Nakliyecilikten sinemaya

Tavşanlı'ya bağlı şimdi belde olan Tepecik Köyü'nde 1954 yılında doğan ve hala yaşantısını burada sürdüren Uluçay, yaptığı açıklamada, kendisine para kazandırmasa da yüreğindeki sinema aşkının hiçbir zaman son bulmayacağını söyledi. Kamyonlarda muavinlik yaparak ve bir yem fabrikasında çuval taşıyarak kazandığı paralarla sanatın bu büyülü dalına adım attığını ifade eden Uluçay, sinemayla nasıl tanıştığını şöyle anlattı: "İlkokula giderken, okula gelen bir seyyar sinemacı sayesinde sinemayla tanıştım. O dönemlerde, resim yapmayı da çok seviyordum. Sinemayı tanıyınca, birden aşık olduğum resimlerin hareket ettiğini, koştuğunu gördüm. O zaman sinemacı olmaya karar verdim. Ancak, bir sinemacı demek film makinesine sahip olmak demekti. Henüz 12 yaşımdayken, arkadaşım İsmail Mutlu ile bir film makinesi yaptık. Bunun için 3 yıl uğraştık sanıyorum. Sonra çöplüklerden topladığımız filmleri birbirine ekleyerek, bir ahırın duvarlarında, elde ettiğimiz birkaç saniyelik görüntüler sayesinde köylülere denizleri, ormanları seyrettirdik."