların endişeli ve gergin oldukları görülüyor. Özellikle Manhattan’a baktığımız zaman şehrin evsizlere ve yoğun ambulans trafiğine kaldığı görülüyor.

Hastanelerin önünde sürekli sedyelerin biri girip biri çıkıyor. Marketlerin, eczanelerin önünde hala uzun kuyruklar var.

Dezenfektanlar ve maske gibi koruyucu ürünler hala bulunmuyor. Bir kaç gün önce New York Belediye Başkanı New York’luları sokağa çıkarken atkı yada bandana ile burunlarını ve ağızlarını örtmelerini istedi. Çünkü New york’ta hiç maske yok.

İnternetten satış yapan firmalar sadece sağlıkçılar için sipariş almaya başladı. Fakat teslimat için Mayıs ayını işaret ediyorlar .

Test merkezlerinin önünde uzun kuyruklar var. Test merkezleri ilk günlerde aracınızla gittiğinizde randevusuz kabul ediyorlardı. Artık iki gün sonraya randevu veriyorlar. Sonuçların çıkması ise 72 saati buluyor. Pozitif çıkan hastların ciğer röntgenleri çekiliyor. Eğer sorun gözükmüyorsa hastanın evinde karantinada kalması söyleniyor.

Bu arada New York’ta vaka sayısının fazla olmasının en önemli nedeni toplu taşıma araçları. Özellikle metrosu normal zamanlarda çok kalabalık oluyordu. Aynı zamanda bakımsız ve pis, insanların iç içe olduğu bir metro.

New York eyaletinin nüfusu diğer eyaletlerle kıyaslandığında az bir sayıya sahip olsada dikey mimarisi Manhattan adasında yaşayan insan çokluğu salgının hızla yayılmasına neden ikinci bir etken oldu.

Salgının başladığı ilk günlerde hızlı önlem alınamadığı, yeterince önem verilmediği için Manhattan adasının içinde çok hızlı yayıldı. Diğer eyaletlere göre daha az bir nüfusa sahip olsada günde dışardan 1.5-2 milyon insan şehre çalışmak için geliyor.

Manhattan’ın içi boş olsada yaşamın olduğu diğer yerlerde aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Özellikle Brooklyn, Queens, Bronx gibi New York’un şehirlerinde sokaklarda, parklarda insanların kalabalığı göze çarpıyor. New York tabiki Amerika geneline baktığımız zaman göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir şehir.

New York’a göre sağlık çalışanları çok az, şehir için yeterli sayıda çalışan yok. Ekipmanlar aynı şekilde az sayıda. Belediye başkanı kısa sürede biteceğini söylüyor. Tabi sağlık çalışanlarının çaresizliklerini gözlemleyebilirsiniz.

Hastane ücretleri sağlık masrafları çok pahalı. Bundan dolayı sigortası olmayan bir gencin geçen hafta hastaneye kabul edilmediği haber oldu burda.

Trump daha iki gün önce şöyle bir karar aldı.

“Koronaya yakalanan Amerikan vatandaşlarının sigortası olmasa bile hastane masraflarının karşılanacağı ama sadece Amerikan vatandaşlarının ve yeşil kart sahiplerinin bu haktan yararlanacağını belirtti.”

Fakat burda şöyle bir handikap ortaya çıkmış oldu.

Bu ülkede ki kaçak göçmen sayısı 13 milyon civarında ve kaçak göçmenler bu hizmetten yararlanamayacak. Bir bakıma Amerika’da salgının daha da yayılması söz konusu olabilir.

Yani virüsü kapmış ve parası olmayan kaçak göçmenler tedavi edilmeyecek sokaklarda virüsü yaymaya devam edecek. Önümüzde ki günlerde bu durum çok tuhaf bir hal alabilir.

Ulusal bazda Sokağa çıkma yasağına Trump halen olumsuz bakıyor. Bu seçeneği şu an için eyalet valilerine bırakmış durumda. İnsanların sadece evde kalmaları tavsiye ediliyor...

Hastanelerin yetersiz olmasından dolayı Trump geçtiğimiz hafta Virginia eyaletinden New york'a 1000 yataklı devasa bir hastane gemi gönderdi. Bu gemi geçen hafta Pazartesi günü NY’a ulaştı. Yalnız Gelen gemi korona virüsüne yakalanan hastalara bakmıyor. Korona harici rutin sağlık problemleri olan hastları kabul ediyor. Pazartesi günü faal olarak devreye giren hastane gemisi bugüne kadar sadece 3 hasta kabul etmiş. Neye göre hasta belirleme kriterleri olduğu tartışma konusu oldu.

Yine aynı şekilde New York’un en büyük fuar alanı olan Javits Center’da Ulusal Muhafızlar tarafından hastaneye çevrildi. Burasınında koronaya yakalanan hastalara bakılmayacağı yönünde idi ilk haberler ama bir kaç gün önce Trump’ın açıklaması ile korona virüsü hastalarını kabul edeceği belirtildi.

Geçtiğimiz günlerde New York valisinin açıklamalarında, “Nisan ayının Marttan, Mayıs’ında Nisan ayından daha kötü geçeceğini belirtmişti.”

Şayet artışlar çarpanlarıyla ve bu hızla devam ederse Nisan sonuna doğru vaka satısı ABD genelinde milyonlara ulaşabilir. Buna bağlı ölüm oranlarıda 50 binlere çıkabilir.

Son olarak;

New York’ta olanlar Amerikada olacakların ilk perdesi gibi. Eğer New York’ta olanları iyi okuyup kesin çözümler bulamazlarsa, Amerika’yı bildiğimiz Amerika’dan çok uzak, çökmüş bir imparatorluğun son günleriymiş gibi görebiliriz .