Modern Türkiye Cumhuriyeti

Gary Oldman’ı tanımayanlar için öncelikle kendisinden bahsedelim biraz...

Coşkun Karaca coskunk@internethaber.com

Gary Oldman’ı tanımayanlar için öncelikle kendisinden bahsedelim biraz. The Dark Knight (Kara Şövalye) serisi başta olmak üzere dünya çapındaki birçok filmde rol almış, önemli bir oyuncu Oldman.

Son olarak Winston Churchill’i canlandırdığı Darkest Hour (En Karanlık Saat) filminde devleşmişti. Neticede Oscar’da “En İyi Erkek Oyuncu” ödülüne layık görüldü.

Gary Oldman, ödül töreni başlamadan önce Hürriyet Gazetesi yazarı Barbaros Tapan ile bir röportaj yapmış. Churchill’in Gelibolu’da savaştığını fakat Mustafa Kemal Atatürk’e karşı kaybettiğini söyleyen Barbaros Tapan’a o röportajda çok değerli şeyler söylemiş:

“Bazı kaybetmeler karşı tarafa çok iyi şekilde döner. Ne mutlu size. Biz Gelibolu’da kaybettik ama siz Mustafa Kemal sayesinde kazanarak modern Türkiye’yi kurdunuz…”

*

Açıklamanın önemini kavrayabilmek adına, geçmişe biraz dönmek lazım. Tarihimizde elde ettiğimiz zaferlerin en değerlilerinden biri olan Çanakkale Savaşına gidelim.

İtilaf Devletleri, Çanakkale boğazını ve sonrasında İstanbul’u ele geçirmek için Çanakkale cephesini açtı.

Bizim her ne pahasına olursa olsun Çanakkale cephesinde kazanmamız gerekiyordu. Neyse ki, Çanakkale cephesinde Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk vardı.

O ve kahraman askerleri; Arıburnu’nda, Conkbayırı’nda, Kireçtepe’de, Anafartalar’da ve tüm cephede muazzam mücadeleler vererek, İtilaf Devletlerini en güçlü olduklarını düşündükleri yerde, denizde mağlup ettiler.

Bu şanlı zaferin ardından Mustafa Kemal Atatürk: “Hamdolsun, İstanbul’u kurtardık” demiştir.

O dönemde İngiltere’nin Bahriye Nazırı olan isim Winston Churchill idi. Bu büyük zaferimizin neticesinde en büyük darbeyi de o almıştı.

Bütün bu bilgilerin ışığında İngiliz Aktör Gary Oldman’ın bu açıklamasının ne denli manalı olduğunu sizin ferasetinize bırakıyorum.

*

Nihayetinde Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları modern Türkiye’yi kurdular. Kadınlarımıza verilen değeri ise şöyle anlatmak isterim sizlere:

Önce 1930 yılında Belediye seçimlerinde, sonra 1933 yılında Muhtarlık seçimlerinde ve en son 5 Aralık 1934 yılında Milletvekilliği seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.

5 Aralık 1934 yılı itibariyle dünyada henüz; Portekiz (1931), Fransa (1944), İtalya (1945), Japonya (1945), Güney Kore (1948), Yunanistan (1949) ve hatta İsviçre (1971) gibi ülkelerde bu hak, kadınlara tanınmamıştı.

Demem o ki, kadınlarımızı el üstünde tutmak, onlara saygı ve sevgi dolu davranmak mecburiyetindeyiz. İnsani değerler, vicdan ve şanlı tarihimiz bize bunu söylüyor. Kulak verin.

Bu yazı neden 9 Mart tarihinde yayınlandı peki? Çünkü dün, herkes kadınlar günü ile ilgili bir şeyler söyledi, yazdı. Ama bugün söylenenler unutuldu bile muhtemelen. Hep öyle olmuyor mu? Unutmayalım istedim.

Sağlıcakla kalın…