Necdet'i idama hazırlayan vekil konuştu
Abone olBaşbakan Erdoğan 12 Eylül'de idam edilen gençleri anlatırken koğuş arkadaşı AK Partili Güven'de oradaydı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, 12 Eylül’de idam edilen Necdet
Adalı, Erdal Eren ve Mustafa Pehlivanoğlu’nun hikâyelerini
anlatırken, aynı dönemde birlikte cezaevinde yattığı koğuş arkadaşı
AK Parti Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven'de
oradaydı.
12 Eylül öncesi Kurtuluş Sosyalist Dergi Grubu’nun yönetici
kadrosunda bulunduğu gerekçesiyle cezaevinde 9 yıl yatan Güven o
anı ve yaşadıklarını Şükrü Küçükşahin'e anlattı.
İşte Güven'in anlattıkları:
Başbakan, hapis yattığımı biliyor ama Adalı’nın koğuş
arkadaşı olduğumu bilmiyor. Başbakan’ın o üç gencimizle ilgili
sözleri edeceğini bilmiyordum. Birden onlardan söz edince çok
şaşırdım. Bir yanımla çok mutlu oldum. Bir Başbakan o
gençlere yapılan haksızlığı, yıllar sonra da olsa yüreğinde
hissederek millete anlattı. Diğer yandan içim yandı, canım çok
acıdı. Necdet Adalı, benim koğuşta yardımcımdı. Mustafa
Pehlivanoğlu ile de Mamak Cezaevi A Blok Zemin 2 koğuşunda
birlikteydik. Erdal Eren ile de aynı koğuşlarda
kaldım.
KOĞUŞ BAŞKANIYDIM
Adalı ile Merkez Kapalı Cezaevi’nde beraberdik. Oradan önce ben,
sonra Necdet'le Mamak’a gönderildik. Her iki tarafta da örgütün
koğuş komünü başkanı bendim, Adalı da yardımcım. Necdet,
idam cezası aldıktan sonra da hiç değişmedi, çok gururluydu.
İdamlar gündeme gelince beklemeye başladık. Buna hediyeler de
geliyordu, idama gidecek diye. Boynundan çekip alıyorduk, ‘Sana
yaramaz artık’ diye şaka yapıyorduk. O da, ‘Umurumda değil ya ne
yaparlarsa yapsınlar’ derdi. Bugün bunları söylemek ne
kadar zor biliyorum; ama o günün koşullarında o ortamda hayatımız
buydu. Deniz Gezmiş’in idama götürülüş sürecini çok iyi okumuştum,
bir de Adli Tıp raporlarını okumaya başladım, idama gidilirken
neler oluyor, diye. Necdet’i hazırlamaya
başladım.
ÖLÜM KOĞUŞUNA KOYDULAR
Sonra bizi ayırdılar. Beni tecrit, Necdet ile Pehlivanoğlu’nu ‘Ölüm
koğuşu’ dediğimiz, hücrelere koydular. Deniz Gezmiş’i koğuştan
aldıktan 35 gün sonra idam etmişlerdi. Necdet’e, ‘Bu kadar uzun
olmaz; ama 15 gün olur hiç değilse’ dedim. O nedenle koğuştan
alınırken, ‘Eşyalarımı alayım mı’ diye sormuş. Gerek olmadığı
söylenmiş. Gece saat 02.00’de almışlar 2’sini birden. Bunları sonra
öğrendim. Çünkü hepimizi her gece döverlerdi. O gece sabaha kadar
sadece beni dövdüler. Sabah taşkınlık yapmamayım diye.
İDAMI ASKERDEN ÖĞRENDİM
Sabah bir asker idam edildiklerini söyledi. ‘Necdet dimdik durdu.
Çok rahattı’ dedi. Tam bir ay inanmadım. Sindiremedim, yalan diye
gördüm. Bunun bir propaganda olduğunu söyledim. Tecritten çıkınca
öğrenebildim.
Hücrelere konmadan önce saatlerimizi değiştirdik. İdam sonrası
üzerinde çıkanlardan biri de bu saatti. İdamdan 15 gün önce de
haber gönderdi, ‘Param yok’ diye. 100 lira yolladım. Üzerinde çıkan
para da 75 lira oldu.
ÇOK GURURLUYDU
Necdet, götürüldüğü yerde avukatı Mehdi Bektaş’ı görünce durumu
anlıyor. İdam konusunu konuşurken, idam edilenlerin zaman
zaman altına kaçırdığını da söylemiştim. İdamdan önce tuvalete
gitmek için izin istemiş. Bu da gururunu gösteren bir şey.
Son talebini soruyorlar. ‘Eğer ulaştıracaksanız aileme mektup
yazacağım’ diyor. Mektubu yazıyor. Cellat sehpaya vuramıyor.
Komutanı bağırıyor, ‘Bunun öldürdüklerinin anası, babası gelse
nasıl vururdu, öyle yap’ diye. Necdet, slogan atıp tekmeyi de
kendisi vuruyor.
MUSTAFA İLE KAVGA EDERDİK
Mustafa Pehlivanoğlu ile koğuşta konuşmazdık, aksine kavga ederdik.
Malum 12 Eylül, barıştırma diye sağcıyla solcuyu aynı koğuşa
koyuyordu. İlk başlarda karşılıklı sessiz kaldık; ama daha
sonra özellikle havalandırmadan dönüşte koğuşa girerken birbirimize
giriyorduk. Bir sefer atılan çay bardağı Necdet’in gözünü çizdi,
GATA’ya götürdüler. Bizim faşist gördüğümüz bir doktorun eline
düştü. Doktor, uyuşturmadan gözünü dikti. Hiç ağlamamış, ‘O
faşistin karşısında ağlayamazdım’ dedi. Cezasını almadan
önce duruşmalara giderken, Necdet ile beni aynı kelepçe ile
bağlarlardı. Bazen o halde de ülkücülerle kavga ederdik, elim çok
acırdı; çünkü o çok güçlü ve çok ataktı, aynı anda elimi hareket
ettiremezdim. Bir seferinde kendisini kaptırmış ha bire yumruk
atıyor. Canım çok acıdı, Necdet’e bir yumruk da ben attım. O zaman
hayretle baktı, ‘Ya elimi koparacaksın’ dedim, güldü.
Ak Parti Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven, 12 Eylül’de idam
edilen Necdet Adalı ile hem Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi hem de
Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi’nde aynı koğuşu paylaştı. Güven ve
Adalı, 12 Eylül’e kadar Ulucanlar’da kaldı. 12 Eylül’de darbe
olunca önce Güven, daha sonra da Adalı, Mamak’a gönderildi. Adalı,
Mamak’tan idam edileceği Ulucanlar’a götürülmek için çıkarıldı.