Muhtar'dan ilk sigara krizi
Abone olReha Muhtar yine köşesinde sigaraya değindi. Sigarayı bırakan yazar, Mehmet Barlas'a seslenmeden yapamadı. Muhtar, ilk krizini yazdı.
Reha Muhtar,başlıklı yazısında Mehmet Barlas'la arasında geçen
sigara muhabbetini sürdürdü. Muhtar, Barlas'ı bugün fazla
takmadı.
Bir yanda yüzlerce okuyucunun destek maili.. Diğer yanda, sevgili
Mehmet Barlas'ın kinayeli sözcükleri..
Öbür tarafta ise neredeyse sigarayı bıraktığım, bunu da ilan edip
okuyucuyla paylaştığım için, kıskançlıktan kudurup çatlayan ve
nefret kusan yaratıklar..
Yanlış anlamayın.. Kıskançlıktan kudurup çatlayan o yaratıkların
içinde, tahmin ettiğim ve tahmin edeceğiniz o malum şahıs yok bu
kez..
O bile bu konuda daha insancıl..
Bu nasıl bir meslektir ki, insanlar bir başka insanın mutluluk
çabasından mutsuz olurlar..
Bir başka insanın ciğerlerinin dumanla dolmasından,
zehirlenmesinden gizli bir keyif alırlar..
EGO VE HASET...
Onu durdurmaya çalışmasından, bunu okuyucuyla paylaşmasından gizli
bir mesleki kıskançlık duyarlar..
Birileri, "Benim önüme geçiyor.. Gündeme oturuyor.." hezeyanlarını,
çıktıkları televizyon programlarında yüzlerinden
gizleyemiyorlar..
Bu nasıl bir hastalıktır ki, insanların iyi ve mutlu olması için
yazı yazanlar,
bir insanın 25 yıldır içtiği sigarayı bırakma günlerinde bile
hasetten kudum kudum kudururlar..
Bu insanların, gerçekten insanların mutluluğu için yazdığına
inanabilir misiniz?..
Onların tek istedikleri, kendi egolarının, ama sadece kendi
egolarının daha fazla şişirilmesi..
Egolarının doyuncaya, tıksırıncaya kadar beslenmesi..
Şişirile şişirile balon olmuş egolarının zaman zaman patlayıp
ortalığa saçılmasını bile anlamıyorlar..
Neyse..
Onlar mutlu olur mu bilmem.. Ama ben ilk büyük sigara krizimi
pazartesiyi salıya bağlayan gece saat 01.00 sularında çok yoğun
yaşadım..
Eskiden benimle çalışan atv'nin Haber Müdürü Murat Demirel bana ilk
gün şöyle demişti: "Abi şimdi sen sigarayı bırakıyorsun, ama esas
bırakıp bırakmadığını ben pazartesi gecesi anlayacağım.. O
televizyon programın başlayacak.. Bir süre sonra reklama girecek..
Sen eğer o anda o sigarayı içmezsen ben senin içmeyeceğini
anlayacağım.."
İlk pazartesi gecesi fazla sorun yaşamamıştım..
SALI SABAH SAAT 01.00
Ama geçtiğimiz pazartesi gecesi, Futbol Ateşi programı iki defa
reklama kestiğinde, canım felaket biçimde sigara istedi..
O 6'şar dakikalık iki arada, beynim ve kalbim arasında nasıl gittim
geldim anlatamam..
O gün bir daha anladım ki, yaşamınızda çok stresli şeyleri
yapıyorsanız, zehirlerden uzak kalmak için büyük mücadeleler vermek
zorundasınız..
Şimdi, "stresli şeylerden uzak durun, yaşamınızdan onları hepten
çıkarın.." diyen doktorlar ve bilim adamlarını çok daha iyi
anlıyorum..
Önceleri, "ben hayatta her türlü stresli işin içine girerim, evvel
Allah sağ salim de çıkarım" derdim..
Şimdi biliyorum ki, seçtiğiniz yaşam biçimi, seçeceğiniz zehirleri
de önemli ölçüde belirliyor..
Pazartesiyi salıya bağlayan gece o krizi, bütün vücudumda ve en
önemlisi beynimde yaşarken, bunu bir kez daha anladım..
O gece sonunda ne mi oldu?..
Hasetten çatlayanlar çatlamaya devam edebilirler..
İçmedim o sigarayı..
Hâlâ da almıyorum içime o zehirli dumanı..
YAZI:Reha Muhtar
sabah