MHP ve CHPye tahrik suçlaması
Abone olÖnce Erdoğan ardından da Bakan Atalay muhalefete yüklendi. Bakan Atalay'a göre muhalefet halkı tahrik ediyor.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İzmir'de DTP konvoyuna
yapılan saldırıya ilişkin, "Bizim burada en hassas olduğumuz, bu
süreçte (Demokratik Açılım Süreci) provoke edici şeylere meydan
vermemek, bunları önlemektir" dedi.
Bakan Atalay, CNN Türk'te Tecrübe Konuşuyor programında Hasan Cemal
ve Cengiz Çandar'ın sorularını yanıtladı.
Atalay, İzmir'de DTP konvoyuna yapılan saldırıyla ilgili olarak,
"Biz Kızılcahamam'daydık, haber orada ulaştı ve çok
yakından takip ettim dün. Bugün de takip ettim. Tabii,
Cumhuriyet Savcılığı da el koydu. Görüntüler var. Orada gereken her
şey yapılacak. Bugün Aydın ve Manisa'da vardı iki
programları, oralarda sorun olmadı" dedi.
Atalay, "Bir halk tepkisinden ziyade bir siyasi partinin
mensupları" sözleri üzerine "Hepsi biliniyor, hepsi
tespitli. Yani hukuksuz davranış cezasız kalmaz. Bu konuda
da öyle olacak. Arkadaşlarımız üzerinde çalışıyorlar. Bir
de orada kaza oldu, bizim bir polisimiz de yaralandı. Bu
vesileyle şunu ifade edeyim; DTP bir siyasi partidir. Kendi
programlarını, siyasi çalışmalarını yapacaktır. Bunda hiç bir
tereddüt yok. Biz de güvenliği sağlamaktan sorumluyuz" dedi.
Beşir Atalay, "Ama hem bu süreçle ilgili hem de genel manada
programlarla ilgili hepimize düşen de sorumluluklar var. Tahrik
edici tutumlardan çok kaçınmak gerekiyor. Zaten bu süreci
şu veya bu şekilde provoke etmek isteyenler var, bunları
biliyoruz. Bütün siyasi partiler ve DTP'nin de tabii
program yapanların dikkatli olması gerekiyor. Gereksiz sloganlar,
poster, bayrak vesaire. Kendi parti bayrağının dışında bu
programlarda yer alması söz konusu olmamalı" ifadelerini
kullandı.
CHP ve MHP'ye eleştiri
Atalay, başka bir soru üzerine de Türk toplumunun çok basiretli bir
yapıya sahip olduğunu, ancak "İki muhalefet partisinin de
AK Parti'yi söylemediği ve yapmadığı şeyleri yapmakla itham ederek,
vatandaşı tahrik ettiğini" savundu.
"Demokratik açılım" sürecinin ayrıntılarının öngörülemeyeceğini ve
bir takım sıkıntılar yaşanabileceğini anlatan Atalay, "İşin özünü
kaybetmeden, ayrıntılarda kaybolmadan süreci yürütmek durumundayız"
dedi.
Atalay, "demokratik açılım" konusunun TBMM'de
görüşülmesini de genel olarak yararlı bulduğunu ifade etti.
"Demokratik açılım çalışmasına ilişkin bir ön çalışmanız
oldu mu?" sorusuna Atalay, "2008 yılı ikinci yarısı ve
2009 yılı ilkbaharı bu konuda çalışmakla geçti. Bu, devlet için
yeni bir konu değil, yıllardır var olan bir konu ama bu söylediğim
dönemde üzerinde yoğunlaştık, çalıştık" yanıtını verdi.
Sorunun ortaya çıktığı dönemde "basit bir güvenlik
olayı" olarak görüldüğünü ve üzerine gidilmediğini ifade
eden Atalay, "Rahmetli Özal'ın da önemli çalışmaları oldu. Ama
onlar bir şekilde engellendi. O zamanlar etnik kimlik bilincinin bu
kadar derinleşmediği dönemlerdi. Sorunun çözümü daha kolaydı. Şimdi
tabii biraz zor. Elimizde analizler var. Bütün boyutlarıyla
yaptırıyoruz. Bütün boyutlarıyla bunu değerlendiriyoruz. Biz bunu
isabetle gündemimize aldık" diye konuştu.
İl isimlerinin değiştirilmesi
Demokratik açılım sürecinin yaşandığı dönemde, "zorlamalı konulara
ağırlık vermemek gerektiğini" ifade eden Atalay, il isimlerin
değiştirilmesinin, o bölgede yaşayan insanların üzerinde
durması ve referandumla olabileceğini söyledi.
Bakan Atalay, "Ben şu anda illeri çok öncelikli görmüyorum.
Milletin takdiridir. Yaşayan isimler vardır. Zorlamayla yer
isimlerinin değiştirilmesi yerine yaşayan isimlerle bu
yapılmalıdır. İsim değişikliği TBMM'nin kararıyla olur"
dedi.