New York’dan Türkiye’nin katettiği yolları görüyorum..

Fakat bugün virüsün ortaya çıkardığı krizden anlaşılan şu ki, bir iki ülke hariç tüm batı’nın aslında birinci değil üçüncü katagoride olduğu, Türkiye’nin de birinci katagoride olduğu ortaya çıkmıştır. İnanmayan sayılara ve hastanelere baksın.

İsmail GÜZEL iguzel@nestech.net

Son iki aydır, haftanın neredeyse dört günü New York bağlamında, ABD’de olan biteni Türkiye’de yayın yapan ulusal bir televizyon kanalında dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz.

Genelde yorumdan ziyade olan biteni aktarıyoruz. Vaka ve vefat sayılarını, Amerika’lıların bu süreçte yaşadığı zorlukları ve özellikle de sağlık sektörünün içinde bulunduğu zorlu süreçleri.

Hakikaten insanlar çok bunalmış durumda. Bir yandan sağlık sorunları bir yandan da ekonomik sıkıntı. Kira ve mortgage gibi ödemelerini yapamayan insanlar kaygılı. Bu, işlerini kaybeden milyonlar için zorlu bir sürecin başlangıcı...

Biraz da yorum yapıp devam edelim...

Her gün binlerce Amerikalı KOVID-19'dan ölürken, ABD hükümetinin tedbirlerde geç kalmışlığı, felaketin büyüklüğünü giderek daha belirgin hale getirdi.

Pearl Harbor'a yapılan saldırı ve 11 Eylül saldırılarında olduğu gibi ABD gene savunmasız kaldı.

Üç aydan daha kısa bir sürede ABD’nin KOVID-19'dan kaybettiği insan sayısı, Vietnam’da yaşanan 18 yıllık savaşta kaybettiği insan sayısından daha fazla.

Amerika Birleşik Devletleri her iki günde bir neredeyse 11 Eylül saldırılarında kaybettiği insanlar kadar kayıp veriyor.

Kore ve Vietnam'da yaşanan savaşlar sırasında ölen ABD’li sayısını aşacağı tahmin ediliyor.

Uygulamadaki başarısızlıklar ilerlemeyi hızlandırdı.

Ülkenin dört bir yanındaki valiler, Amerikalılara evde kalmalarını emretmek zorunda kaldı.

ABD kendi ekonomisini komaya soktu.

ABD 1918 grip salgını ve Büyük Buhran'dan bu yana en derin ekonomik daralmayla ve en büyük halk sağlığı tehdidiyle karşı karşıya.

Aynı zamanda, insanlık tarihinin en zengin, en güçlü toplumu çöp torbaları giyen tıp profesyonellerinin görüntüleri ile karşı karşıya kaldı.

Amerikalılar neyin yanlış gittiğini ve böyle bir felaketten nasıl kaçınılacağı konusunda halen sıkıntılar yaşıyor.

Krizin ne zaman sona ereceğini tahmin etmek için çok erken. Normalleşme 6, 12 veya 18 ay’ı bulabilir.

İnsanların sosyal mesafe kurallarına ve önerilen hijyen kurallarına uyma derecesine bağlı olacaktır.

Mevcut kriz bu süreçte ABD’nin bir eksikliğini ortaya koydu. Amerika Birleşik Devletleri, virüs ya da ekonomik etkilerinden dolayı ortaya çıkan kriz için ortak bir çaba göstermedi.

Dünyadaki sorunu ele almak için ülkeleri bir araya getirmedi. Diğer ülkeler yardım için ellerinden gelenin en iyisini yapıyor.

Bu, mutlak ekonomik ve askeri gücü devam etmesine rağmen ABD'nin göreceli avantajında bir düşüşe neden olan bir sonuçtur.

Pandemiye karşı küresel bir tepki.

Bir ülkede başlayan ve dünya çapında büyük bir hızla yayılan bir salgın, küresel bir zorluğun tanımıdır.

Ayrıca küreselleşmenin bir seçim değil, bir gerçeklik olduğuna dair kanıtlar da var.

Pandemi açık ve kapalı ülkeleri, zengin ve fakir, Doğu ve Batı'yı tahrip etti.

Burada eksik olan, anlamlı küresel bir tepkinin eksikliği.

Ne kadar güçlü olursa olsun, hiçbir ülkenin kendi başına başarılı bir şekilde mücadele edemeyeceği bir küresel zorluk..

Üzücü ama kaçınılmaz gerçek şu ki, “uluslararası toplum” ifadesi zaten varmış gibi kullanılsa da, salgına verilen temel tepkiler uluslararası değil, ulusal olmuştur.

Dünyanın en güçlü iki ülkesi arasındaki işbirliğinin çoğu, küresel zorlukların üstesinden geliyor olmasıdır.

Ancak ABD-Çin ilişkileri yıllardır bozulma eğiliminde..

Salgın iki ülke arasındaki sürtüşmeyi artırıyor.

Washington, Çin hükümetini, salgının başladığı şehir olan Wuhan'ı hemen kapatmamak, binlerce virüslü insanın virüsü daha fazla yaymasına izin vermek de dahil olmak üzere, örtbas ve eylemsizlik nedeniyle sorumlu tutuyor.

Çin’in kendisini pandemi ile başa çıkmak için başarılı bir model olarak gösterme, bu anı dünya üzerindeki etkisini genişletmek için bir fırsat olarak kullanma girişimi, yalnızca Amerikan düşmanlığına katkıda bulunacak.

Ekonomik Pandemi.

Pandeminin ekonomik yükü daha zayıf ve daha başarısız devletler ortaya çıkaracaktır.

Bu neredeyse kesin bir borçlanma sorunu ile daha da kötüleşecek..

Hali hazırda dünyanın büyük bir kısmında kamu ve özel borçlar şimdiye dek görülmemiş seviyelerde.

Ve sağlık harcamalarını karşılamak ve işsizleri desteklemek için devlet harcamalarına duyulan ihtiyaç borcun fırlamasına neden olacak.

Özellikle gelişmekte olan dünya, karşılayamayacağı muazzam gereksinimlerle karşı karşıya kalacak.

Son bir not.

Beş sene önce okuduğum batı kaynaklı bir makalede, ülkelerin kriz anında verecekleri tepkilere göre ülke sıralaması yapmışlardı. Bu sıralamaya göre olası bir kriz anında sorunsuz, sıkıntısız çıkacak ülkeleri birinci katagori de, kriz anında büyük problemler yaşayacak ülkeleri de üçüncü katagori de değerlendirmişlerdi.

İşte o birinci katagori ülkeler ABD, Çin, Güney Kore ve Batı Avrupa ülkeleriydi. Üçüncü katagoride ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkeler. Fakat bugün virüsün ortaya çıkardığı krizden anlaşılan şu ki, bir iki ülke hariç tüm batı’nın aslında birinci değil üçüncü katagoride olduğu, Türkiye’nin de birinci katagoride olduğu ortaya çıkmıştır. İnanmayan sayılara ve hastanelere baksın.